Pazartesi, Temmuz 31, 2006

BIR YAPRAK DAHA DÜSTÜ...







Duygu Asena bu kez erkeklerin dünyasına giriyor. O dünyanın en gizemli yanlarına el atıyor. En farklı yanlarını ortaya çıkarıyor. Paramparça’nın kahramanı bir yanıyla klasik bir erkek gibi yaşayan, diğer taraftan da erkeklerle ilişkilerini sürdüren bir adam. Küçük bir kentte, resmî görevli, evli ve çocuklu. Hayatı çözmeye çalışan, ancak çözmeye çalıştıkça daha da zorlanan, kendini, cinselliğini, ruhunu bir türlü tam olarak anlayamayan bir erkek.




DUYGU ASENA
19 Nisan 1946 yılında İstanbul’da doğan Duygu Asena, İstanbul Üniversitesi Pedagoji Bölümü’nü bitirdi. Asena, “Kadınca”, “Onyedi”, “Ev Kadını”, “Bella”, “Kim”, “Negatif” dergilerini yönetti. Milliyet gazetesinde başladığı köşe yazarlığını Cumhuriyet ve Yarın’da sürdürdü.
İlk kitabı “Kadının Adı Yok”la adını duyuran Duygu Asena, geniş bir okur kitlesine ulaştı. Ancak “Kadının Adı Yok”, 1998’de müstehcen bulunarak yasaklandı. Yayınına 2 yıllık dava süreci sonunda izin verilen kitap, yönetmen Atıf Yılmaz tarafından filme alındı.
Asena’nın diğer kitapları ise, “Aslın da Aşk da Yok”, “Kahramanlar Hep Erkek”, “Aynada Aşk Vardı”, “Paramparça” bulunuyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden (TGC) yapılan yazılı açıklamaya göre, Asena için Salı günü saat 10.00’da Vatan gazetesinde, saat 11.00’de ise Atatürk Kültür Merkezi’nde tören düzenlenecek.
Duygu Asena’nın cenazesi, öğle vakti Teşvikiye Camii’nde kılınacak namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Bedeni bir gün topraga karisacak.Ruhu kitaplarinda bizlerle olacak.
Yakinlarina ve okuyucularina bas sagligi dilerim.
Saygilarimla

BOS VERSENE YA !...

Pazar günü bir arkadasim.Tatilden döndü.Gecen sene Türkiye'de gecirdi tatilini, bu sene de Greta'ya gitti.(Girit) nasil diye sordugumda fena degil dedi.Beni bu tatilinde ki en enteresan haberi.Amerikan ucak gemisinin Adanin arkasindan devamli olarak Lübnan istikametine ucaklarin ucmasi oldugunun haberi idi.Tabii ben onun yalancisiyim.Hakikatlar
her zaman acidir.Lübnan bütün Dünyanin gözleri önünde eriyip gidecektir.Silahlar sustugu zaman geriye kalan tarihe gececek bir kac leke,Ilerde belki bir rejisörün cevirecegi Lübnan ates
altinda diye bir kac film.Bilmem bir Afrikali diktatör vardi hatirladigim kadar.Muhaliflerin cigerlerini aksam yemeginde yerdi.Yedi yedi iyice sisti.Bir gün Balon olup bir yerlere uctu gitti.
Ne yazikki dolaplari cigerler ile dolu idi.Bir ülke vardi o ülkenin bir valisine dediler.Baban Reis eh yaslandi.Gel onun yerine sen Reis ol dediler. Birileri onu ve onun sülalesini cok iyi taniyorlardi.Neyse o vali Reis oldu.Gitmeden masasinin icini temizledi.Bir sürü dosya vardi yeni gelecek valiye devir.Aralarindan bazilarini secti hemen imzaladi.Tabii sabaha karsi bir sürü can elektrik veya zehirli igne ucunda son buldu.O bir kahramandi.Birilerinin kahramani onlar sisirdiler o havalara girdi.Dünya eskiden demokrasi nedir bilmiyordu.Bazi cocuklar babalarindan annelerinden yoksun diktatörler ülkelerinde yasiyorlardi.O nun sayesinde hersey hal oldu simdi o cocuklarin bir babasi bir annesi var artik hemde onlar siki siki sariyorlar.Kokluyor öpüyorlar.
Olsun bedenleri bu sicakligi duymasada ruhlari duyuyor.Sakin büyük umutlara kapilmayin.Lübnan bir masal olmustur.Artik bir mucize olmazsa.Bakin asagida bir klip var o size birseyler anlatabilir.belki.





Kusura bakmayin size hep ic kapayici seyler karaliyorum.Ne yapayim zaten kendi kendime konusuyorum deli diyorlar, akillilar.Yazmazsam bu lafa bende inanacagim.
Bakmayin bana kalin saglicakla.

Pazar, Temmuz 30, 2006

PAZARI'IN SOHBETI..





Bu pazar sohbetinde, sizlerle oturup güzel bir haftanin analizini yapmak isterdim.Onun verecgi rehavetle hayallere, dalmanizi ileriye dönük tatli hayallere sürüklenmenizi dilerdim.Heyhat nerede haftanin gazeteleri kipkirmizi, gün batisi olmus, baskida dizi dizi pespese harfler.Kagit kokusunun yerini barut kokusu .Sayfalari cevirirken kulaklarimiza gelen hisirtinin yerini ,bombalar altinda kalmis cigliklar.Ya da evladini kaybeden esin annenin,babanin cigligi,isyani.Sizin anliyacaginiz.Bir sey yapamanin acizligi üzerimize kara bir bulut gibi cökmüs.Bazen düsünüyorum hersey topraktan cikan petrol ugrunami diye.Aklim durdu artik,baskalarinin dediklerini dinliyorum.Eger onlar ölmüyecekse arabaya binmem yürürüm.Erken yatar.Mum isiginda otururum.Acaba o zaman diyorum bir cocuk bir kadin bir insani kurtarabilirmiyim diye.
Sonra aklima bir yazi geliyor Gazete küpüründen aglarken gülüyorum.Onlar zaten savasin icinde. Kimisi Afganistan'da plastik mayinlarla oynuyorlar,Kimisi Brezilya'da avcinin tüfeginde keklik oluyorlar.Afrika da aclik savasi veriyorlar.Lübnanda bomba'yi taniyor.Savasi görmeseler bile sokaklar da büyüklerinin ikrami zehirle tanisiyorlar.Aglarken gülüyorum.Gülerken agliyorum.Bir blog da annesi yaninda oturmus gözleri gülen bir cocuk görüyorum.O cocuk büyümüs o gördügü anisinda tatli bir hayali canlandiriyor.O gülen gözler bu gün oradaki cocuklar icin agliyor.Bir baska blog'daki anne yurt disinda ki cocugu aklina geliyor.Isyan ediyor Bombalar altinda kalan cocuklar icin.Belki yazidan sonra ya bir telefon aciyor veya internet kanali ile mesenger'e giriyor.Bu dünya'ya ne oluyor bana biri anlatsin.Gün be gün calismamiz cabalamamizin semeresi bumu.Sonra kendi bloguma bakiyorum.Demisim ki sizlere su böcegi koruyun.Su agaca dokunmayin.Bazen de bunlarin kanunlarla korundugundan bahs ediyorum.Hani AB denen 25 ülkenin yüzlerce milletvekillerinin bir araya gelip de cikardigi kanunlar.Neden diyorum bu kanunlar? aldigim cevap:) onlar da bu dünyada yasiyan birer canli da ondan diyorlar.Doktora gidiyorum kafamin rongenini cektiriyorum.Resimde ufacik nohut kadar seyi doktara soruyorum bu nedir diye ? o da bana, o senin beynin diyor.Simdi o nohut kadar beynimle sizlere soruyorum? Avrupanin ve Dünya da kanunlar cikaran bu hindistan cevizi büyüklügünde ki beyin tasiyan insanlar.O bombalarin altinda öldürdügünüz o böcekler,o hayvanlar,o bitkiler, o kuslar,o agaclar dami birer teoristi.Insana cocuga acimiyorsun bari binlerce koruma altina aldigin canlilara aci.Kimse kusura kalmasin Bahcivanin yazisi da bu kadar olur.Zaten resimda gördüm nohut kadarmis.Bu yastan sonra da Hidistan cevizi kadar hic olamaz.Olsada onlarinki gibi bir b.k'a yaramaz.

Kalin saglicakla.

Cumartesi, Temmuz 29, 2006

CANIM KIZIM IIYIKI DOGDUN...


blog Layouts Canim kizim seninle 30 sene gerisine gidecegiz.Saat gecenin 2,30 nu gösteriyor.
Annecigin hadi bey vakit geldi, dedigi halde, hani filimlerde o babalara güldügünüz gibi oldum.Nasil giyinip anneni arabaya yerlestirdim sakin sorma; Bütün bu islemleri annenin bana verdigi komutlarla yapiyordum.O zamanlar stesin bir arabamiz vardi.Arka koltugu acarak arabayi bir anda yatak haline getirdim.Annen söyleniyor, onu dinleyen kim.O anda ben doguruyordum.Bu arada camdan bir mendil cikarmis dörtlü sinyal yakarak.Sehir ici sürrat kaidelerine uymaksizin Hastaneye ulastim.Tabii arkamdan Polis ekibi ile.Polis bana ne yaptigimi sordugu zaman durumu anlattim.Peki hepsini anladikta, pencereden salladigin mendili sorduklari zaman bende Italya da böyle yapiyorlar dedim.Güldü bana, buranin Almanya oldugunu hatirlatti.Dogumun Sezeryanla olacakti.Anneni iceriye aldiktan sonra bana bazi kagitlar imzalattilar.O telasla ne imzaladigimi bilmiyordum.Senin anliyacagin gözlemci olarak ameliyati görebilecegim odaya aldilar.Imzaladigim kagitlar oymus.Tabii sen dogduktan sonra benim durumum Anneninkinden daha acikliydi.


blog

Hakikatlarden bahs etmemiz gerekirse.Hayatimda gördügüm en uslu bir bebektin.Mamani verdikmi küt uyurdun .Agladigini bile duymamistik.2 aylik olduktan sonra Annenle ben calistigimiz icin senin yuva devrin baslamisti.Annen beenden 1 saat önce is aldigi icin o görev bana aitti.Seni yuvaya ben götürüyor, annen de aliyordu.Bak sana bir rekorumu anlatayim.

Bebeklerin yuvaya tesliminde bütün elbiselerinin cikarilip teslim edilmesi sartti.Soyunma odalarina 3 lü guruplarla giriyorduk.Her gün dua ederdim altina yapmamis olman icin.Cünkü seni biraktiktan sonra ise yetismem lazimdi. Bu zamanda benim icin kisitli idi.Diger anneler ölcmüsler en son rekor 37 saniye imis, seni soyup ciplak olarak mürebbiyene teslimim.Ilk olarak söyledigin kelimen Anne olmustu, tabii bana .Okul cagi geldigi zaman seni Türkiye de okula yazdirdik.Buradaki yasiyanlar her gün dönecekmis gibi yasarlar.Bir türlüde dönemezler.O hatayi yapanlardan bir taneside bendim.Sen ilk okulu anneannenin yaninda sonra Annen de yanina gelerek orta okulu Türkiyede okudun.Bu arada bende egitiim ve calisma hayatimi tamamlamis.Kendi is yerimi kurmustum.Sözde geriye dönüs vardi.Sizleri tekrar buraya getirdim.Bak canim kizim sakin evlatlarindan bir ay olsa bile ayri kalma sonunda bunun ezikligi ömrünün sonuna kadar takip eder.Sana karsi hep kafam önümdedir.Lise ve isletmeciligi zorda olsa bitirdin.Bu arada da okul siralarinda esini tanidin.Okulunuz bittikten sonra evlendin.Esin cok temiz bir cocuktu burada amatörle baslayip profesyenellige kadar yükselmis bir futbolcu idi.

Fakat felek gene bizi birbirimizden ayirdi.Bir gün Altay takimi kendisini transfer etti.Ayrilik günleri gene baslamisti.Izmir,Ankara,Diyarbakir,Malatya,simdi de Trabzon sen orada ben burada.Zor kizim cok zor.Sende bu gün Annesin evlatlar yuvadan ucunca bunu daha iyi anliyacaksin.O zaman seninde burnun bir palyocunun burnu gibi kizaracak ve sizliyacak.Canim kizim Dogum gününü bütün kalbimle kutlar ailecek mutlu ve sihhat dolu seneler dileginde bulunurum.Yazicak cok sey var ya Ah iste o Palyaconun burnu akmaya da basladi belki de yaslilik.





Baban.

Cuma, Temmuz 28, 2006

SIMDIKI COCUKLAR...





Resimdeki benim en ufak torun babasiyla birlikte bakmayin ona o ne bilmistir.Bazen cocuklar büyükleri sasirtir derler ya o cinstendir.Kendisiyle pek anlasiriz.Türkiye de yasadigi icin Almanca bilmez.Buraya yanima geldigi zaman öteki torunlarla anlasmasi biraz zor onlar arkadaslari ile Almanca konustuklari zaman Dede senin cok isin var bunlara Türkce ögret diyor.Bir gün beraber Hamburger yemege gittik.Kalabalik oldugu icin bir aile ile masayi paylasiyoruz.Ben istediklerini alip masaya döndügüm zaman.Egilerek yavas sesle bana bak Dede su ufak kiz senin öteki torunlarin gibi konusuyor ama annesi ile büyük kiz bizden benim gibi konusuyorlar.Ben müzik seven birisi olmama ragmen ezbere bir sarkiyi tam olarak söyliyemem o kadar ugrasmissamda gene sözleri unuturum.Ama bu ufaklik bir kere duymasin hemen hic hatasiz ezbere söylüyor.Yukardaki parcanin bir öyküsü var o siralar yanlarina ziyaretteyim.Her ne olduysa kizim kendisinin yaptigi hatasi icin lütfen dogru odana diye gönderdi.Tabii bir gözü ile benden yardim ister gibisine baktiktan sonra odasina cikti.Aradan henüz 10 dakika gecmemisti ki elinda plastikten bir gitar.Annesine dönerek bak annecim diyip yukarda ki klibi sonuna kadar söyledi.Söyle bir dinleyin icerikligini.

Saygilarla.

Perşembe, Temmuz 27, 2006

BÜYÜ I....




Büyü konusu bu bölümümüzde dinsel yönünde almak istersek Onu Kurani Kerim de Bakara suresinin icinde görebiliriz meyalin de aynen su sekilde yazilidir.:))
102. Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil'deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler. Halbuki o iki melek, "Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme" demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi.
Sihir konusu da Kurani Kerim de Zuhruf S.49/Zarifat S. 39-52/Araf S.116-120/Yunus S.2-76-77-79-80-81 Ta ha S.58-60-62-63-65-66-69-70-71-72 Neml S.13 / SU'ARA S.34-35-37-38-40-41-45-46-50 /KASAS S. 36-48 /SAD S. 4/Mu-min S.24 /Kamer S.2/ Saaf S.6 /Muddesir S.24
Hz. Peygamber sihri en büyük günahlardan saymıştır. (Ebu Dâvud, Vesâya 10). Hadis-i şeriflerde büyücülere ve medyumlara başvuran kişilerin, Allah’ın yardımından mahrum kalarak başvurdukları yöntemlerle baş başa bırakılacakları anlatılmaktadır. İslam’a göre her işin meşru fiziki ve maddi sebeplerine sarılmak, her işte sebeplere sımsıkı sarıldıktan sonra duayla bunu sağlama bağlamak ve işleri Allah’a havale etmek gerekmektedir. Dolayısıyla sihir, kehanet, medyumluk ve benzeri uğraşlara itibar edilmez. Müslümanların bunlardan uzak durması ve bunlarla meşgul olanlara ilgi göstermemesi gerekir. Sihirde yalan, aldatma, kandırma, göz boyama, saf zihinleri bozma, Allah’tan başkasına bağlanma ve Allah’tan başkasının gaybı bilebileceğini sanma gibi hepsi de İslam’ın temel ilkeleriyle bağdaşmayan pek çok olumsuzluk vardır. Bu itibarla sağlam inançlı bir Müslüman, bunlardan uzak durur, inancına gölge düşürebilecek şeylere itibar etmez.
Incil de de bu konuda bir cok ayetler vardir bunlardan bir tanesinin meali :)
yas.18:9 «Tanrınız RAB'bin size vereceği ülkeye girdiğinizde, oradaki ulusların iğrenç törelerini öğrenip uygulamayın. yas.18:10 cik.22:18; lev.19:26,31 yas.18:11 Aranızda oğlunu ya da kızını ateşte kurban eden, falcı,i11 büyücü, muskacı, medyum, ruh çağıran ya da ölülerin ruhlarına danışan kimse olmasın. yas.18:12 Çünkü RAB bunları yapanlardan tiksinir. Tanrınız RAB, bu iğrenç töreleri yüzünden bu ulusları önünüzden kovacaktır. yas.18:13 mat.5:48 Tanrınız RAB'bin önünde yetkin olun.»
Tevrat konumun da ise :)“ Her kim büyü yaparsa küfre girmiş olur.”
Büyü ve sihir İslam'ın yasaklamış olduğu bir olaydır. Sihirde en büyük ilerleme Hz. Musa'nın yaşamış olduğu dönemde olmuştur. O dönemde Sihir ve Büyü zirvede yerini almıştır.
Bugünkü İsrail'de Sihri yapan KABALA'cılar Yahudi cemaati içinde saygın bir yere sahiptir. İsrail Devleti yönetiminde yer almaktadırlar. Bugünkü haliyle tahrif olmuş Tevrat bir Sihir Kitabı olarak kullanılmaktadır.Bu bölümüzü sihrin ve büyünün cözümünü anlatan Felak S.1-4 ile :)De ki: "Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım." Birde büyü ve sihir üzerine kurban edilen hayvanlarin gectigi Maide S. 3-90 :)3. Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. /Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
Bu bölümde Dini yönleri ile biraz olsun büyü ve Sihrin aciklamasini yaptim.Bu konu daha da derinliklere kadar uzanmaktadir.Yarin bu konunun Ruhi yönünü son bölümünde de rant yönünü alacagiz.
Saygilarla

NE YAZIK KI SAKA DEGIL...




YAZISIZ...

Ali Baba'nin bir ciftligi yok artik!.. Sam amca'nin bir ciftligi var.Sakin sarkiyi yanlis söylemeyin hiiii...
Kizma Birader alt tarafi Karikatür bir zamanlar öyle diyordunuz.Barbar diye gördügünüz insanlara.Basin Hürriyeti.





Yazicak o kadar sey varki Kalem bile bu ise dayanamadi.
Kirildi gitti merak etmeyin bizde kalem cooook.



Saygilarla

ISLAM DÜNYASININ....


Hangi dinden, hangi irktan olursa olsun.Bize ihsan edilen bu dünyada.Cenneti yasamaktansa,cehennemi yasatan insanlarin kalplerine biraz olsun isik merhamet düsmesi dilegi ile Mubarek Kandiliniz Kutlu Olsun kardeslerim.

Buyurun.

Saygilarimla.

COCUKLARIMIZI DEVAMLI IZLIYELIM.

Cocuklarimizi devamli izlemek,onlarin ic dünyasini kesfetmek anne ve babalar icin en büyük zevklerden bir tanesidir.Onlarin dünyasinda ki yeni kesifleri degerlendirebilmeniz icin aynen
onlarin bakis acisindan gözlememiz gerekiyor.Bunlari yaparken onlar icin tehlikeli dahi olsa men yönüne gitmeyip.Tehlikenin boyutlarini onlarin kavriyabilecegi sekilde önlere sermemiz lazimdir.Bir örnek vermemiz lazim gelirse.Mutfakta calisirken arkaniz da sizi merakla gözliyen
bir cift gözün oldugunu unutmamaniz lazimdir.Onun dikkati pisirmis oldugunuz.Yemekten cok kullandiginiz gerecler dir.Her hareketiniz her dügmeye basisiniz onun kücük beynine kayda gecmistir.Yapacaginiz tek sey kalmistir.Sizin icin artik; ocaginiz veya bulasik makinenizin,camasir makinenizin bu dügmelerinin onun ilgi alnindan cikarmaktir.Fisleri cekip o dügmelerle yanliz basina birakmaniz olacaktir.O artik o dügmelere basarak.Ocagi calistirmak veya camasir makinasinin firil dönmesini görmek istiyecektir.Uzun denemelerden sonra hic bir islemin olmadigini gördügü taktirde.Ilgisi azalip o dügmelerin kendisi icin bir degeri kalmadigi ortaya cikacaktir.Bu denemeler bazen bir kac defa olsa da sonunda yasaksiz bir deneme de sizler kazanmis olacaksiniz.Zaman icersinde cocugunuza iyi bir gözlemci olmak istiyorsaniz.Onun yapmis oldugu her yeni hareketi ve ilgi anlarini ona ait bir deftere not edin bu notlar aninda olmasina itina göstermeniz lazim.Yapacaginiz notlara hic bir yorum katmamaya itina gösterin.
Örnek:) "Oglum cok merakli cekmecenin icinde ne oldugunu inceliyor" bu bir yorumdur."Oglum ilk defa bir cekmeceyi acti" gözlemdir.Bu sekilde bir hafta icersinde yapmis oldugunuz gözlemleri okuyarak esinizle birlikte cocugunuz üzerinde yenilikleri tesbit edebilirsiniz.Ne ise yarayacaktir.Gene bir örnek verecek olursak ne gibi bir oyuncak almaniz gerektigini.Ögrenme merak larinin daha cok neler üzerinde toplandigi.Nelere ilerde egimli olacaginin ilk temel taslarinin tesbiti.Kendi basina oyun oynarken tv,veya Radyodan gelen bir müzigin sesine vermis oldugu reaksiyon veya iz birakabilecek kalem,veya sert bir cismin bir düzey üzerinde biraktigi izlerin takibi.Eline aldigi cisimlerin üzerinde ki ilgi ve reaksiyonlari bunlari alacaginiz notlarla
degerlendirebilirsiniz.Bu da yanliz yapacaginiz yazili notlarla mümkündür.Aklinizda hic bir zaman tutamazsiniz.Bu konuda daha derinlige inmek istiyorum müsadenizle.Son bir örnek:) Devamli olarak odasinda ki duvar kagitlarini cizen büyük kizim bu aliskanligini devam ettirmektedir.Yukarda ki cizmis oldugu resimler.Ve resimlerin arka zemininide resme paralel boyamasi.Bu resimler indigi zaman o duvarin boyasi da yeni yapacagi resmin arka ponosi olarak degisicegine eminim.Tekrar bu mevzuda görüsmek üzere.
Saygilarla.

Çarşamba, Temmuz 26, 2006

BÜYÜ...

Büyü sözü bize hic yabanci gelmez.Ne oldugunu tam olarak bilmeyiz.Kendi basina bir gizemli kelimedir.Inaniriz, inanmayiz.Güler geceriz.Ortada bir hakikat de onun varligidir.Ne derseniz sizlerin yorumlari ile bu konuya deginelim mi? Bir yazi dizisi yapalim mi?...
Büyü, iyi olmiyan usullere bas vurularak yapilan, insan iradesini elinden almaya calismak demektir.Degisik sistemler uygulanarak, onu yönetimine almaya, ona istenileni yaptirmaya
genel olarak Büyü denir.
Büyü ile insani istemedigi seylere zorlamak, ona istemedigi seyleri yaptirmak mümkün degildirTabii bu fiziksel aciklamasidir.Büyücülük hersey den önce Dinsel konumda.Insancil konumunda kesin karsit olan,batil inanclara dayali bir büyüsel islem yekünüdür.Recetelere,
formüllere dayanan , degisik anlamlar yüklenen bir uygulama.Bu önsöz le konuyu yorumlariniza acarak bir dizi yapmak istiyorum.Ortada olan net bir konum onun varligidir.Tabii bunu ilerdeki yazimlarda acikliyabiliriz. Ne diyorsunuz yazalim mi yoksa baska konumu yok diyip noktaliyalim mi karar sizlerin.
Dip Not : LÜBNAN SEDIRI
Saygilarimla.

TERAS NASIL YAPILIR.

Size bugün buradaki bahcevanlarin neler yaptiklarini bir kac resimle anlatmaya calisacagim.Bu günkü isimiz bir villanin Terasini yenilemek.Müsteri tarafindan cagrildiginiz zaman, ilk önce Fiat katalogunuzun bir kopisini götürür. Istenilen isin kesfini yaparsiniz.Bir kac gün sonra birakmis oldugunuz katalog daki fiat listesi ve yapmis oldugunuz simdiye kadar islerden bir kacinin referansi müsteriyi tatmin ederse.Isin teknik bölümü ve maliyet kismina gecme zamani gelmistir.Yapilan isler DIN üzerinden yapilmaktadir.Bu demektirki.Mesleginiz üzerinde bir zamanlar egitimini gördügünüz, pratik yönü.Bu meslek kanunlar icersinde, müsterinin korunmasi demektir.Her seyden önce teklifinizde bulunsun veya bulunmasin 5 sene garanti tasimaktadir.Bu uzatilabilinir fakat kisaltilamaz.Yukardaki resimde gördügü gibi
Navigasion aleti ile zemin yükseklikleri ölcülür, bir teknik resimle cizilerek sonunda. Faturanin arkasina eklenir.Bu tamamen ilerdeki anlasmazliklarin teknik yöndeki bir belgesi gibidir ev insaatlarinda mimarlarin hazirladiklari planlara es degerdedir.(Bu konuda iki sene bir egitim gerekir.) Firma patenti almak istiyorsaniz bu egitimi yaptiginiza dair bir diploma sarttir.


Isi almissiniz artik eski zemin sökülüp tas ocaklarina götürülür ilerde bu malzeme belki bir yola micir olarak kullanacaktir.
Bu yakisikli; okul tatillerinde harcligini cikaran ve birazda bilgi sahibi olmak icin yanimizda kisa bir süre Is ve Isci Kurumunun bilgisi altinda calisan talebe.Parmak cocuk benim en kücük oglum.

Beton plateler söküldükten sonra beton bölüm kirilarak alt zemin hazirlanmaya baslar.Agzimdaki sigara icin özür dilerim. Hazirlanan zeminin artik DIN ölcümü icersinde sikistirilmasina gelmistir.Bu zeminin hazirlanmasi cok önemlidir.Yapilan yanlis bir hesaplamada.Sifir alti derecelerde zeminin donmasi ile kabarma veya cökmeler olabilir.
Artik müsteri tarafindan secilen Beton platelerin dösenmesi kalmistir.Dikkat ederseniz her tas önünüzdeki cizmis oldugunuz planda verilen ölcülere göre olmasi lazimdir.Taslarin egim ve desen cizgileri,Binanin duvar acilar bu planin icinde belirtilmistir.Unutulmiyacak en önemli konuda taslarin büyüklüklerinde 1-2 mm degisik olmasi normal oldugundan hesaba katmaniz lazimdir.10 ncu tasda karsiniza bir santim olarak cikabilir.
Taslarimiz dösenmis .Bir günlük istirahate birakilmistir.


Su anda Terasimizin bitmis durumu.Geriye kalan bizim Terasa yaparken yesil alanda acmis oldugumuz hasarlarin giderilmesidir.Resimler cekilir katalogunuza ilerdeki müsteri icin artik o bir refaranzdir.Ödeme icin 14 gün icersinde oldugu taktirde. % 3 lük bir indirim.Bir ay icersinde ise net bir ödeme vardir.Ödemeler elden olmaz muhakkak Banka veya Posta havalesi ile olmaktadir.Bu Vergi dairesi icin önem tasimaktadir.Ödemenin tamami Firmanin hesabina gecinceye kadar Teras Firmaya aittir.(Ilerde sizlere Yüzme Havuzlari Cocuk oyun Parklari ile Resimli bilgiler verecegim.)

Saygilarla.

RESIMLER

Salı, Temmuz 25, 2006

ISIMIZ BAYAGI ZOR...


Nereden bulacagiz ?.....
a a tik , ha ha tik , oha tik , o o tik ,tirik
saygilar.

Pazartesi, Temmuz 24, 2006

AMAN DOSTLAR DIKKAT...

Sicaklar burada 40 dereceye kadar ulasti.Bu cöl sicakliklarinin Türkiye'ye dogru kaydigini metoroloji uzmanlari söylüyor.Aman dostlar dikkat edin bunun hic sakasi yok,Avrupa da ölümsayisi bu sicaklar yüzünden 40 ki gecti.Benim köpecikler kedicikler bile ne yapacaklarini sasirdilar.


Valla bütün gün uyuyor Bahceye filan ciktigi yok.Havanin kararmasini bekliyor.

Onlarin bu sicakta birde üzerlerinideki kürk mantolarla dolasmalarina yürek dayanmiyorTaslarina buz parcalari koydum onunla biraz serinlemeye calisiyorlar.









Bahcedeki lavantalar bayagi büyüdü bende onlarin bir kismini kestim.Hepsini degil Tabii kürklü ari dostlarima yeteri kadar biraktim.Güzelce onlari saplarindan ayirarak bir tasa doldurdum.

Nemi yapacagim ? Onlarla neler yapilmaz ki ufak keselere koyup gardorobunuzun veya sifonyerlerin gözlerine koyabilirsiniz.Arabanizin icine.Evlenecek olan ciftlerin kurutulmus bahar cicekleri ve öreceginiz dantel kesecikler ile nikah hatirasi bile yapabilirsiniz.Kokusu senelerce kalir.Unutmadan söyliyeyim en önemlisi uykusuzluk cektiginiz gecelerde yastiginizin altina koydugunuz taktirde vermis oldugu kokuyla derin bir uykuya dalmanizi saglar.Bir nevi teskin edici ilac gibi.Inanmiyorsaniz deneyin.Sicaklar yolda kendinize miniklere iyi bakin.Sakin kürklü dostlarimizi da unutmayin.

Saygilarla.

GEC KALMIS YORUM...



Kusura bakmayin moda evlerin'den gec geldi bu resimler.

Meyva veren agac ne yapilirmis.Tuh gene unuttum.

Saygilarla

PALYOCA..

Erdil baba neden günlükde degilde bahcede.Bilmem belki bu renk cünbüsü.Bahcelerimizde ki gibi.Belki onun bizleri güldürüsü,belkide bizi bir yerlerden alip bir yerlere sürüklemesi.Belkide yasamizda her zaman oldugu, olacagi bir doga parcasi.Gülerken agliyan bir hayal ürünümü ?
Egitmenmi? O istikbali önlerinde olan cocuklarin gözlerindeki sevinc piriltilarimi.Bizleri seneler
gerisine savuran bir zaman hortumumu.Bir Film seyredersiniz.18 nci yüz yili anlatir.O oradadir.
Kavga eden bir cifti gözler, onlarin arasina girer,baristirir.Merak etmisimdir neden diye!.. her palyaco ayri bir maske tasir.Yoksa bizlerimi anlatmak ister.Onu bir Kralin dizi dibinde görürüz .Bir savasin karari verilirken,bir cocugun dogum gününde,sünnetin de cikar karsimiza.Onun adi Palyaco'dur.O güldürürken aglatir.O aglarken bizler güleriz.Hayatimiz, o maskenin arkasina saklanan hakiki yüzmüdür.Galiba hepimiz bu dünya da bir palyaco'yuz.Aglarken gülen,gülerken agliyan.O maskenin altin da.
Güldürenlerde aglar, bazen yalvarir, bazende isyan eder.Onlarinda kalpleri vardir.Onlarda bizim gibi bir Insan'dir.

Saygilarla.

Pazar, Temmuz 23, 2006

BIR CLIP...




PAZAR'IN SOHBETI...



Uzun uzun o güzel eski günlerden animsamistik.Yazmis oldugunuz yorumlarda o günlerin güzelliklerini de bu günki yasamlarinizla karsilastirdiniz.O an aramizda bir generasyon farki ortaya cikti.Nostalji bu günki adi ile Dinazorlarin devri.Modern teknoloji nin her nimetlerinden faydanilabilen ve bu kisa ömür dilimine bir cok islemi ayni anda sigdirabileceginiz yeni cag.
Tabii insanlarin zaaflarindan bir tanesi de, mümkün oldukca eski günlerin icinden en güzellerini ortaya koymalaridir. Bilmem hic dikkatinizi cektimi ? Bazen agizlarindan kacirdiklari bir cümle vardir " Ben dünya ya erken gelmisim, simdi gelecektimde !..." neyi kastetmislerdir? Hic mi hic agizlarindan babalarinin veya dedelerinin döneminde olmayi istediklerini duyamazsiniz. O güzel
günler :) hadi canim sende bir numara büyük elbise, ayakkabi, kati kaideler.Nufus kagitlarinda ki damgalar, seker fisi,kömür fisi,un fisi gibi.Hic anlatmazlar.Eh o zaman harbin getirdikleri yokluk günleri diyeceksiniz.Sizler de eflasyon adi altinda yasamadinizmi ? Niye sizde o damgalar yok.Benden size :)) Bu günlerin zevkini dolu dolu yasamaya bakin eskiye de o kadar özenmeyin.Istikbal o günlerde degil.Önünüzde ki sizlerin yaratacagi güzel günlerin icersinde...
Yasantimiz stres icinde diyeceksiniz.Sahi o kelimeyi cok duyuyorum. Bizin zamanimiz da öyle bir kelime yoktu.Her halde Ithal bir kelime sizde onu geldigi yere geri gönderin.
Gelelim dostluklarimiza; ben bu Internet Home Page 'le 80 li yillarinin sonlarin da tanistim.Baslarda is hayatinin bir parcasi oldu.Sonra kollara ayrilarak hayatimizin icersinde köklü bir yer aldi.Bir dinazor olarak iyi ki varmis diyorum.Blog lar sayesinde her seyimizi,düsüncelerimizi ,fikirlerimizi paylasiyoruz.Bazi zamanlar geliyor, kiziyoruz,seviniyor,üzülüyor, en güzeli ise birbirimiz den cok seyler ögrenebiliyoruz.Nik isimlerimizle kirk yillik dostlar oluyoruz.Sanal Dünya diye adlandirdigimiz bu dünya esasinda
icimizde yaratmis oldugumuz realite degilmi ?Bir arkadasimiz tatile giderken hic yüzünü görmedigimiz halde onu ugurluyor,özlüyor,geri döndügü zaman seviniyoruz.Bu büyük bir aile degilde nedir.Zaman geliyor Nikleri bile degistiriyoruz.Zeyneb'in günlügü bir anda Zeyno anne oluyor.Yasamamiza giren en güzel bir sey neden derseniz ? Bir tek salterle ona hükmedip son verebiliyor veya tekrar hayatiniza sokabiliyoruz.
Üstat Baver kardes gene derin mevzulara daldin.Ibekin kardes nasil bahceyi begendin mi ?Oya hanim biliyorsunuz benim bahcem bütün hayvanlara aciktir insallah kedilerinizi de beraberinizde getirmissinizdir.Benim kilerle tanissinlar.Bu bahcede hayvanlar birbirileri ile hic dalasmazlar.Benim deli kizim Vintage hadi öyle yüzüme bakma tut Ali kardesimin elinden sizler icin diktigim Mavi cicekleri göster ona.Oh oh kimleri görüyorum Ayda hocam la Uzman ögretmenim Biyonikkedi.Allah versin hasbihal koyulasmis eh nede olsa meslektassiniz.Söyle buyur Zeyno anne bak bu albümlere,bunlarda eski siirler.Bak iste bu Parmak ccocugun resimleri.Kardas bak seni Tahin le tanistirayim.Yaz kardes anlat bakalim tatil nasil gecti.Ay ay kimi görüyorum benin Melek kizim Pelin de buradaymis.Gel yanima seninle konusacagimiz cok seyler var. Dostlarim Bahce bu gün sizlerin acik büfemiz arka tarafta ailecek eglenelim.Bu bahcede DOSTLUK büyük yazilmistir.
Saygilarla.

Cumartesi, Temmuz 22, 2006

PANIK ATAK II..

Bu konuya yanlis bir zaman dilimi icinde baslamis olmam.Beklenen ilginin bu sicaklarda.
Yaz tatili ile güme gitmemesi icin burada ilerde ki zamanlarda tekrar ele almak üzere noktaliyacagim.Bu rahatsizligin Avrupa ülkelerinde tehlikeli boyutlara kadar ulastigi ve bu konu üzerinde calisan tibin neorologi instütüleri büyük adimlar atmislardir.Bu yöndeki calismalar ekzam ve tezler üni lerin basli basina ana bölümlerinde yer almistir.Görülen diger krizlerin kilitlendigi bir nokta olmustur.Yapilan calismalari kisaca 4 bölümde özetlememiz gerekse bunlari :))
1.Duygularinizin saglam bir temele oturtulmasi, icinizde ki dalgalanmalarin durulmasi, kendinize karsi itimadinizin artmasi,yasam tarzinizin sakin bir raya oturmasi.
2.Kendinizin tanimi,korkularinizin ana faktörlerine inilmesi; bunun iyi bir hipnotizm teknigi ile yapilmasi.
3.Neorologi de tanimlanan korkunuz, ruhunuzun derinliklerine kadar inen ic mücadelenin saglam bir zemine oturtulmasi,stres icine düsebileceginiz her konu dan arinmaniz icin yeni metodlarin ögretilmesi,kendine olan itimadin en üst düzeye cikartilmasi.
4.Yapilan hipnoz seanslarinda yasantinizda ki % 70 vermis oldugunuz kararlarin bilinc altindan ,normal yasam aktivitelerine gecis durumunun gözlenmesi ve ögretilmesi.
Bu yazdigim özetleme systemi icersindeki calismalar cok daha detayli oldugunu söyleme me ihtiyac duymiyacaksiniz.Belki ilerdeki zaman dilimi icersinde bu rahatsizligi tekrar ele alarak cok yönlü isliyebiliriz.

Dünkü yazimda yayinladigim bu resim.Photoshop vasitasi ile ayri bir zeminde
büyültülerek sizlere sordugum.Günlük yasantinizla ilgili bir kac örnegin bu resimle baglantiya getirmenizdi.Esasinda yapilan ufak bir dalgalanma dan baska birsey degildi.Günlük yasam parcasi + Bilinc alti diger faktörler = Korku bunu temsil eden de o an bu Resimdi. Peki Realitet neydi bu durumda? Yukarda ki resim Ihtiyarin elleri arasinda ki defolu bir ip parcasi. Bu da dünkü gördügünüz resimden baskasi degil.


Saygilarimla.

LA ROSE...






Saygilarla.

Cuma, Temmuz 21, 2006

PANIK ATAK I..



Panik Bozukluğu Nasıl Oluşur?

İlk atak başlıyor: Hiçbir neden yokken ve birden bire başlayan çarpıntı, terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı yada baş dönmesi, dengesizlik, fenalaşma yada baygınlık gibi belirtiler kişiyi dehşet içinde bırakır. Kişi ‘kalp krizi ’ geçirdiğini yada felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ‘ölüm korkusu’ ya da ‘felç olma’ korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik hissi, kendisini veya çevresini bir garip ya da değişik hissetme gibi duyguların ortaya çıkmasıyla, ‘kontrolünü kaybetmeye’ yada ‘çıldırmaya başladığını’ düşünerek kendisine yada çevresindekilere bir zarar vermekten korkmaya başlar. Hasta hemen, en yakın doktor ya da acil servise götürülür. Orada yapılan birçok muayene, çekilen film, elektrokardiyografi, tomografi ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda doktorlar ‘hiçbir şeyi yok’ ya da ‘stresten olmuş ’ derler. Çoğu zaman sakinleştirici bir iğne yapılarak evine gönderilir.
Ataklar tekrarlıyor: Bir süre sonra panik atakları tekrarlar. Hasta, her yeni atak ile aynı dehşet ve korkuyu yeniden yaşamaya ve acil servislere taşınmaya başlar. Her seferinde yeniden muayene, yeniden incelemeler yapılır ancak hiçbir şey bulunmaz. Hasta, kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bazen de yanlış tanı konularak hasta, antibiyotikten nefes açıcıya, çarpıntı ilacından tansiyon ve kalp ilacına, vitamine kadar değişik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü iyileşemez.
Beklenti anksiyetesi gelişiyor: Ataklar tekrarlamaya devam ettikçe, hasta, ataklar arasındaki dönemde gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik atağının geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe “beklenti anksiyetesi” adı verilir. Atakların çoğu zaman belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok arttırır. Ataklar sıklaştıkça, kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir.
Yoğun ve sürekli üzüntü: Hastalar, evde kimsenin olmadığı bir zamanda kalp krizi geçirmekten ve hastaneye ulaşamadan ölmekten ya da kontrolünü kaybederek çıldırıp intihar etmekten, kendisine ya da yakınlarına bıçak ve bu gibi bir şeyle zarar vermekten, başkalarının bulunduğu ortamlarda çılgınca ve garip davranışlarda bulunarak rezil olmaktan şiddetle korkar. Bu düşüncelerin sürekli aklına gelmesinden dolayı da yoğun bir üzüntü duyarlar.
Yoğun davranışlar değişiyor: Bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında gerçekleşeceğine inandıkları ” felaketler” e karşı bazı önlemler almaya ve kimi davranışlarını değiştirmeye başlarlar. Ataklara neden olabileceğini düşündükleri etkinliklerden, yiyecek ve içeceklerden vazgeçerler. Ataklara karşı evden çıkarken alkol / madde/ ilaç / kullanırlar. Ataklar sırasında kullanmak üzerede yanlarında ilaç, su, yiyecek v.b. taşırlar. Ataklar sırasında olabileceklere karşı önlem alırlar. Örneğin atak sırasında kontrolünü kaybederek çocuklarına zarar vereceğine inanan hastaların önlem alarak evdeki bütün bıçakları kilit altında tuttukları, çocuklarıyla yalnız kalmamaya çalıştıkları, atak sırasında fenalaşarak kendini yitireceğinden ya da bayılacağından korkan bayan hastaların, baygınken çalınır diye takılarını yanlarına almadıkları, onu baygın bulanların yardımcı olabilmesi için evinin / eşinin / ailesinin adresini, telefon numarasını, hatta tıbbi yardım için ulaşabilmek üzere doktorunun kartvizitini taşıdıkları görülmüştür. Bu hastalar, gerektiğinde acil yardımı çabuk alabilmek için bütün günlerini hastane bahçesinde geçirmeyi ya da güzergahlarını muayenehane, eczane ve acil servis bulunan yerlerden seçmeyi tercih ederler.
Bu bölümde deTibda anliyacagimiz dilde.Biraz aciklamalarda bulunduk.Neoroloji instütülerinin bu konuda yapmis oldugu 4 ana temelde ki calismalarini diger bölümlerde de görecegiz.Simdi bu konularin Internet sayfalarinda veya bu konu ile ilgili Tib magazin veya kitaplardan da okuyabiliriz.Bu beni asar derseniz.Ben siradan bir insanim benim günlük yasamimda bu rahatsizlik beni ne kadar tetikler derseniz.Gelin sizinle ufak bir test yapalim.Daha dogrusu bu testi siz yapin. Lütfen asagidaki resme cok dikkatli bakin:)) Normal yasaminizdaki.Yapmis oldugunuz her hangi bir islemi düsünün örnegin araba kullanmaniz.Sokaga cikip bir alisveris,Is hayatinizdaki calismaniz.Aile icersindeki yeriniz.Sihhatiniz,Yaslilik günleriniz vs. vs.Bunlardan yanliz bir tanesini secin.Dikkat ettinizse resim kücük bir ebatta yayinlasmistir.Onun icin ona cok dikkatli bakmaniz lazim.Ve o anda akliniza gelen seyleri hic beyin calismasi yapmadan ister yazin,isterseniz ses kaydina konusun.Aradan bir sure gectikten sonra bu bir yarim gün de olabilir.Almis oldugunuz notla yukarda ki ve dünki yazimla karsilastirin neler gördügünüzü ve düsüncelerinizi coment olarak gönderin bu commentler anonim olarak yayinlanacaktir yorum yapilmadan.





Filmi coment yazmadan önce seyredin
Saygilarla.

SADECE BIR BUCUK MILYONDU...




54 Güvenligin basarisi

!... BIR YORUM.




Perşembe, Temmuz 20, 2006

SERINLEDINIZMI....





Singing in The Rain / Fred Aster.

Nerdeyse gök basima degecek

Durmadan yagmur yagacak

Öyle ki

Düsüncelerin sirilsiklam

Düslerin bile islak

Ama sen

Hava ne güzel diyeceksin

Cünkü iyimsersin.

Saygilarla.

PANIK ATAK...

Bu konu da uzun zamandir.Sizlerle birlikte bir yazi dizisi yapmak istiyordum.Bu konu da ki tibbi yönleri ile degilde; yasamimiz icin de, bilinc alti her an bizleri böyle bir rahatsizliga itebilecek olan faktörleri tartisima acmak istiyorum.Yapacaginiz yorumlarda anonim kalmak istediginiz zaman lütfen coment'inizin basina anonim ibaresini yazdiginiz zaman.Yazmis oldugumuz bir okurumuz adi altinda yayinlanacak.Bu gün ve yarinki dizi de Tib.yönünden dok.ve Prof.lerin hastalik hakkinda topladigim bilgileri verecegim.Yanliz bizim analizimimiz bu konu olmiyacak.Paralel olarak her an bu rahatsizligin, yasantimiz icinde yasanip yasanmadigi.Buna karsi alabilecegimiz tedbirler neler olabilir.Belki bu yalpaze altinda sizlerin kendi bloglarinizda yazicaginiz harika fikirler.Bilim dünyasi bireylerin dogurgan fikirleri ile yasadigini biraz olsun hepimiz biliyoruz.Lütfen kullanicagimiz terimleri düz bir anlatim icersin de yazmaya calisalim ki.Her okuyucu kitlesine ulasabilsin.
Panik atak nedir?

Panik atak, aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri olarak tanımlanır. Hastaların çoğu zaman “kriz” adını verdiği bu nöbetler yani panik atak birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve şiddeti 10 dakika içinde en yoğun düzeye çıkar. Çoğu zaman 10-30 dakika, seyrek olarakta 1 saat kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer.

Panik Atağının Belirtileri Nelerdir?

Göğüs ağrısı yada göğüste sıkışma
Çarpıntı, kalbin kuvvetli yada hızlı vurması
Terleme
Nefes darlığı yada boğulur gibi olma
Soluğun kesilmesi
Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek yada bayılacak gibi olma
Uyuşma yada karıncalanma
Üşüme, ürperme yada ateş basması
Bulantı yada karın ağrısı
Titreme yada sarsılma
Kendini yada çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme
Kontrolünü kaybetme yada çıldırma korkusu
Ölüm korkusu
Bir panik atağında bu belirtilerden en az 4 yada daha fazlası bulunur. Dörtten daha az belirtinin görüldüğü ataklara ise kısıtlı panik atağı adı verilir.
Tib yönünden yarinda bu konuda bazi aciklamalari yazacagim.Ondan sonraki bölümler ise bizlerin gözlemler ve yazimlar olacaktir.
Saygilarimla.

BIR ISTANBUL HANIMEFENDISI.

PERRAN KUTMAN


Perran KUTMAN 1949 yılında İstanbul'da doğdu.

İstanbul Belediye Konservatuarını bitirdikten sonra tiyatroya geçiş yaptı.

1986 yılında Perihan Abla dizisindeki rolüyle televizyon dünyasında zirveye çıktı.1987 yılında Artiz Mektebi adlı oyun ile tiyatro yaşantısına son veren Perran KUTMAN, daha sonra çeşitli televizyon kanalları için çekilen Kızlar Yurdu, Bir Kadın Bir Erkek, Şehnaz Tango ve Hayat Bilgisi adlı dizilerde oynamıştır.

Belki bu yazinin ne aradiginizi soracaksiniz.Dün aksam gece yarisini 2 saat gecmesine ragmen A-tv de bir belgesel.Istanbul'lu bir hanimefendinin hayat öyküsünü seyrettim.Bu nadide ciceklerin yerinin burasi olmasindan baska dogal bir sey olmadigi icin ,Bahcemin bir kösesine yerlestirdim.O sadelik o anlatimla.Ekranda bir Istanbul'lu bu hanimefendiyi dinlemek onunla o günleri yasamak.Büyük bir zevk verdi.Iyiki sizler varsiniz bu güzel Sehrimizi yasatiyorsunuz.Buradan sizlere teskkürü kendi payima bir borc sayarim.Yillarca bizlerin önünde saygiyla egildiniz bizleri selamladiniz.Bu gün ise sizlerle bu güzel sehri paylasmanin gururu ile

Saygiyla önünüzde egiliyorum.

H.Alev Erdil

Çarşamba, Temmuz 19, 2006

YAZICAGIMI UNUTTUM!...





HAYAT NE KADAR KISA BILIYORMUSUNUZ!...




Bir seyler anlatabildimi

HEY GIDI HEY..






Donna Summer
Love to love you baby

I love to love you baby...

When you're laying so close to me
there's no place I'd rather you be
than with me here

I love to love you baby...

Do it to me again and again
you put me in such an awful spin
in a spin

I love to love you baby...

Lay your head down real close to me
soothe my mind and set me free
set me free

I love to love you baby...

When you're laying so close to me
there's no place I'd rather you be
than with me here

I love to love you baby...

Do it to me again and again
you put me in such an awful spin
in a spin

I love to love you baby...

I love to love you baby...

I love to love you baby...

Love to love you baby baby...

I love to love you baby...

When you're laying so close to me
there's no place I'd rather you be
than with me here

I love to love you baby...

Do it to me again and again
you put me in such an awful spin
in a spin

I love to love you baby

Lay your head down so close to
soothe my mind and set me free
set me free

I love to love you baby

When you're laying so close to me
there's no place I'd rather you be
than with me here

I love to love you baby

CICEKLERDE MÜZIK GIBIDIR.




Salı, Temmuz 18, 2006

AGLARSA ANAM AGLAR GERISI YALAN AGLAR..








Zengin Petrol krallarinin 1001 gece yasiyan Arap dünyasi.Bir ata sözü vardir Arap yagi fazla buldugu zaman ne yapar diye?... Cit yok öteki tarafta aclikla mücadele veren Irktaslari.(Yanlis anlamayin dindas demedim,Irktas).Dindaslar en son Irak Iran harbinde birbirlerini yediler 1 milyon ölü.


Biz bu duruma gözü kapali kalamiyacagiz.Zayifin yaninda Namazi bitirir bitirmez proteste edecegiz.Ölenler icin giyabi namazlar kilacagiz.Yesil Bayraklara donanip, ötekilerin hainlerin bayraklarini yakacagiz.Irktaslarinin umrumda olmasa bile bu bizim insanlik görevimiz.

G 8 Toplanmis.:) W.Busch diyorki Israil hakli onun iki askerini kacirmis versinler iade etsinler.Yoksa!... Israilin en dogal hakki bu iki asker icin tehdid görmüstür.Diger egemen ülke de olsa girer ve dersini verir.Süper bir devletin.Lideri diyor.V.Putin cevap veriyor:)Tamam haklisiniz da .Israil Orantisiz güc kullaniyor.Bunlari ben söylemiyorum.Bunlari onlar söylüyor.Biraz da büyüklerimizin sözünüde dinlemek lazim.

Sayilari 30 Bindi 40 Bine dogru gidiyor.Dün aksam Kars da konusurken gözlerinin icine baktim.Sesin titriyor du.Bütün kalbimle inaniyorum.Kalbin de agliyordu o anda.Yarin dedin yarin...


Sayin Basbakanim.Bu vatana iki yil vatani görevimi yaptim.Ben o hizmeti saymiyorum.Hem decik.Benim Anam da ölü.Arkamdan aglasin.Rütbem demde vaz gectim.Cagir yarin oradayim.Cuma namazimi kilip yesil bayrak yerine Al Bayragimi elime alip gösterecegin cepheye gideyim.Sakin saka gibi gelmesin Kibris Harbinde de Arabama atladigim gibi Antalya dan cepheye gidenlerdenim.Antalya Askerlik kayitlarina bakabilirsin.Benim büyüklerime saygim sonsuzdur.Birak birazda kalbin, aklina hükmetsin.Zaman daraliyor.% 35 le gelip de % 65 le gitmekte var.

Saygilarimla.