Salı, Haziran 26, 2007

KITAP !...

Image hosting


Her kitap okunurmu ?
İyi kitap, kötü kitap varmıdır ?
Tabii bu gün aldığımız gıdalar ne kadar vücudumuzu besliyorsa; okumak kitap'da beynimizi beslemektedir.
Yukarda ki soruyu yediğimiz yemekle kıyaslıyabiliriz.
Birimize lezzetli gelen diğerimiz için olmıyabilir.Kitaplarda öyledir kimizin elinden düşmediği halde, bir başkamızın ilgisini hiç çekmez.
Bu gün sizlere 100 binlerce kitaba ilham olmuş çoğumuzun tanıdığı bir mektup'dan bahs edeceğim.Biliyorum okumuşsunuzdur, bu günlerde hatırlanmasının yararı var sanıyorum.
1904 Rus-Japon harbinden önceydi. Amerikan gazetelerinin birinde “Garcia’ya Götürülecek Mektup” başlıklı bir yazı çıktı. Yazarı tanınmamış bir muhabirdi. Fakat bu kısa yazının anlattığı gerçekler, yüzlerce kitapla anlatılanlardan daha derin, daha özlü idi.
Yazı nasıl olduysa Çarlık Rusya’sının demiryolları Nazırı’nın eline geçti. Nazır, bütün memurlarının bu yazının kopyasını yanlarında taşımasını sağladı. O sırada Rus-Japon savaşı başladı. Japonlar esir aldıkları Rus demiryolları mensuplarının hepsinin üzerinde bu yazıyı görerek meraka düştüler. Japon Maarif nezareti bu yazıyı inceledikten sonra birer nüshasının bütün Japon yurttaşlarının okuyup
yanlarında taşımalarını emretti. Bu yazı, şimdi Birleşik Amerika’da bütün Kara ve Deniz Kuvvetleri mensuplarına ve izcilere verilmektedir. Bu bir gelenek olmuştur.
Amerika Kurtuluş Savaşı’nın bir safhasında İspanya Sömürge Ordusu’nu tecrit edebilmek için Kübalı General Garcia’nın ordusuna talimat göndermek icabetti. Cumhurbaşkanı Mc. Kinkey, General Garcia’ya bir mektup yazdı. Mektubun süratle yerine ulaşması gerekiyordu. Başkomutanlık karargahında Garcia hakkında bilgi yoktu, neredeydi, nasıl gidilirdi, hepsi meçhuldü. Mektubu götürmeye Teğmen Rowan görevlendirildi. Rowan mektubu alınca: “Bu Garcia da kimdir? Nerede bulunur? Oraya nasıl gidilir? Atla mı, trenle mi? Harcırahını kim verecek? Arkadaşım Thomas ata daha iyi biner,onu gönderseniz olmaz mı? Eşim biraz rahatsız, hem bu hafta izin sırası bende” demedi. Mektubu torbasına koydu, gitti, döndü, tekmilini verdi. Garcia talimata uyacaktı.Benim burada anlatmak istediğim , Teğmen Rowan’ın dört gün sonra Küba kıyılarına ulaşmasının, ormanlara dalarak üç haftalık bir seyahati yaya olarak
tamamlamasının, dağlarda ve ormanlarda Garcia’yı bulmasının hikayesi değildir. Burada anlatmak istediğim husus, bu adamın kişiliğinin her insana örnek
insan modeli olarak tanıtılmasının gerekliliğidir.Dünyanın her yerinde, Allah’ın her günü, milyarlarca yöneticinin Garcia’ya gönderecek mektubu vardır. Öte yandan, gençlerin muhtaç oldukları bilgiler sadece bir dizi teoriler değildir. Kendilerinden istenen vazifeleri kendi iradeleri ile sonuçlandırma idrakine ve eğitimine de sahip olmalarıdır. Bugün en çok muhtaç olduğumuz budur. Hizmette fertlerin ilgisizliği ve bilgisizliği, toplumları ve gurupları felç eder. Hizmetin çarkı dönerken, çarkın her dişlisinin her defasında yeni baştan bilinmesi için zaman yoktur. Öte yandan hizmet
devamlı akmaktadır. Çarkın bir dişlisi kendi işini hiçbir nedenle durdurmaya yetkili değildir. Aksi takdirde hizmette durur.K.Mehmet Şirin Seven
Mustafa Güzelgöz(Nevşehir-Ürgüp) (1921-2005)
Kütüphaneci. 1946 yılında Ürgüp Kütüphanesi’nde memur olarak göreve başlamıştır. Kütüphaneyi halkın ayağına götürmek düşüncesi ile yola çıkmış, Ürgüp seyyar kütüphanesinin yedi katır ve üç atı ile yöredeki 36 köye hizmet götürmüştür. Karda kışta bu görevini yerine getirmiş ve bir gün eşeğinin kuyruğunu kurtlar yemiş ve bu olay gazetelere haber olmuştur. Eşek ve katır sırtına yüklediği bir çok kitabı, hiçbir karşılık beklemeden, köylülerin de kitap okumasını sağlamak amacı ile köylere taşımıştır.
Ürgüp’te, kitaba ilginin artmasıyla kız kaçırma ve kan davalarının azalması üzerine, Amerikalılar, Mustafa Güzelgöz’e bir cip ve Ford marka otomobil armağan etmişlerdir. 1972 yılında emekli olan eşekli kütüphanecinin yaşam öyküsünü, yazar Fakir Baykurt, Eşekli Kütüphaneci Mustaga Güzelgöz ismi ile romanlaştırmıştır. Güzelgöz’e 1963 yılında Amerikan Barış Gönüllüleri Derneği’nin insanlığa hizmet ödülü ABD Devlet Başkanı John Kennedy tarafından verilmişti. Mustafa Güzelgöz, Nevşehir Devlet Hastanesi’nde tedavi görürken 18 Şubat 2005’te kalp yetmezliğinden ölmüştür.
“Önünde, dikenli bir ağacın kabuğunu soymak kadar güç engeller var.”
Saygılarla.

Hiç yorum yok: