Tehlikeli minikler.
En tanıdık olan ayak mantarlarıdir,tanıdık bir kaç mantar artı daha diğerlerini ise hiç dikkate almayız.Mantar hastalığı her zaman bizler için bir problem teşkil etmiştir.Tespiti ise esasında zor olan bir hastalıktır.Tanımı geç tespitlerde ölüme kadar gidebilir.
"kaşıntı ve yanma,derinin kızarikliği, kabuklanması." İle tipik bir mantar rahatsızlığının gösteren belirtilerdir.Bu gibi belirtilerle rahatsızlığı tanırız bu da daha çok ayak mantarların dan tanırız.Senelerce yapılan incelemeler de,cilt doktorlarının bu gibi rahatsızlıkların o kadarda basit olmadığını bu mantar rahatsızlıklarının bir çok bulaşıcı hastalıkları tetiklediğini bu durum karşısında da ciddi bir şekilde sıhhatimizi tehlikeye soktuğunun bilincine varmışlardır.
Bu gün bilinmektedir ki mantar hastalıklarının kan kanserine neden olması bir çok hastanın organ nakline kadar düşürebildiği görülmektedir.
Berlin Charite enstitüsünün yapmış olduğu çalışmalarda.Maya ve küf mantarlarının
iç organlarına yerleşerek çok büyük zararlar açtığı tespit edilmiştir.
Bu gün her yedi ölümden bir tanesi ise bulaşıcı hastalıktan geçtiği bilinmektedir.
ABD'de yapılan incelemelerde bu hastalıkların en büyük nedeninin de mantarlar olduğu görülmüstür.
Yapılan gözlemler neticesinde son 17 sene içersinde üç misli arttığı bu tehlikenin gittikçe artmakta olduğu bilinmektedir.
Antibiotiklerin bile fayda vermediği en tehlikeli mantarlardan Maya "Candida albicans"ve küf mantarı "Aspergillus fumigatus".Bu gün ülkemizde bulunan eksotik olmıyan bitkilerden geçebilmektedir.Bu mantarların hastalık taşımıyan barsaklarda,ağız içinde,nemli sıcak deri bölümlerinde buluna bilmektedir.Küf mantarları ise daha çok bio fıçılarında ve tahil ambarlarında.Saman yığınlarında,gıda maddelerinde, çay ve cevizde görülmektedir.
Bu iki mantar artı kana karışmadığı müddetçe zararsızdır.
Her iki mantar artı sağlığımız için büyük bir tehlike göstermez.Küf mantarı nefes alma organlarımızla çiğerlerimize gittiği taktirde.Derhal karşı elementler tarafından yok edilirler.Yok edilemiyenler ise beyaz kan partikilleri tarafından tamamen yok edilirler.Bu aynı zamanda salgı bezlerindeki karşılıyıcılar tarafından da kana karışması önlenir.Mantarların kan dolaşıma karışması daha çok koruyucu sistemimizin zayıflaması.Organ nakli geçirmek zorunda kalan hastalarımız ve kanser tedavisi gören hastalarımız da daha büyük tehlike teşkil ederler.
Kan dolaşım sistemine girebilen bu zararsız mantar artları değişime geçerek hüçre ve organlarımızı tehdit etmeye başlar.Bir kaç dakika içersin de genetik olarak değişime uğrayip.Hayatımızı tehdid etmeye başlar.Kan zehirlenmesi,diğer bulaşıcı hastalıkların bulaşmasına.Beyin ve Akciğer vereceği zarar ile ölümcül tehlike ile karsi karşiya kalabilir. Tıp bu durum karşısın da kısıtlı olan çarelere baş vurmaktadır.Mantar hastalığına yakalanmış bir hastanın tam bir tesbidi çok uzun bir zamana ihtiyacı olduğu için.Yapılan tespitlerin çoğu tahmini olamaktadır.Bazı bakterilerin de aynı mantar gibi değişim göstermesi ona karşı müacadelede kullanılacak ilaçları daha da kısıtlamaktadır.Bu gün Tıp bu konu da bir çok çalışmalar içine girmiş.Bu zarasız gibi görünen mantarlara karşı çalışmaları dikkatle incelemeye almışlardır.
Saygılarla.
En tanıdık olan ayak mantarlarıdir,tanıdık bir kaç mantar artı daha diğerlerini ise hiç dikkate almayız.Mantar hastalığı her zaman bizler için bir problem teşkil etmiştir.Tespiti ise esasında zor olan bir hastalıktır.Tanımı geç tespitlerde ölüme kadar gidebilir.
"kaşıntı ve yanma,derinin kızarikliği, kabuklanması." İle tipik bir mantar rahatsızlığının gösteren belirtilerdir.Bu gibi belirtilerle rahatsızlığı tanırız bu da daha çok ayak mantarların dan tanırız.Senelerce yapılan incelemeler de,cilt doktorlarının bu gibi rahatsızlıkların o kadarda basit olmadığını bu mantar rahatsızlıklarının bir çok bulaşıcı hastalıkları tetiklediğini bu durum karşısında da ciddi bir şekilde sıhhatimizi tehlikeye soktuğunun bilincine varmışlardır.
Bu gün bilinmektedir ki mantar hastalıklarının kan kanserine neden olması bir çok hastanın organ nakline kadar düşürebildiği görülmektedir.
Berlin Charite enstitüsünün yapmış olduğu çalışmalarda.Maya ve küf mantarlarının
iç organlarına yerleşerek çok büyük zararlar açtığı tespit edilmiştir.
Bu gün her yedi ölümden bir tanesi ise bulaşıcı hastalıktan geçtiği bilinmektedir.
ABD'de yapılan incelemelerde bu hastalıkların en büyük nedeninin de mantarlar olduğu görülmüstür.
Yapılan gözlemler neticesinde son 17 sene içersinde üç misli arttığı bu tehlikenin gittikçe artmakta olduğu bilinmektedir.
Antibiotiklerin bile fayda vermediği en tehlikeli mantarlardan Maya "Candida albicans"ve küf mantarı "Aspergillus fumigatus".Bu gün ülkemizde bulunan eksotik olmıyan bitkilerden geçebilmektedir.Bu mantarların hastalık taşımıyan barsaklarda,ağız içinde,nemli sıcak deri bölümlerinde buluna bilmektedir.Küf mantarları ise daha çok bio fıçılarında ve tahil ambarlarında.Saman yığınlarında,gıda maddelerinde, çay ve cevizde görülmektedir.
Bu iki mantar artı kana karışmadığı müddetçe zararsızdır.
Her iki mantar artı sağlığımız için büyük bir tehlike göstermez.Küf mantarı nefes alma organlarımızla çiğerlerimize gittiği taktirde.Derhal karşı elementler tarafından yok edilirler.Yok edilemiyenler ise beyaz kan partikilleri tarafından tamamen yok edilirler.Bu aynı zamanda salgı bezlerindeki karşılıyıcılar tarafından da kana karışması önlenir.Mantarların kan dolaşıma karışması daha çok koruyucu sistemimizin zayıflaması.Organ nakli geçirmek zorunda kalan hastalarımız ve kanser tedavisi gören hastalarımız da daha büyük tehlike teşkil ederler.
Kan dolaşım sistemine girebilen bu zararsız mantar artları değişime geçerek hüçre ve organlarımızı tehdit etmeye başlar.Bir kaç dakika içersin de genetik olarak değişime uğrayip.Hayatımızı tehdid etmeye başlar.Kan zehirlenmesi,diğer bulaşıcı hastalıkların bulaşmasına.Beyin ve Akciğer vereceği zarar ile ölümcül tehlike ile karsi karşiya kalabilir. Tıp bu durum karşısın da kısıtlı olan çarelere baş vurmaktadır.Mantar hastalığına yakalanmış bir hastanın tam bir tesbidi çok uzun bir zamana ihtiyacı olduğu için.Yapılan tespitlerin çoğu tahmini olamaktadır.Bazı bakterilerin de aynı mantar gibi değişim göstermesi ona karşı müacadelede kullanılacak ilaçları daha da kısıtlamaktadır.Bu gün Tıp bu konu da bir çok çalışmalar içine girmiş.Bu zarasız gibi görünen mantarlara karşı çalışmaları dikkatle incelemeye almışlardır.
Saygılarla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder