Cumartesi, Mayıs 24, 2008

KADIN HİDDETLENİRSE !!!



Hiddet...
Eğer kadın kızarsa ?
Kadın birden sinirlerine hakim olamazsa diye başlasak !!!
Hayat arkadaşı için alışa gelmemiş bir durum ortaya çıkar. Nedeni ise, kadınların erkeklere nisbeten kontrolü ellerinde mükemmel şekilde ayarlıyabilmesidir. Uysal yaşam tarzı, onları bizlere çok başka yönde tanıtmıştır.
Peki kadının hiddeti ortaya çıkması bizlere neyi göstermekdedir ?
Bu durum yaşam tarzında ki birikimleri ve çok şeyi bastırarak, biriktirmesi olarak tanımlıyabiliriz.
En ufak bir olay karşısında; ani olarak görünmeyen düğmeye basılması, işten bile değildir. Bu durumu; gülme krizi, çığlık atarak ağlamak, kapıları çarpıp, eşyalardan hırsını çıkarmak olarak görebiliriz.
Bu durum; yalnız eşler için süpriz olmakdan ileri, kendisi içinde değişik bir tarzdır.Yapı olarak genç kızlık zamanından beri gelen uysal kadınca yaşam tarzı, bir anda onunda tanıyamadığı bir şekilde ortaya çıkabilir.
Uzmanların yapmış olduğu çalışmalar göstermişdirki. Kadının hiddetlenmesi, kontrolü kaybetmesi anlık olaylara bağlanamaz. Bu durum uzun zaman içersindeki yaşamış olduğu negatif periyodların birikimi olarak adlandırılmaktadır.
Yaşamış olduğu negatif olayları devamlı olarak frenlemiş, bir şekilde geçirmeye çalışmışdır. Tıpkı fay hattında ki birikimler gibi.
Bu demektirki problemler cözülmemiş, sadece kırılma noktasında ortaya çıkması beklenilmişdir.
Haftaların, ayların hatta senelerin birikimi olan beklentilerin tersi, taşıyabileceği yükten fazlası, umutsuz olma durumu, karşı tarafın vurdum duymazlığı ile büyük patlama ortaya çıkar.Bu günün kadını iş hayatının yükü "geçim", finans olarak evde ki dengeleri ayarlaması, çocuklar, kendisi için ayırabileceği zamanın eksikliği altında taşıyabileceği yükün ağarlığını her ne kadar dengelemeye çalışsa bile, onun altında farkında olmadan ezilebilmektedir.
Uzmanlar günümüz kadınında bu durumu; karşılaştığı problemlerle baş edemediği zaman hasır-altı yoluna gittiği, şartların getirdiği zorluklara karşı, biraz fedakarlık yapılması gerektiği düşüncesine kapılmakta; kaba tabirle dişlerini sıkmayı tercih etmektedirler diye yorumlamaktadırlar...
Esasında yeter artık demeyi tercih etmemektedirler. Problemler büyümeye devam ettikçe gereken sinyali vermeye çekinmekde direkt olarak anlatmakdansa dolaylı yollarla belirtmeye çalışmaktadırlar. Söylenmesi gereken üç ikelimeyi, bir türlü söylemeye çekinmektedirler."Ben artık dayanamıyorum" bu parantez içinde ki üç kelime esasında erkeklerden daha çok, kadınların kullanması gereken kelimelerdir. Bu da, kadınların iç güdülerini devamlı olarak frenlemesine neden olmaktadır.
Eğer kadın kontrolsüz olarak hiddetini ortaya koyduğu zaman; onun anlık bir kızgınlık olmadığı, birikimlerinin getirdiği patlama olarak görülmesi gerekir.Bu durum vücudun da yıpranmasına, yanında getrirebileceği çok vahim rahatsızlıklarada davetiye çıkarmaktadir.Başlangıç da miğde ağrıları, uyku problemleri, istek dışı titremeler, yaşam isteksizliğe kadar varabilmektedir.Böyle başlangıçlarda, durumun ne kadar vahim olduğu, karşı tarafça ele alınması gerekmektedir.
Bir anlık hiddet olarak görülmeyip, ortada büyük bir birikimin getirdiği problemlerin olduğu gerçeğidir.
Atılması gereken adımları sıralamaya kalkışacak olursak.
Kadınlar; beklentilerini ciddiye alması gerekmektedir. Bu durumu algılayabilmesi için kendine büyük oranda zaman ayırması gereklidir. Böyle bir patlamaya yol açmamak için, içine atmak yerine yakınları ile karşılaştığı olayları, paylaşması, gererektiği zaman hidetini kısmen göstermesi, beklentilerini açığa çıkarması gerekir.
Kısmi boşalmalar, büyük birikimi önliyebilir.
Bu gün uzmanlar hiddeti filme aldıklarında, kadın ve erkek guruplar arasında seyrettirmişler; neticede hiddeti erkekler positiv olarak görmelerine rağmen, kadınlar negatif olarak karşılamışlardır. Bu da kadınların hiddetlenmesinin kendi yapılarının statüsünü bozacağı kanısında olmalarıdır. Erkeklerde ise bu durum normal karşılanmaktadır. Kadınlar çoğunlukda red etmeyi olaylarda itirazı kullanmayı kendilerine yakıştıramamaktadırlar. Yapılan istatisliklerde açık olarak göstermektedir.
Bu gün, bu duruma yavaş yavaş yaklaşmaktansa, olayların akışı hakkında bilgi sahibi olmanız daha doğrusu gerkeni tam olarak teşhis edebilmeniz, tutacağınız günlük ile yerinde tesbit edebilirsiniz. Hiddetiniz eğer aylık olarak sizi zorlaması, hormonlarla da ilgili olabilir. O zaman Gynokoloğ'unuzla bu durumu paylaşabilir gereken yardımı alabilirsiniz. Ama bu, hiddetin en az yönünü almaktadır.Problemleri kendi yönünüzle cözmeyip, paylaşmak zorunda olduğunuzu unutmamanız gerekmektedir. Eşiniz aile ferdleriniz, çocuklarınız, yakın bir arkadaşınız olabilir.
Esas olan faktör paylaşmanızdır.
SOS erkeklerin tekelinde olamayıp. Kadınlarında ondan faydalanması gereken en önemli noktadır. İçinize atmaktansa, kendi başınıza cözümler aramaktansa, tıpkı basketboldaki gibi mola işaretini göstererek kendinize anlıkda olsa "düşünmeme" hakkını tanıyın.
Bu durum ister iş hayatınızla ilgili olsun, isterse aile hayatı ile olsun düğmeyi kapatma hakkınızı kullanın, bunu evden çıkarak, bir kaç sokak dolaşmakla bile yapabilirsiniz. Adrenalin'izin kontrolü ve ruhunuzun negatif düşüncelerden arınmasına çok faydası olacaktır.
Hiddetlenmek, kızmak erkeklerin tekelinde olmadığını kabul edin.
Sakin bir hafta sonu dileği ile.
Saygılarla.

2 yorum:

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Hahhahaaa
Kadın hiddetlenirse mi?
Hiiiç yanımıza yaklaşmayın derim ben:)

ERDIL dedi ki...

Valla cok dogru 42 senenin tecrübesi var.