Çarşamba, Eylül 27, 2006

HURMA


 



KOCA BİR ORDUYU DOYURAN İKİ AVUÇ HURMA


Ashâb-ı kiramdan, Beşir bin Sa'd'ın kızı ve Nûman bin Beşir'in kız


kardeşi (r. anhüm) anlatıyor:

'Annem Amre bint-i Revâha (r.a.), beni çağırdı. Eteğime iki avuç hurma koyduktan sonra,

' Kızcağızım! Git de, baban ile dayın Abdullah bin Revâha'nın gıdâlarını kendilerine ver, dedi.

Giderken, Resûlüllah (s.a.v.)'a rastladım. Babamla dayımın nerede olduklarını sordum.


O bana,

' Kızcağızım, beri gel, yanındaki nedir? diye sordu.

' Yâ Resûlellah, dedim, bu hurmadır. Annem bunu, yesinler diye, babam


Beşir bin Sa'd ile dayım Abdullah bin Revâha'ya gönderdi.

Resûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem,

' Getir onu, buyurdu.

Ben de onu, Resûlüllah'ın iki avucuna döktüm. Avuçlarını doldurmadı. Sonra,


bir örtü getirilmesini emr etti. Örtü getirilip serildi. Hurmayı ona koyduktan sonra,


örtünün üzerine yayıp dağıttı. Yanındakilere;

'' Gıdâya, kumanyaya geliniz!' diyerek hendek halkına sesleniniz, buyurdu.

Hendek halkı toplanıp ondan yemeğe koyuldular. Hurmalar yendikçe artmış,


örtünün etrafından dökülüp taşmıştı.


H.A.E. Saygilarla.

Hiç yorum yok: