Kasım'ın ilk haftasına girerken, havaların bile şaşırdığını görüyoruz.İster pastırma sıcakları diyeleim.İstersek İklim değişikliklerinin getirdiği, değişiklikler olarak kabul edelim.
Bir tarafdan kutuplardaki erime ile denizle rakımları +/- leri olan ülkelerin telaşı.Ekonomik krizle boğuşan ülkeler.Teknolojinin hızla sunduğu yenilikler içinde ki boğuşum.
Fizikçilerin kainatın oluşumu ile çalışmaları.Bir tarafdanda magnet ekseninin kayması ile ilgili haberler.İnsan bunları takip ederken, neleri bilmediğimize kapılırken.O kadarda günü takip edemiyorum diye hayıflanmıyorum.Bu kadar baş döndürücü araştırmalar içersinde daha, bir kar taneciğinin "kristalı" bile oluşumu hakkında bir bilgiye sahip olunulmaması.DNA üzerinde cözümler karşısında insanın düşünce akımları hakkında bir bağlantı kurulamaması.Ömrümüzde hüzünle, sevinçle yaklaşık 100 litreyi bulan gözyaşlarının yalnız insana haz teorisi olarak kalması gibi.
Belkide insanların yapısı bu.
Günlük olaylar; bizleri rüzgara kapılmış yapraklar gibi bazı şeyleri tam algılamadan istediği yerlere sürükliyebiliyor.
Bazı şeyleri tam olarak gördügümüz halde, algılama yönünde zaman ayıramıyoruz.Olayların birikimi belkide bizleri korkutuyor...
İsyanlarımızı, yorumlarımızla zaman zaman kendi dünyamız içinde kağıda döksek bile, zaman içinde tam analiz yapmadığımızı bile görmekden yoksun kalıyoruz.
Değişiyoruz,değişmemek için mücadele veriyoruz.
Ne yazıkki bu değişime uyum yolları arama çabasında bulunmuyoruz.
Kızıyoruz,kızgınlığımızın sonunda "vay be"ler çoğalmaya başlıyor.Korkunun, cesareti getirdiği felsefesi içinde,onu kendimiz yarattığının farkına varamıyoruz.
Her ne kadar bu günki; yaşam süremimizi olumsuz gibi düşünsek bile, global bir değişmeyi görmemezlikden gelemeyiz.
Bu günlerde herşeyden önce, saygıya en önemlisi ise karşımızdakileri hangi konumlarda olurlarsa olsunlar anlamaya çalışmamız gerekir.Yoksa çizgilerimiz üzerindeki pürüzleri temizlemek yerine daha da çıkmazlara sokabiliriz.
Beğenmediğimiz yaşam tarzının daha iyisini ortaya koyamadığımız müddetçe onu en az zararla yaşamak mecburiyetindeyiz.
Kalın sağlıcakla iyi pazarlar dileği ile.
Saygılar.
Bir tarafdan kutuplardaki erime ile denizle rakımları +/- leri olan ülkelerin telaşı.Ekonomik krizle boğuşan ülkeler.Teknolojinin hızla sunduğu yenilikler içinde ki boğuşum.
Fizikçilerin kainatın oluşumu ile çalışmaları.Bir tarafdanda magnet ekseninin kayması ile ilgili haberler.İnsan bunları takip ederken, neleri bilmediğimize kapılırken.O kadarda günü takip edemiyorum diye hayıflanmıyorum.Bu kadar baş döndürücü araştırmalar içersinde daha, bir kar taneciğinin "kristalı" bile oluşumu hakkında bir bilgiye sahip olunulmaması.DNA üzerinde cözümler karşısında insanın düşünce akımları hakkında bir bağlantı kurulamaması.Ömrümüzde hüzünle, sevinçle yaklaşık 100 litreyi bulan gözyaşlarının yalnız insana haz teorisi olarak kalması gibi.
Belkide insanların yapısı bu.
Günlük olaylar; bizleri rüzgara kapılmış yapraklar gibi bazı şeyleri tam algılamadan istediği yerlere sürükliyebiliyor.
Bazı şeyleri tam olarak gördügümüz halde, algılama yönünde zaman ayıramıyoruz.Olayların birikimi belkide bizleri korkutuyor...
İsyanlarımızı, yorumlarımızla zaman zaman kendi dünyamız içinde kağıda döksek bile, zaman içinde tam analiz yapmadığımızı bile görmekden yoksun kalıyoruz.
Değişiyoruz,değişmemek için mücadele veriyoruz.
Ne yazıkki bu değişime uyum yolları arama çabasında bulunmuyoruz.
Kızıyoruz,kızgınlığımızın sonunda "vay be"ler çoğalmaya başlıyor.Korkunun, cesareti getirdiği felsefesi içinde,onu kendimiz yarattığının farkına varamıyoruz.
Her ne kadar bu günki; yaşam süremimizi olumsuz gibi düşünsek bile, global bir değişmeyi görmemezlikden gelemeyiz.
Bu günlerde herşeyden önce, saygıya en önemlisi ise karşımızdakileri hangi konumlarda olurlarsa olsunlar anlamaya çalışmamız gerekir.Yoksa çizgilerimiz üzerindeki pürüzleri temizlemek yerine daha da çıkmazlara sokabiliriz.
Beğenmediğimiz yaşam tarzının daha iyisini ortaya koyamadığımız müddetçe onu en az zararla yaşamak mecburiyetindeyiz.
Kalın sağlıcakla iyi pazarlar dileği ile.
Saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder