DUR YOLCU
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!…
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir!
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir!...
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir!...
NECMETTİN HALİL ONAN
Halil HelvacI (1892 doğumlu)
“Çanakkale 27’nci Alay’daydım. Atatürk bizim paşamızdı. Üç yıl Seddülbahir ve Arıburnu’nda çarpıştım. Bir keresinde üç gün hep süngü harbi yaptık düşmanla. Bir gün mevzilerden ateş ediyoruz. Arıburnu’nda düşmana doğru. Çekiyorum tetiği çekiyorum, çekiyorum, tüfek patlamıyor. ’Tüfek bozuldu herhalde’dedim. Yanımdaki arkadaşa ‘Bak benim tüfek bozulmuş ateşlemiyor’dedim. Arkadaş bana baktı ‘Ne bozulmuşu, senin parmak gitmiş’dedi. Ben o zaman acısını duydum işte. Bir kurşun gelmiş tetiği çektiğim parmağı alıp götürmüş orta yerinden.”
“Kadın bir keskin nişancı: ilk günkü çarpışmada vuruldu: J. C. Davies adlı bir asker annesine yazdığı mektupta şöyle demektedir: “... Vurulduğum 18 Mayıs günü, keskin nişancı bir Türk kızı vardı. Güzel, iri yapılı ve 19-21 yaşları arasında görünüyordu. Günün uzunca bir bölümünde sürekli olarak ateş etti. Gerçi bir çok adamımızı vurdu ama gün bitiminden önce Avusturalyalı bir asker tarafından vurulunca, gene de üzüldüm. Ölüsünü ele geçirdiğimizde yanında bir Türk erkeğinin cesedini de bulduk. Kadının vücudunda tam 52 kurşun vardı... Bu savaş korkunç”
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!…
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir!
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir!...
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir!...
NECMETTİN HALİL ONAN
Halil HelvacI (1892 doğumlu)
“Çanakkale 27’nci Alay’daydım. Atatürk bizim paşamızdı. Üç yıl Seddülbahir ve Arıburnu’nda çarpıştım. Bir keresinde üç gün hep süngü harbi yaptık düşmanla. Bir gün mevzilerden ateş ediyoruz. Arıburnu’nda düşmana doğru. Çekiyorum tetiği çekiyorum, çekiyorum, tüfek patlamıyor. ’Tüfek bozuldu herhalde’dedim. Yanımdaki arkadaşa ‘Bak benim tüfek bozulmuş ateşlemiyor’dedim. Arkadaş bana baktı ‘Ne bozulmuşu, senin parmak gitmiş’dedi. Ben o zaman acısını duydum işte. Bir kurşun gelmiş tetiği çektiğim parmağı alıp götürmüş orta yerinden.”
“Kadın bir keskin nişancı: ilk günkü çarpışmada vuruldu: J. C. Davies adlı bir asker annesine yazdığı mektupta şöyle demektedir: “... Vurulduğum 18 Mayıs günü, keskin nişancı bir Türk kızı vardı. Güzel, iri yapılı ve 19-21 yaşları arasında görünüyordu. Günün uzunca bir bölümünde sürekli olarak ateş etti. Gerçi bir çok adamımızı vurdu ama gün bitiminden önce Avusturalyalı bir asker tarafından vurulunca, gene de üzüldüm. Ölüsünü ele geçirdiğimizde yanında bir Türk erkeğinin cesedini de bulduk. Kadının vücudunda tam 52 kurşun vardı... Bu savaş korkunç”
Saygilarla.
2 yorum:
Merhaba Erdil Baba
Böylesi önemli bir günde size yeniden ses verebilmek ne güzel. Geçmişin gölgesinde kalan günler yaşasakta biz yine geleceğe umutla bakalım değil mi? Dilerim gelecek geçmişten ileride, geçmişten mutlu, geçmişten bilinçli günlerle yaşanır. Çanakkale zaferi kutlu olsun. Saygıyla ellerinizden öpüyor sevdiklerinizle birlikte sağlıklı günler diliyorum.
Hocam bu mutlu günlerin yazisini blogunuzdan okumayi öyle özledimki.
Sevgi-Saygilarla.
Yorum Gönder