Çarşamba, Haziran 28, 2006

HUZUR...


Üzütüyle sevinç içiçe
Kapanmış perdelerde güneş doğuyor
Sen gelince
Sen gene çiçekleri kokla
Görmesem de
Evet oracıkta
Eğil
Kum dolu mavnalar peşpeşe
Devrik kulelerde can sesi
Kıyı da oynıyan çocuklar
Denizin sesinden habersiz.




Ansk:) Dirlik, baş dinçliği; gönül rahatlığı ;Bu günlerde hepimizin ihtiyacı olan birşey.Bakalım onu nerede bulabiliriz ? Satın alabilirmiyiz ?Sora sora Bağdat bulunurmuş. Bağdat'da olmadığı şu an da ap açık!...Yukarda ki lügät karşılığından gidelim.Dirlik: evimizin içi, iş yeri, sokak kapımızın dışı.Vaz geçtim, birincisinden.Baş dinçliği :o nedir ya !... Rüya görmeden uyursam, sigortalaratıp da , aman be diye isyan ettiğimiz zaman; yok yok o da değil. Gönül rahatlığı : bakınbu hoşuma gitti, nede olsa gönül bize ait.Tek çare onu rahat ettirmek. Onun bir çok çaresi var :)
Çık kapının dışına, günlük güneşlik, güler yüzlü insanlar, tertemiz sokaklar.Heryer yemyeşil ağaçlarla çiçeklerle kaplı.Kuş sesleri, sokak köpeğini seven bir adam.Magzaların içinde sizin sormanızı bekliyen tezgähtarlar.Karşıya geçmenizi hisseden duyarlı sürücüler, durup geçmeniz için elleri ile sanki sizi selamlıyorlar.Bu güzel dolaşımda ayaklarınızı itina ile şaran ayakkabınız, size sesleniyor lütfen daha da gezin.Kolkola dolaşan gençler,Banklarda mutluluklarını gözlerinden okuduğumuz o sevimli, gençliklerini ikiye katlamış insanlar.Oh be ne güzelmiş bu son değim Gönül rahatliği.Kabahat sizin değil benim yandaki radyo da
Eski nameleri dinlerken, uyuklamışım, sandelye üzerinde.Eh yazı huzur olunca uykuda bile bunları karalamışım.Şimdi uyandım da okudum.Acaba sizce uyuklarken yazdığım bu yazı o huzur denilen şeyin bir parçasımıydı ? Eğer o derseniz, bende sık sık uyuklamaya çalışayım.Yooo değil derseniz ! Gözlerim sizin tavsiyeleriniz de.....
Saygılar.

Hiç yorum yok: