Çarşamba, Nisan 04, 2007

ÇEVİRMEN ARANIYOR...


Paskalya tatiline bir kaç gün kalması ile mega kent Berlin bir taraftan boşalıyor.Yerini yabancı turistlere bırakıyor.Bu arada hiper marketlerin yapmış olduğu demo ve sokaklar da ki showmanlerin yaptıkları aktraksiyonlar şehre başka bir renk katıyor.Yaz sezonun kapımızda olması ile yapılan dampingin tesiri, ellerdeki poşetlerden belli oluyor.Biliyorsunuz benim hobylerim den bir tanesi de motara binmek.Havayı güzel bulunca hemen motoruma atlıyarak.Şehrin centerine doğru yola çıktım.Kaskımın içine yerleştirdiğim iki ufak hopörler sayesinde disjokeyin çaldığı müzikler eşliğinde Berlin'in en canlı caddesi olan Kudam'ma doğru yol aldım.

Burası first laydilerin badigardları eşliğinde; duayenlerin galeria larda yapmış olduğu sergilerin gezim yeridir.Bu caddenin en güzel tarafıda nostalji ile modern bir görünümü bir arada tutmasıdır.
Motorumu Cafe show önüne bırakarak.Kaldırım üstlerine konulmuş ufak bir masaya iliştim.Mönü de neler olduğunu incelemeye başladim.Fast foodların çokluğuna karşım böyle mikro kahveler bir başka sempatik hava yaratıyor.Baharla birlikte yol ortasını kaplıyan flora insani bir başka dünyalara götürüyor.
Bu cadde bir zamanlar spekülatörlerin eline geçmesine rağmen yapılan titiz çalışmalar mafya'ya göz açtırmamış.Harp evveli eski günlerine kavuşturmuştur.

Berlin bildiğiniz gibi simgesini taşıyan ve bir çok starlara misafirlik yapan, gazetelere her zaman flash haber olan altın ayı filim festivaline de misafirlik etmektedir. Starların halkın oley oley sesleri altında o kırmızı halıdan yürüyerek bilboardlar da hangi filmin galası ise ona eşlik etmeleri filmin içerikliğini deklare etmeleri de görülmeye değer bir aktraksiyondur.

Bu arada kahvemi içmiş adisyonu da istedikten sonra bu güzel caddeye good bye diyerek.Piknik yerlerinin yapıldığı yerlere doğru yola çıktım.
Dubleks,tripleks ve vilların süsülediği caddelerden geçerek.Doğanın güzelliklerine doğru yol aldım.
Motorum da air bağ olamadığı için yaşımın da verdiği tecrübe ile yavaş yavaş kullanarak baharın tadini daha doğrusu onun içinde olamayı özlemişim.Benim bu kısa gezime okey diyerek.O geçen günümü computerimin başına geçerek bu gün biraz olsun aktarmaya çalıştım.
Erdil'in Günlügünden bir gün olarak geçti bu yazi.
Şimdi büyük bir arayış içersindeyim.Bana bu yazıyı kim Türkçeye çevirebilecek.
Saygılarla.

Hiç yorum yok: