Güzel bir Cumartesi sabahı eşiniz ve çocuklarınızı da yanınıza alıp şehrin gürültüsünden uzaklaşmak için arabanıza biniyorsunuz.
Doğanın güzelliği arasından otomobilinizle süzülürken bir eksiklik hissediyorsunuz güzel bir müzik sesi.
Parmağınız bir düğme üstünde duruyor bir anda kulaklarınızda tatlı bir ses.
O ses nereden geliyor diye sormaya kalkarsanız size onun kısaca öyküsünü anlatayım.
O 75 sene evvel doğdu.15 kilo ağırlığında arabanızın aküsünü çok çabuk boşaltan.
Ona sahip olabilmeniz için çok ama çok paranız olması gerekiyordu.Işin aslına bakılacak olursa Kralların arabalarını süslüyordu.
Beyaz renkli bir Ford 1932 senesinde sahara çölünde yol alıyordu.Arabayı kullanan ülkesinden çok uzaklarda bir yerde arabasına monte ettiği bir aleti denemek istiyordu.Nerdeyse büyüklügü ufak bir valiz kadardı.Büyük bir heyacanla denedi ve sevinçle Ülkesinden binlerce kilometre uzakta olmasına rağmen bir cöl ortasında Alamanca yayın yapan bir istasyonu buldu.Bu bir ilk araba radyosu idi.
1920 yıların sonlarına doğru Amerika da ilk radyo üzerinde çalışmalara başlamış.1931 yıllarında seri üretime geçerek 100,000 üzerinde satış yapmışdı.Bu dönemde Alman mühendisleri radyoların lambaları üzerinde yenilik yapımı için uğraşıyorlardı.Kullandıkları akü lambaları çok büyük olması, enerji yönünden verimsiz oluyordu.İlk olarak kuvvetli lambaları Berlin de İdeal fabrikasında Blaupunkt adı altında üretime başladılar. Model AS 5 çok kuvvetli bir radyoydu hacmi 10 litre ve 15 kilo ağırlığındaydı.400 adet üretildi.Saygılı müşterilere dağıtımı yapıldı.Bunlardan bir tanesi de Japon Kralı idi.Maliyeti ise o zamanın parası ile 465 Mark'dı.Bu değeri bu günkü değerle karşılaştırdığımız zaman bir araba radyosunun parasına orta halli bir araba alınabilmekteydi.
1933 Senesinde Berlin de yapılan Funk Fuarında halka tanıtıldı.İlk radyolar arabayı kullanan kişilerin dikkatini aldığı için bir çok kazalara da neden oldu.
Seneler birbirini kovalamaya başladı araba radyosu merakı gittikçe artmaya başladı.1941 senesinde Amerika da sayıları 8 milyonu bulmuşdu.Buna karşılık Avrupada 1938-39 yıllarında sadece bu sayı 23 bin civarındaydı.
50'li yıllara geldiğinde bu radyolar araba fabrikalarında üretilmeye başlandı.Hatta öpörlerin kablolarını 5 metre uzun tutarak piknik alanlarında bile faydalanma yönüne gitmişlerdi.
Bu gün ise bir arabanın radyosuz olması düşünülemez bile.Teknik o kadar çok ileri bir şekil almışdırki bu cihazlar tamamen elektronikleşmişler telefon Cd.ler Mpg.dvd.Navigasyon "uydu aracılığı yol göstericisi" ile donatılmıştır.
Tek değişmiyen nokta ise bu cihazların halen dikkati dağıtıp kazalara neden olduğudur.
İyi müzikler...
Saygılarla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder