Pazar, Ekim 12, 2008

PAZARIN SOHBETI.



Pazarın Sohbetinde; bu günlerde renklerin en güzellerini sunan, doğanın bir parçası olan bitkilerden bahs etmek istiyorum.
Onları ne kadar tanıyoruz ?
İnsan olarak onları ele aldığımız zaman nasıl algılayabiliriz...
Bitkilerin düşünme ve hissetme gibi yetenekleri varmıdır ?
İnsan mantığı bu soruyu nasıl cevaplandırabilir...
Bir çoğumuz çiçekleri okşıyarak onlarla konuşarak bu iki canlı birbiriyle bağlantı kurabildiğine inanmaktadır.
Hakikaten böyle bir bağlantının gerçeklik derecesi varmıdır ?

Uzun çalışmalar neticesinde Hücre Biyologlarının ortaya koydukları tezlerde; bitkilerin koku, tad,görme,duyma ve konuşma yeteneklerine sahip olduklarını görmüşlerdir.Bu durumun tıpkı hayvanlarda olduğu gibi.

Bir çok botanik uzmanlarının uzun çalışmalarında bitkilerin yapı sistemlerinin tıpkı insan yapısındaki sinir sistemi gibi çalıştığını gözlemişlerdir.Mısır bitkisinin salgıladığı bir koku sayesinde yeni doğan yabani arılarını kendilerine çekerek, diğer kendisi için zararlı haşerelerin yok edilmesini sağlaması gibi.Tabii bu binlerce örnekden bir tanesi.

Bu örnekler, çalışmalar; bitkilerin tıpkı insanlarda olan bu beş duygunun aynen bitkilerde de olduğu, hatta onlarda bu duyguların bizlerde olmıyan çok daha fazla artları olduğu, akıl olarak bizleri katlıyabileceklerini görebilmektedir.
Bunlardan bazılarını örnek göstermeye kalkacak olursak : 20 üzerinde faktör gösterebiliriz.İklim değişikliğini algılama ki "bizler hala bunu tam olarak çözebilmış değiliz" ışık,toprağın değer ölçüleri,yer çekiminin değerleri,yön tesbiti,zemin üzerinde magnetik ve elektrik değerlerin tesbiti gibi.

Bazı yazılarımda bu değerli canlı türüne elimizden geldiği kadar değer vermemizi defalarca yazıyorum.Bu canlı türünden öğreneceğimiz o kadar çok şey varki.
Uzayda yaşamın olup olmadığı, başka hayatların merakı içinde kıvranırken.Burnumuzun dibinde ki canlı türünü anlamamakda onları her fırsatta yok etmeye çalışmamızı gördükçe hayret ediyorum.Gözümüzün önünde bizden çok çok akıllı bir canlı türü duruyor.
Bu gün Hücre Bioyologların yapmış oldukları çalışmalarda bitkiler kökleri sayesi ile, bu gün bizlerin internet ağını çok zaman önce kurarak birbirleri ile ilertişimde olduklarını görmüşlerdir.Bir Roggen bitkisinde 13 milyon kökün olduğu, bununda uzunluk olarak 600 kilometreye eşit olduğudur.Bu her kök kılcallarının uçları ise tıpkı elektronik bir beynin çalışma sistemi olarak çalıştığı bilgi toplama ve dağıtma kapasitesine sahip olduğu tesbit edilmiştir.

Bu durum karşısında bitkilerin aralarında bir iletişim olduğunu görebiliyoruz.Toprakda bu bilgilerin su tarafından cözülmesi diğer bitki çeşitlerin kendilerine has tad faktörü ile çevrelerindeki bitki örtüsü hakkında bilgiye sahip olabiliyorlar.

Bu gün bu harika canlı türünü biraz olsun incelemekle bazı soruların cevaplarını bulmaya çalışılıyor.
Ama en çok merak edilen konuda bu canlı türünün acı duyup duymadığı?
Araştırmacılar bu konuda yapılan çalışmaların daha başında olduklarını söylemektedirler.İlmi bir bilgeye ulaşamadıkları için cevap verememektedirler.
Eğer bu konuda nacizane bir fikir yürütmem gerekirse; bu kadar harika duygulara sahip canlı türünün bu duyguya sahip olduğuna inananlardanım.Bir çevremize bakalım doğada açtığımız yaraları sarmaya çalışırken attıkları çığlıkları bizlere aktarmaya çalışan bir avuç insan gurubunun göz yaşları göstermiyormu.

Bir başka Pazarda bu harika canlı türünün bizlerin gözleri önüne serdigi renk cünbüşünden bahs edeceğim.
Iyi Pazarlar dileği ile kalın sağlıcakla.
Saygılarla "

Hiç yorum yok: