Perşembe, Aralık 11, 2008

KAPIMIZA KADAR GELDİ.




Sessiz gelen tehlike diyebilirmiyiz !!!

Amerika kıtasında başladı...
Avrupa'ya sıçradı.
Daha dün gibi. Danimarka'da gençler sokaklardaydı.
Daha sonra Fransa'da yaşandı aynı şeyler.
Belçika, Avusturya, Almanya, Çek'ler, İspanyol'lar.
Belki nedenleri biraz farklı olabilir. Aktörler ayni "gençler".
O veya bu nedenler, onları köşeye sıkıştırdı. Esasında genç nesillerden beklentilerin çok olmasına karşın, onlara verilenler gittikçe kısıtlanıyordu.
İşsizlik birinci sırayı alması. Onlara verilen sosyal yaşamlarının aktivetelerinin gittikçe azalması.
Ülke idarecilerinde kulaklarını bu kuşağın seslerine tıkaması. Onları sokaklara döktü.
Bu durum kapımıza dayanmış durumda.
Bu gün Yunanistan'da 16 yaşında bir gençin hayatını kaybetmesi olarak hadiseleri değerlendirirsek büyük yanılgıya düşeriz.
Bu gün geç nesil patlamaya hazır bomba gibi.
Bir bakıyorsunuz kendisini "Atom karşıtı" olarak gösteriyor, bir bakıyorsunuz "G8'leri protestesi" olarak karşımıza çıkıyorlar. 1 Mayıs artık karışıklıkların günü olarak değerini kaybetmiş durumda.
Öyle böyle, bu dalga kapımıza dayanmış durumda.
Çok dikkatli olmalıyız nerede ne zaman patlıyacağı belli olmıyan bu karmaşayı en ufak zararla atlatmalıyız.
Bu da ancak genç kuşağa biraz daha fazla kulak uzatmamızla, onlara ileriki günler için
umut vermekle olabilir. Her halde bu giyim kuşamı politikaya alet etmekle; sev veya terketle olacağını sanmıyorum.
Önce onları bir dinliyelim. Onlara neler verebileceğimizi söyliyelim.
Saygılarla.

Hiç yorum yok: