Cuma, Ekim 26, 2007

SIRTIMDAKI CIBAN...



Bu Türkiye'nın yıllardır sırtında taşıdığı sivilce çıbana dönüşmüştür.Bir çıban vücudu öldürmez ama yıpratır acı çektirir.Çaresi ise çıban bir neşterle yarılır içindeki cerahat akıtılır, temizlenir.Dikkat edilecek tek şey ise temizlenmiş yerin çok dikkatli olarak bakılmasıdır.Ne kadar önemle nekahat süresi içersinde özen gösterilirse o kadar çabuk iyleşir.Geride hiç bir iz bırakmadan gelip geçer.
İşte bu günler o çıbana vurulan neşterin günüdür.
Bakalım elimizde neler var:
Miletin seçtiği bir Meclis top yekün neşterin vurulmasına izin vermiş.
Ameliyat masasını gereken her türlü imkanları hazırlıyan bir hükümet.
Hasta masaya yatırılmış; o çıbanı yok edecek bir ordu.
Geriye kalan tek şey bu uzmanlara bırakılması sükunetle ameliyatın sonunu beklemek bizlere kalıyor.
Şimdi bana düşen görev nedir diye düşünüyorum.Bu sivilceyi çıban haline getiren unsurlar nelerdir.Hangi ortamda ne yollarla onu besleyip çıban haline getiren mikroplar nelerdi.Onu bilmek benim hakkım.
Bu gün istibarat birimleri yurt içinde ve yurt dışında legal yollarla bu sivilceyi besliyen firmaları bizlere açıklamalarının zamanı geldide geçiyor.70-80 Milyon insan bunu bekliyor.Bu firmalar Medya kanalları sayesinde bu 80 milyona açıklanması gerekir.Bizlerde bu mikropları tanıyıp onlara karşı gereken tedbirleri alıp dezenfekte yaparak bir başka sivilcelerin çıbana dönüşmemesini önliyelim.
Mehmedime sıkılan kurşunun parası benim cebimden çıkmasın.
Saygılar.

Hiç yorum yok: