Cumartesi, Mart 17, 2007

SAKALLI CELÄL


-Doğada rahvan yürüyen at yoktur. Bütün atlar tırıs gider.Üstüne binen de at koştukça zıp zıp zıplar.Ama herifçi oğlu atın üstünde rahat gitmek için daha tay iken ön ve arka ayaklarını iki taraflı olarak iple bağlıyor. Tay, yürümek için ön ayağını ileriye atınca ip arka ayağını da çekiyor ve tay zorunlu olarak yaylana yaylana yürümeye başlıyor ve zamanla buna alışıyor. Bir süre sonra adam ipleri çözünce at rahvan yürümeyi sürdürüyor. Doğal yürüyüşünü de unutmuş oluyor.
Bir gün Sivas'ın bir ilçesinde Kaymakanlık yapmış bir arkadaştan işittim ki, o ilçenin köylerinden birinde dilenci yetiştiriliyormuş! Çocuk doğduğunda henüz kemikleri kıkırdak halinde iken ana-babası kolunu bacağını büküyormuş ve zavalli çocuk zamanla acayip bir görünüm alıyor; büyüyünce de İstanbul'a postalanıyormuş.Dilenci şebekesinin eline.

- Nasıl, insanın kolu bacağı acayip şekillere sokulabiliyor;atın doğal yürüyüşü değiştirilerek doğal olmayan bir biçimde yürümeye alıştırılabiliyorsa bizim başka bir organımız, beynimiz de aynı yöntemle bozulabilir, sakatlanabilir !
Boş inançlara saplanıp kalır, gerçeklere ulaşamaz. Bir kez sakatlandıktan sonra baynimizi sağlığına kavuşturmak çok zordur.Ancak, çok okumakla, kültürümüzü genişletmek ve derinleştirmekle belki sağlanabilir.
-Sayın Orhan Karaveli onu araştirip yazdığı Sakallı Celal kitabında aynen böyle anlatıyordu.
İnsan kitabı okudukça bu günleri sanki o zamandan görmüş gibi anlatıyordu.
Aşiyan mezarlığın da yatan Sakallı Celäl'in mezar taşında "Celal Yalınız 1886-1962 "
yazılırdır.Nedense soyadı Yanlız değilde "Yalınız" olarak geçmiştir.
İsmin altında bir de Türkçe ve Farsça karışımı dize:


BAĞBAN BİR GÜL İÇİN BİN HÄRE HİZMETKÄR OLUR.



'Bu günün Türkçesiyle; Bahçıvan bir gül için bin dikene katlanır.

Tek isteği vardı Sakallı Celal Bey'in : Türkiye'nin, Atatürk'ün yolunda giderek aydınlık günlere ulaşması.Bu uğurda bir şeyler yapabilmek için 'bin dikene katlandı'.
Kim bilir, belki de yeterince yararlı olmamanın üzüntüsüyle göctü gitti.
Ya bu günleri görseydi ?
Beyin kanamasından değil de 'kahırdan'ölürdü sanırım.
Eğer hafta sonu eviniz de bir köşeye çekilip biraz kitap okumak isterseniz.Onun hayatını içeren bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Saygılarla.

Hiç yorum yok: