Pazar, Ocak 21, 2007

PAZARIN SOHBETI..


Yukarda resmini gördügünüz Ağaç Burdur Ağlasun ilçesinde 1000 yıllık bir çınar.Sanki başı göğe değiçek , kökleri toprağa sıkı sıkı bağlı bir tarih.Doğaya kafa tutmuş, dimdik ayakta duruyor.Yaprakları rüzgarın esintisi ile bizlere çok şeyler anlatıyor.Güneşin ışınların dan bizleri yakmıyacak şekilde koruyor.O çınar esasında çok şey anlatıyor.Bizler onu anlamaya çalışırsak.
Her bir yaprağı ayrı bir öykü taşıyor.Bir gün geliyor o yapraklar toprağa dökülp bir yenilerine yer veriyor.Bu onun yaşam döngüsü.Onu hangi bir gözle izlersek anılarını sevgisini bize aynen anlatıp içimizde büyüyor.Bazen doğa içinde kolları kesilmiş yerlere serilmiş.Bir baltaya yenilmiş çınarlar, düsünceler görürüz.Birileri onları yok etmişlerdir.Düşünmeden bilgisizce haince canice.Nedeni ne olursa olsun bu hunharca katliam bizleri nice o yeşil yapraklardan düşünceler den yoksun kılmıya bırakacaktir.
O hazan mevsiminde teker teker dökülen bu yaprakları, bir hüzün duygusu içinde göremiyeceğimiz gibi, onun yerini alacak yenilerinin de sevincinden mahrum kalacağız.Gözlerimiz boşluğa takılacak onları arıyacaktir.Nice çınarlar yok edildiği zaman o güzelim yapraklar dan da mahrum kalmışdık.Bu gün onlara bilinsizce ister kendi ceheletimiz isterse bir başkası tarafından bu karanlığa itilerek yapılan katliamlar bizleri o güzelim yapraklardan mahrum bırakacaktir.Bre insanoğlu sana bahş edilen bu çınara,çınarlara iyice bak yaptığın her yanlış seni çorak yaşamlara sürükler.Bırak o çınarlar yukardaki resimdeki gibi 1000 nlerce yıl yasasın sana yeni yapraklar,düşünceler versin ışık tutsun iyilerini icine istemediklerini rüzgara ver, bırak zamana ,o yapraklar tek tek zamanları geldiği zaman kendiligin den dökülecekler yerlerini bir yenilerine vereceklerdir.Senin ise böyle bir gücün yok.Dokunma o yapraklara her kopartmaya çalıştığın bu yaprağın hiç bir zaman yenisi gelmez.Bu da zaman içersinde seni yok eder.Onların vatanları senin içindedir onların inançlarıda senin içindeki inançtir.
Kalın sağlıcakla iyi Pazarlar.
Saygılarla.

2 yorum:

Oya Kayacan dedi ki...

İçimizdeki sıkıntıyı güzel anlatmışsınız sevgili Erdil Bey. Ben de iki sabahtır zor kalkıyorum yatağımdan, uyanırken söyleniyorum kendi kendime, "Ölmemişim ama ne kadar da yaralıyım, ne kadar acıyor ruhum, beynim." Korkuyorum üstelik, düşünmeyi bilen her insan adına korkacaksın bu devirde. Attığı adımdan, yazdığı satırdan, gördüğü rüyadan korkacaksın.

ERDIL dedi ki...

Sevgili sn.Oya Hanim yazacak kelimeler karanliklar icinde ucusuyor.Sayfalarimizda sayfalarinizda sayfalarda bir burukluk icinde hep yazilmistir.Ama o zaman demisizdir.bir yaprak daha düstü diye.Yüzümüzü aci bir tebessüm kaplar.Geride biraktigi eserlerle avunuruz.O yasam bir baskadir bizlerin icinde.Aci olan daha yesil iken koparilip bir kenera atilan.Cözemedigimiz anliyamadigimiz.Suratimizda patliyan bir tokat.Düsünürüm kimi zaman bizler ne kadar iyiyiz diye fikirler sözler dogrumu diye.Sonra biri ekler kendi düsüncelerini bir digeri bir baska düsünceyle gelir.Bir bakmisiz bir yumak olmustur rengarenk.Ben onu bir pirismada gördügüm remklere benzetirim.Esasinda tek renk süzülür icimize rengarenk.Belki bir gün gelecek böyle seyler olmiyacak insana ve düsünceye hürmet edilecek.
Bu yarinda olabilir.Belki 1000 nlerce yil sonrada eger insan oldugumuzu ögrenip.Onun en büyük varligi düsünceyi ögrendigimiz zaman.Sakin suclu aramiyalim.O aynaya baktigimiz zaman tam karsimizda duruyor.Onun adi ise insan.Sucu ise insaninin büyüklügünü tanimamasi.
Saygilarla.