O daha altı yaşındaydı yaşamının çok başlarında.Ufaçık fakir bir köyde yaşıyordu.
Bir gün o kücük çocuk anlıyamayacağı şeylere şahit olacaktı.Atların, develerin üzerinde silahlı adamlar geldi köylerine.Annesini, babasını daha bir çok kişinin üstlerine kurşun yağmaya başlamıştı.O kücücük çocuk bu silahlı insanlar köylerini terk ettiğinde bu katlıyamın getirdiği acı manzarayı anlamaya çalışıyordu.Artık annesi ve babası yoktu.Gökyüzünde bir gürültü koptu alacaktan uçan uçaklardı bunlar, köyün üstüne doğru alçaldılar bombalamadan uzaklaşıp gittiler.Nedeni ise atlıların gerekeni fazlası ile yaptığıydı.
Hayatta kalan o kücük çocuğun ninesi söyle diyordu.
Köyde bulunan işe yarıyan eşyaları, yiyecekleri,canlı ev hayvanları ve genç kızları toplayıp gittiler.
Bir ay sonra tekrar geldiler.Geri kalan hayvan sürülerini ve köyü tamamen yok etmek için.Sabahın altısı idi.Köy halkı kahvaltı yapıyordular.Bu gelişlerinde Sudan askerleride birlikteydi.Köyü ateşe verdiler.Alevler gökyüzüne yükselmeye başladığı zaman şaşkınlıkla olayları seyreden kücük çocuğu gördüler.
At ve develerine bindikleri zaman bir el o kücük çocuğa uzandı.Ayakları yerden kesilmişti havada kısa bir uçuş yaptıktan sonra kendisini Alevlerin içinde buldu.
Nine yanan alevlerin arasına dalarak o küçük çocuğu çıkarttı.O küçücük vücudu kısmen yanmıştı bu gün 10 yaşına başmış o bedeni o günün izlerini taşımaktaydı.
Sakatlar ordusuna bir çocuk daha katılmışdı.Onun için güzel günler çoktan bitmişdi.
Bu gün o sakat çocuk yardım organizasyonlarının kurmuş olduğu bir kamp da yaşıyor.
Bu gün o kampların yerleri ve buna benzer yaşanmış olayların açıkça belirtilmesi bile çok büyük tehlike taşıdığı söyleniyor.
Kücük çocuğa sorulduğu zaman alevlerin içine nasıl atıldığını ve ninesi tarafından kurtalışını hatırlıyamıyor.Bildiği tek şey anne ve babasının gözleri önünde öldürüşü.
Bu gün orada kendi ırklarından olmıyan insanların katlıyamı var.Onlar Arap değil; sadece siyah tenli Afrikalılar, birer köle olarak görülmekteler.Arap atlıları ve Sudan askerleri tarafından gün be gün yok edilmektedirler.Onlar için Arap ırkından olmıyan bu insanlar üzerinde hakları olduğu kanısı.
İnsan hakları komitesi raporlarına geçen olaylardan bir kaçı:
Sıra sıra dizilip kurşuna dizmek, daha sonra ölülerin diğerleri tarafından gömülmesi ta ki sıra onlara gelinceye kadar.
Toplu olarak aileleri gözü önünde kadınlara tecavüz edilmesi.Daha sonra o kadınların, aileleri gözünde utanç içinde yaşamlarını sürdürmeleri.
50 yaşında kadınların cinsel organları jiletle sünnet edilmesi.
Darfur, Sudan'da çoğunluk olarak hristiyan siyah Afrikalıların yaşadığı bir bölge. Sudan'daki Arap - müslüman hükümetin Darfur'a kendi şeriat kanunlarını zorla kabul ettirmeye çalışması sonucu Darfur'da ayaklanma başlıyor ve hükümetin bu isyana karşılığı çok sert oluyor. İç savaş katliama hatta soykırıma dönüşüyor.
Darfur'da ölü sayısı çatışma alanının genişliğinden dolayı tam olarak bilinemiyor. En az 200 bin insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. 2 milyon insan göç etmek zorunda kaldı ve kıtlık halinde.
BM Güvenlik Konseyi, Sudan’ın batısındaki Darfur’a yaklaşık 26 bin kişilik barış gücü konuşlandırılmasını kararlaştırdı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre ise , dünyanın en büyük barış gücünün kurulmasının önünü açan bu karar için çok geç kalındı.
Barış gücü, 31 aralık 2007 tarihinden geç olmamak kaydıyla, Darfur’da görev yapan Afrika Birliği barışı koruma gücünün yerini almış olacak.
Sivilleri, yardım görevlilerini saldırılardan korumakla görevlendirilecek barış gücü, gerekirse silah kullanabilecek.
Saygılarla.
Bir gün o kücük çocuk anlıyamayacağı şeylere şahit olacaktı.Atların, develerin üzerinde silahlı adamlar geldi köylerine.Annesini, babasını daha bir çok kişinin üstlerine kurşun yağmaya başlamıştı.O kücücük çocuk bu silahlı insanlar köylerini terk ettiğinde bu katlıyamın getirdiği acı manzarayı anlamaya çalışıyordu.Artık annesi ve babası yoktu.Gökyüzünde bir gürültü koptu alacaktan uçan uçaklardı bunlar, köyün üstüne doğru alçaldılar bombalamadan uzaklaşıp gittiler.Nedeni ise atlıların gerekeni fazlası ile yaptığıydı.
Hayatta kalan o kücük çocuğun ninesi söyle diyordu.
Köyde bulunan işe yarıyan eşyaları, yiyecekleri,canlı ev hayvanları ve genç kızları toplayıp gittiler.
Bir ay sonra tekrar geldiler.Geri kalan hayvan sürülerini ve köyü tamamen yok etmek için.Sabahın altısı idi.Köy halkı kahvaltı yapıyordular.Bu gelişlerinde Sudan askerleride birlikteydi.Köyü ateşe verdiler.Alevler gökyüzüne yükselmeye başladığı zaman şaşkınlıkla olayları seyreden kücük çocuğu gördüler.
At ve develerine bindikleri zaman bir el o kücük çocuğa uzandı.Ayakları yerden kesilmişti havada kısa bir uçuş yaptıktan sonra kendisini Alevlerin içinde buldu.
Nine yanan alevlerin arasına dalarak o küçük çocuğu çıkarttı.O küçücük vücudu kısmen yanmıştı bu gün 10 yaşına başmış o bedeni o günün izlerini taşımaktaydı.
Sakatlar ordusuna bir çocuk daha katılmışdı.Onun için güzel günler çoktan bitmişdi.
Bu gün o sakat çocuk yardım organizasyonlarının kurmuş olduğu bir kamp da yaşıyor.
Bu gün o kampların yerleri ve buna benzer yaşanmış olayların açıkça belirtilmesi bile çok büyük tehlike taşıdığı söyleniyor.
Kücük çocuğa sorulduğu zaman alevlerin içine nasıl atıldığını ve ninesi tarafından kurtalışını hatırlıyamıyor.Bildiği tek şey anne ve babasının gözleri önünde öldürüşü.
Bu gün orada kendi ırklarından olmıyan insanların katlıyamı var.Onlar Arap değil; sadece siyah tenli Afrikalılar, birer köle olarak görülmekteler.Arap atlıları ve Sudan askerleri tarafından gün be gün yok edilmektedirler.Onlar için Arap ırkından olmıyan bu insanlar üzerinde hakları olduğu kanısı.
İnsan hakları komitesi raporlarına geçen olaylardan bir kaçı:
Sıra sıra dizilip kurşuna dizmek, daha sonra ölülerin diğerleri tarafından gömülmesi ta ki sıra onlara gelinceye kadar.
Toplu olarak aileleri gözü önünde kadınlara tecavüz edilmesi.Daha sonra o kadınların, aileleri gözünde utanç içinde yaşamlarını sürdürmeleri.
50 yaşında kadınların cinsel organları jiletle sünnet edilmesi.
Darfur, Sudan'da çoğunluk olarak hristiyan siyah Afrikalıların yaşadığı bir bölge. Sudan'daki Arap - müslüman hükümetin Darfur'a kendi şeriat kanunlarını zorla kabul ettirmeye çalışması sonucu Darfur'da ayaklanma başlıyor ve hükümetin bu isyana karşılığı çok sert oluyor. İç savaş katliama hatta soykırıma dönüşüyor.
Darfur'da ölü sayısı çatışma alanının genişliğinden dolayı tam olarak bilinemiyor. En az 200 bin insanın hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. 2 milyon insan göç etmek zorunda kaldı ve kıtlık halinde.
BM Güvenlik Konseyi, Sudan’ın batısındaki Darfur’a yaklaşık 26 bin kişilik barış gücü konuşlandırılmasını kararlaştırdı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre ise , dünyanın en büyük barış gücünün kurulmasının önünü açan bu karar için çok geç kalındı.
Barış gücü, 31 aralık 2007 tarihinden geç olmamak kaydıyla, Darfur’da görev yapan Afrika Birliği barışı koruma gücünün yerini almış olacak.
Sivilleri, yardım görevlilerini saldırılardan korumakla görevlendirilecek barış gücü, gerekirse silah kullanabilecek.
Saygılarla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder