19-26 Aralık 1978’de Maraş’ta meydana gelen olaylar, Cumhuriyet döneminin en önemli katliamlarından biri olarak tarihe geçti. Daha sonra, katliamın ortaya çıkarılması için özel bir ekip kuran İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı’ya sunulan ve açıklanmayan rapora göre; Ülkücüler, “solcular attı” süsü vererek halkı, sol görüşlü ve Alevilere karşı kışkırtmak amacıyla, “Güneş ne zaman doğacak” adlı anti-komünist filmin gösterimi sırasında sinemaya dinamit atmış; daha sonra “Solcular attı” diyerek halkı kışkırtmış, halk tekbir getirerek sokağa dökülmüş; “Bugün cihat günüdür”, “Başbuğ Türkeş”, “Alevileri öldüren cennete gider”, “Komünistleri bırakmayın” sloganlarıyla Alevilere ve solculara ait ev ve işyerlerine saldırılmış; resmi kayıtlara gore 111 kişi öldürülmüş, binden fazla kişi yaralanmış; sonuçta Maraş’ta yaşayanların çoğu şehri terk etmek zorunda kalmıştı.
SIKIYÖNETİMDE YARGILAMALAR
Olaydan sonra sıkıyönetim mahkemesinde açılan dava da “hukuk skandalı” olarak tarihe geçti. Haftanın 5 günü yapılan duruşmalarda, yargılananlar arasında MHP milletvekili Mehmet Yusuf Özsaş’ın oğlu avukat Edip Özbaş’ın da bulunması üzerine yargıçlara saldırı düzenlendi. Davanın müdahil avukatlarından Ahmet Albay, Ceyhun Can, Halil Güllüoğlu peş peşe öldürüldü. Davanın bir numaralı sanığı, sinemaya dinamit attığı tanık ifadeleriyle söylenen Ökkeş Kenger’di.
Beraat ettikten sonra Şendiller soyadını alan ve daha sonra MHP-BBP milletvekili olarak Meclis’te bulunan Şendiller davada beraat etti. Katliamda birinci derece rolü olan 68 kişinin hiç yargılanmadığı dava, yargılanan 804 kişiden 379’unun beraatiyle sonuçlandı. 1-15 yıl arasında mahkûmiyet ile yargılanan 314 kişinin cezalarında önce 1/6 oranında indirim yapıldı, sonra hepsi mahkeme sürecinde salıverildi. 29 kişi hakkında verilen idam ve 7 kişi hakkında verilen müebbet hapis cezası da Yargıtay tarafından bozuldu. 1991’de çıkan Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan değişiklikle de katliam sorumlularının hepsi salıverildi.
ECEVİT’İN SAKLADIĞI TARİHİ BELGE
Olayla ilgili tarihi gerçek, dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in arşivinde yıllarda sakladığı belgenin, gazeteciler Can Dündar ve Rıdvan Akar tarafından hazırlanan yazı dizisiyle ortaya çıktı. Ecevit’in yaklaşık 30 yıl sonra, arşivinde sakladığı bu belge, olayı MHP ve MİT’in tezgahladığını resmen kanıtlıyordu. Ecevit’in üzerine “Çok ciddi bir kaynaktan verilmiştir” notu düştüğü, 1 Ocak 1979 tarihli belge şöyleydi:
“CHP iktidarı devraldıktan sonra vuku bulan büyük olayların (Malatya, Sivas, Kahramanmaraş) çıkacağına dair bir-iki ay evvelinden haber verilmediğinden yüzlerce vatandaşımızın can ve mal kaybına sebebiyet vermişlerdir. Önceden haber vermek bir tarafa olayın yaratılmasında en etkin rol oynamışlardır. Nitekim Kahramanmaraş olayı MİT’ten (...), (...), (...), (...)’in (isimler gazeteci Can Dündar ve Rıdvan Akar tarafından gizlendi) müşterek planlamaları ile çıkarılmıştır. Türkeş oraya ...’in tavassutuyla ....’u tayin ettirerek Güney Bölgesi’ni ele geçirmiş ve Maraş olayını rahatlıkla tertip ettirmiştir. MİT olayın içinde olmasaydı Maraş’tan her türlü istihbaratı aylar evvel alır ve olayın zuhur etmesine meydan vermezdi. MİT, CHP zamanında büyük olayları yapan ve yaptıran MHP’lilere ait bilgileri saklamış, sıkıyönetim mahkemelerine sadece sola ait raporların verilmesi hususunda Türkeş, MİT’teki elemanlarına talimat vermiştir.”
MHP ‘hatırlatılan’dan şikayetçi
MHP Kahramanmaraş Merkez İlçe Başkanı, ‘Hatırla Sevgili’ adlı TV dizisinin Maraş katliamına ilişkin bölümlerinde “milliyetçi-mukaddesatçı insanları cani olarak gösterdiği” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
İSTANBUL - MHP Kahramanmaraş il binasında basın toplantısı düzenleyen Merkez İlçe Başkanı Ömer Özkan, ‘Hatırla Sevgili’ adlı dizinin 2 ve 9 Mayıs’ta yayınlanan bölümlerinde Kahramanmaraş’ta 1978 yılında meydana gelen olayların anlatıldığını hatırlatarak, “Dizide geçen bir takım sahne ve diyaloglar toplumsal gruplaşmaların yoğun olarak yaşandığı şu günlerde ülkemiz ve milletimiz için büyük bir tehdit olarak algılandığını düşünmekteyiz” dedi.
“Kahramanmaraş’ta yaşanan üzücü olayların dizide tek taraflı bir bakış açısıyla yayınlandığını” iddia eden Özkan, “Adana Sıkıyönetim 1’inci Askeri Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararında açıkça Kahramanmaraşlıların bir iftiraya maruz kaldıkları açığa çıktığı halde hala dizide bu olaylardan katliam olarak bahsediliyor” dedi.
“Dizinin sonraki bölümlerinde de bu ve buna benzer kelimelerin sürekli işlendiğini” söyleyen Özkan, “milliyetçi- mukaddesatçı insanların cani olarak gösterildiğini” söyledi ve şöyle şu iddiada bulundu:
“Olaylar Ermeni ve dış güçler ile bağlantılı örgütlerin oyunudur. Dizide olayların bir Alevi Sünni meselesi gibi takdim edilmesi toplumumuzu daha çok germeye ve yeni ihanetlere zemin hazırlamasını sağlamaktadır. Zaten dış güçlerin bir takım tehdit ve baskıları ile zor bir dönemeçten geçmekte olduğumuz şu günlerde bu tür diziler ile birlikte halkımızın kafalarında soru işaretleri uyandırmaya, daha çok korku ve panik havasına sokarak bu cennet vatanımızın bölünmesine ve parçalanmasına müsaade edilmemesi gerekir.”
Basın toplantısının ardından Özkan ve diğer partililer dizinin yayından kaldırılmasını talep ettikleri suç duyurusunu Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti. Kaynak.ntvmsbc.
Gerçeklerle yüzleşmediğimiz taktirde her zaman benzeri olaylarla karşılaşacağımız bir gerçekdir.Gecenin gölgesi olamaz onlar karanlıklarda saklıdır.Yeni bir günle bizlerin peşi sıra gelirler.Gölgeleri tanımak bizlerin en doğal hakkı. Artık bizleri takip eden kendi gölgemiz olsun.
Saygılarla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder