Çarşamba, Şubat 28, 2007

DÜNYAMIZI TANIYALIM


Posta kutuma geldi.
Bayraklarin kösesindeki yazilarin icerikligi.
BURKINA :
1 Yasina gelmeden ölen cocuklar.
3 Yasina gelmeden ölen cocuklar.
Erisken yaslara gelen cocuklar.
CIN :
14 Yas altinda calisan cocuklar
14 Yas altinda okula giden cocuklar.
KOLOMBIYA :
Muz ihracati.
Kahve ihcrati.
Kokain ihracati.
AVRUPA BIRLIGI :
Petrol tüketimi.
Petrol üretimi.
SOMALI :
Aile ici siddete mahruz kalan kadinlar.
Aile ici siddete maruz kalmiyan kadinlar.
A.B.D.:
Irak savasini destekliyenler.
Irak savasina karsi olanlar.
Irak'in nerede oldugunu bilmiyenler.
ANGOLA:
Hiv virüsü tasiyanlar.
Sitma virüsü tasiyanlar.
Tibbi bakim imkani olanlar.
BREZILYA:
Ayda 10 $ Dolardan az yasiyanlar.
Ayda 100$ Dolardan az yasiyanlar.
Ayda 1000 $ Dolardan az yasiyanlar.
Ayda 100,000 $ Dolardan az yasiyanlar.
Bu email icin Sn Oya hanima tesekkür ederim.
Saygilarla.

Pazar, Şubat 25, 2007

PAZARIN SOHBETI..


Bütün bir hafta Küresel Isinma dan bahs ettik yazdik,cizdik.Esasinda attigimiz basliklar da da bir yerde yanlis yapiyoruz.Basligi okudukca aklimiza cok sicak günler geliyor.Her ne kadar dogruluk göstersede bazi yerlerde beklenmedik soguk günler yasanacak bu yasanan kislarin disinda da olabilecek.Onun icin basliklari kullanirken Iklim degisikligi yasanacak demek daha da dogru olacak.Peki bizler bu felaketleri önliyebilmege hazirmiyiz.Esasinda bunu anlamak cok kolay.24 saat elektrik enerjisin den feragat edelim.Tabii bunun icine akü ve pillerimizi de katalim.O gececek 24 saat icinde tahmin ediyorum ki zaman zaman ne kadar aciz kalacagimizi görebiliriz.Bu durum yanliz Iklim degisikliginin getirecegi felaketler karsisinda karsi karsiya kalabilecegimiz unsurlardan bir tanesidir.
Bu gün hala bazi ülkeler, önlemlere karsi antlasmalarin altina imza atma da inat etmektedir.Gündem biz de o kadar hizli degisiyor ki bazi önemli konular gündem disi kaliyor.Bunlardan bir tanesi de Deprem konusu.Istanbul Belediyesinin son aylar icinde verdigi raporlar da su kadar binanin taramadan gectigi ve calismalarin devam ettiginden bahs ederken.Sehrin göbeginde Bina cöküyor akabinde bir kac binaninda
bosaltilmasi yönüne gidiliyor.Bir yerde büyük bir insaatin harfiyati yapilirken diger tarafta bir sokak kaymiya basliyor.Belki oturdugumuz ev saglam olabilir.Fakat o sokakdan gecmiyecegimizi kimse garanti edemez.Son büyük Deprem de gördügümüz veya bilmek istemedigimiz en önemli konum da Kamu dairelerinin ne kadar dayanikli oldugudur.Her ne kadar icimizi kapatan haberleri okusak görsek de yasam devam ediyor.Önümüzde ki günlerde gelen baharla doganin bize verdigi güzellikler karsisinda her seyi unutacagiz.Kalin saglicakla.Hayirli pazarlar.

Cumartesi, Şubat 24, 2007

MAGAZIN..


Milano Sonbahar ve Kis'a hazir oldugunu Podyum da sergiledi.

* * *

Yanliz bizdemi olacak :
Newyork'da ayak üstü lokantalar da yapilan saglik taramasinda.Fare ve Kakalak skandali ile sok da.

* * *

15.nci yüz yillarda Cami mimarlarinin matamatik'de Batidan 500 sene önde olduklari Fizikciler tarafindan itiraf edildi.Bu gizemin altinda yatan sirri cözmeye calisiyorlar.
Geometrik calismalarda bulunan matematikciler 500 senelik desenler üzerindeki geometrik cizimlerini incelerken bunalim icine girmislerdir.Dogu dan cikan bu yolculuk Batinin anlam kargasasi icinde kalmasiyla tekrar doguya dogru yol almistir.
Saygilarla.

HAYDI GENCLER...

Benim kiymetli genclerim.Sizlere bir siteden bahs etmek istiyorum.Büyüklerin kendilerine ait bloglari olmasina ragmen.Onlarla birlikte müsterek bir site yapmis her ay bir konuyu ele alarak, onu islemis, yazmistik.Uzun bir ara gecmesine ragmen, geriye dönük yazilarin hala okundugunu izledim.Iste o anda sizler aklima geldiniz.Biliyorum bazilarinizin da kendine ait bloglari var.Yaziyorsunuz.Simdi o siteyi bazi degisiklikler yaparak sizlere actim.Kendi bloglarinizin yaninda, burasi müsterek bir siteniz olacak.Istediginiz her konuda yazabileceksiniz.Buraya malesef büyükler yazamiyacaklar.Onlar okumakla yetinecekler.Belki de sizlerin bu yazilarinizdan bir seylerde ögrenecekler.Onlarin yanliz sizlerin yazilariniza comment haklari olacak.Ilk baslarda yazilarinizi Erdil1@msn.com adresine göndereceksiniz.Bende aynen
sizlerin adiniza yayina sokacagim.Ilerde sizler bu sayfanin kimlik adini ve sifresini alacak icine girip direkt yazabileceksiniz.Yazilariniza Resim koymayi unutmayin.Yazilarinizin altina adinizi,veya nik isminizi koymayi da unutmayin.Eger kendinize ait blogunuz varsa link'inide verebilirsiniz.Simdi size sitenizin adresini veriyorum.BIZIM DÜNYAMIZ


Yazilarinizi bekliyoruz.
Saygilarla.

Cuma, Şubat 23, 2007

MIZAH GIBI...


Gençliğimde zevkle okuduğumuz yazarlarımızdan Aziz Nesin'ler,Rıfat Ilgaz'lar.Onların yazdıkları kitaplar bizlerin içine o kadar işlemiş ki.Çocuklarıma anlatırken, o ince mizahları katıla katıla gülerlerdik.Ne yazık ki o ince mizahı torunlarıma anlatamıyorum.
Neden mi ?
- Buyrun :
Yorgun argın işten eve geliyorsunuz.Kapıyı açtığınız an şoktasınız.İkramiye size vurmuş.Hırsız sizi soymuş..
- Şok,
- Sonra öğreniyorsunuz hırsız kapınızı açmamış.
- Burada biraz tebessüm.Kapıyı açan çilingir Polis nezaretinde.
- Şimdi şaşırıyorsunuz.Sizin ziyaretçiniz Haciz Memuru.
- Daha da şaşırıyorsunuz.Nedenmi ? Çünkü sizin hiç bir yere borcunuz yok.
- Araya biraz zaman koyalım "araştırma süresi"
- Çözüm Meğer Haciz memuru kapı numarasını şaşırmış.
- İnsanlık halı olur böyle şeyler.Peki mizah nerde? Bir başkasının böyle yanlışlığına mı gülelim.
- Aşkolsun size biraz olsun beni tanıyorsunuz..
- Ben gülmekten yazamıyorum.Niyemi kadın giden eşyalarını alamıyorda ondan.Alabilmesi için
Mahkemenin neticelenmesi ve bir karara bağlanması lazım...
Şimdi bana hak verdinizmi neden torunlarıma o kitapları okuyamadığımı.Gülmezler,gülemezler artık onlar birebir her gün yaşıyorlar.
Saygılarla.

Perşembe, Şubat 22, 2007

SADECE BAKIYORUZ..


Garip bakıyoruz.Her gün çıplak gözlerle gördügümüz şeyleri.Gizli kamera ile seyrettiğimiz zaman şaşırıp kalıyoruz.Rüyalarımızda kabus diye nitelendirdiklerimizi.Günlük yaşamımızda normal karşılıyoruz.Sevginin ortasında olsak bile, gözlerimizle bir yerlerde arıyoruz.Tuzu,Şekeri seviyoruz.Suda eriyip gittiğini unutuyoruz.Toprağı çiğneyip geçiyor,bir gün ona döneceğimizi hatırlamıyoruz.Kağıttan evler yapıyor, duvarlarını rengarenk boyuyor.Bir nefeste uçup gideceğine inanmıyoruz.Birileri ikaz ediyor.Ne dediğini anlamamaya çalışıyoruz.Ateşe suyu gösteriyor.Suyu kaynatıp buhar yapıyoruz.Bir geriye,bir ileriye bakıyoruz.Yanımızdakini hiç görmüyoruz.Bir kitabın sayfaları,bestenin notaları,kelebeğin rengine aşık olur iken,Aşkın açısını arıyoruz.İçimizde acıyı, gözümüzün yaşı derken.Zamanın geçtiğine yanip.Şikayet ederken bile. sonunu beklemeyiz.Bilemiyorum bu günlerde bir Garip bakıyoruz.
Saygılarla.

Çarşamba, Şubat 21, 2007

BIR TASMI ATTIK !...


Harika bir yapiya sahibiz.Hic diger canlilara benzemiyoruz.Belki fazla düsündügümüz/düsünmedigimiz icin mi.Her seye carcabuk alisiyoruz.Bilmem hatirladinizmi
bir kac ay evvel bir mürebbiyenin baktigi cocugu ekranlar da nasil dövmüsdü.Bütün anne babalar gizli kameralar koymustu, acaba bizim cocugumuzun basina gelir mi diye.Sonra gene ekranlarda bir yetistirme yurdunda ki yapilan iskenceler dövülen cocuklar.Birden hastanelerde temizlik iscilerin doktor nezareti altinda ki doktorculuk oynamalari.En bakima ihtiyaci olan akli rahatsizliklari olan hastalarin.Hademeler "temizlik iscileri" tarafindan bakimlari.Dayak iskence.
Hemen Bas hekimin uzaklastirilmasi,bir iki kisinin sorgulanip isine son verilmesi.Problem bir ikinci gizli kameraya kadar cözülmüstür.
Bir zaman sonra da artik alismis oldugumuz icin gizli kamera ekibinin bile ilgilendirecegi bir konu olmiyacaktir...

- Degistir ya su programi hep ayni seyler.Sanki degisen bir sey varda.
Tik baska program.Neden mi? Bizler insaniz, biz cok cabuk alisiriz.
Mesela alisamadigim bir konu o kadar lise mezunumuz egitim almis genclerimiz Ünüversite sansini kaybetmis.Sokaklarda erirken böyle hakikaten, ihtiyac olan yerlere neden yapilacak olan seminerlerle yetistirilmez.Daha buna benzer sayabilecegim o kadar örnek varki, böyle tesebbüsleri görememege alisamadim.Sakin böyle seylerin yanliz ülkemizde oldugunu sanmayin bu gün avrupa ülkelerinde de böyle olaylar olmaktadir.Eger bu durum bir kere ekrana tasindigi taktirde en az bir daha böyle bir sey bir daha ekrana gelmez.O kanayan yara tedavi yönü yerine kesilip atilir.Artik ortada tedavisi mümkün olmiyacak bir yara yoktur.

Saygilarla.

Salı, Şubat 20, 2007

KADIN OLMAK...


Bu dünya da kadin olmak cok zor bir sey.Hele Türkiye'de ise cok daha zor.Keske Cumhuriyetin Kurulusu ile alinan haklar saygi ve sevgi cok daha güzel yerlere gelebilseydi.Nerede; kafalara islenen kadin degerleri, anliyisi, kadin olmayi cok daha zor durumlara sokuyor.Her seyden önce onlari da bir kadinin dogurdugu cok cabuk unutuluyor.Suclu acaba kim.Yoksa birazda suc toplumu yetistiren anneler de mi .Bilemiyorum beni yetistiren anne böyle bir dönemi görecegimi hic anlatmadi.Bu konumu gene kadinlarimiza birakiyorum onlar, tek onlar düzeltebilirler.
B..k adam kime derler ?
Dün haberlerde bir suclunun tutuklu olarak davasinin devamina karar veren bir Hanim Hakimimiz suclunun kardesi tarafindan Mahkeme icinde evrile cevrile Hastanelik olana kadar dövülmüs, hastaneye kaldirilimis.Yakalan sucluya "niye dövdünüz" sorusuna.Gitsin evinde cocuk baksin diyen sucluya denir.Cünkü onu anne doguracagi yerde,tuvalette si...mistir.
Baska kimlere denir ???
Oranin bir adalet dagitilan yer oldugunu bilmiyen,orayi bu duruma gelmesine sebep olanlara,
orayi koruyamiyanlara daha saymaya kalkmiyalim is cok daha vahim noktalara kadar gider.
Bu b.k adamin davasini görecek savcinin hakimin belkide barodan verilecek savunma avukatinin bir kadin olmasini isterim.Isterim ki o b.k adam kafasini o cukurdan cikarip etrafini görebilsin.
Netice de bir erkek savci,bir erkek Hakim barodan verilecek savunma erkek avukat.Erkekce savunacak bir karar verilecek Adalet de Erkekce yerini bulacaktir.
Belki bana kizacaksiniz. Bana bu sekilde yazmaya sürükliyen bir kadindi.O da rahmetli Annem.
Saygilarla.

Pazartesi, Şubat 19, 2007

DAMDAKI KEMANCI...

Images for your blog



* Türkiye’nin en kapsamlı çocuk pornografisi operasyonlarından olan "Sanal Tuzak 1"de tek tutuklu kalmadı. Aralarında 2 yaşındaki bir bebeğin de bulunduğu onlarca çocuğun porno görüntülerini çektikten sonra, değişik ülkelere sattıkları belirlenen 5 sanık hakkında savcı, 90 yıla kadar hapis cezası istedi; ancak sanıklar 6 ay sonra serbest bırakıldı.


* Caresi varmi ?
- Neden olmasin.Artik Buna bir ders vermenin zamani geldide geciyor.Bir kac kisinin ölümüne neden olmadan...
- Bir Hafta sonu Milletce Maclara gitmeyi boykot edelim.
- Televizyonlarda ki spor yayinlarini bir günlügüne karartalim.
- Spor sayfasi olan Gazeteleri bir günlügüne boykot edelim...
-Bakalim o zamanda bu sekilde yayin terör beyanat verebileceklermi.
Yok biz hayatimizdan memnunuz derseniz.O zaman hic sikayet edip de lak lak etmiyelim.
Saygilarla.

Pazar, Şubat 18, 2007

ANI DEFTERINDEN IV..




Yagmurlu bir gündü.Hocamizla bu gün beraberligimizde.Hocam diye sordum ? Siz bizim bos derslerimize geliyorsunuz bizi hep mutlu kiliyorsunuz;sizi cok seviyoruz.


Merakimizi af edin.Hangi derse giriyorsunuz, hangi sinifin egitmenisiniz diye sorduk.


- Cocuklar diye söze basladi.Yüzü yagmur damlalarinin döküldügü tarafa bakiyordu.Ben dedi.Hic bir sinifa derse girmiyorum.Ben esasinda sizlerin hayallerinizde yasiyan bir egitmenim.Bu siralarda gecirdiginiz zaman süresi icinde icinizde yasattiginiz kisiyim.Sizler ne zaman bana ihtiyaciniz olmussa, ben hemen sizlerin yanina gelir. Ilkelerinizin isigina önderlik yaparim.Cünkü sizler emanet ettigimiz ilkeleri yürütecek bir toplumun bireylerisiniz.Bense sizlerin icindeki bir ilkeden baska bir sey degilim.Beni görmek benimle olmak istediginiz zaman bos bir derse bile ihtiyaciniz yok.Yapacaginiz tek sey emanet aldiginiz Ilkelerinize kültürünüze,inaclariniza bagli kalin.O anda icinizde ki büyüklügü,sevgiyi,herseyden önce sahip ciktiginiz Ulusun ihtisamini görebilirsiniz.Bizler kökleri topragin ana noktasina ulasmis bir Ulusuz.Kuvvetimizi o noktadan enerjiden aliriz.Zaman zaman sektelere ugrasakda.Damarlarimizda dolasan o ates bizleri mütavazi bir ulus yapmisdir.Diger uluslara saygi ve sevgi ile bakan bir topluluk olmusuzdur.Eger ben bu büyük ulusa inanmis isem, sizlerde bunu sonuna kadar götüreceginiz muhakkaktir.Bunun en büyük ispati geride Tarihe isik tutan büyüklerimizdir.Benim ulusumun her bireyi de o büyüklerin neslinden gelen birer parcalardir.


Birden tv.nin gürültüsü ile silkindim bir kadin programi idi ekranda sunucu bir hanim, bir sanatkar yaninda getirdigi imam nikahli esi ,diger tarafta da oturan resmi nikahli esi ile münakasa ediliyordu.Kumandayi elime alip ekrani kapattim.O siyah ekranin derinliklerinde bana güler yüzle bakan hocami görüyordum sanki bana iste kirlilikleri bir hamle ile yok edebiliyorsun oglum dercesine.


Sevgili Dostlarim bu animida Pazarin Sohbeti gibi kabul edin.Sizlerle bir baska anida bir baska dökümantar filimde bulusmak üzere.Kalin saglicakla her karartiginiz sacmaligin arkasinda sizlerde o sevimli yasli egitmeni göreceginize inaniyorum.En güzel günler, o mutlu aile bireylerinin üzerinde olsun.


Saygilarla.


BEYNIMIZ IV..

Final kisminda Beynin olgun devresini görmeye calisacagiz.


ERDIL
Dört kisimlik bir bölümde sizlere biraz olsun ilkel olarak Beyni tanitmaya calistim.
Bunu yapmamin bir nedeni ise okul cagina baslamis cocuklarimiz da.Anne veya babalari
Bilgisayarlarina oturduklari zaman onlarla bu dökü filmi paylasabilmeleri icindi.Sizlerle gene bir baska belgesel filimde görüsmek üzere.
Bu filmi hazirlarken internet sayfalarinda ve tv kanallarindaki belgeselleri hazirliyanlara tesekkür ederim.
Saygilarla.

Cumartesi, Şubat 17, 2007

ANI DEFTERINDEN III.


Beynin harikalarina paralel bir de o sevgili hocamizin anilari ile devam ediyoruz.
-Peki hocam bu anlattiklariniz ile mücadele sansimiz varmi ?
- Tabii olmazmi yavrularim.Ama ilk önce tehlikeleri tanimaniz lazim diyordu.O sirin insan.
-Tipki para denen kagit parcasi gibidir.Onun degeri ancak karsiligi oldugu zaman belli olur.
yoksa eger, onu tasimakla hamallik yapmaktan ileri gecemezsiniz.Ben öyle ülkeler tanirim ki bir ekmek almak icin bir el arabasi kagit tasimislardir..
- Atalarimizin bir sözü vardir Tas oldugu yerde agardir diye.Yer ve mekaninizi dogru secmis iseniz diye bu sözü tamamliyabilirsiniz.
- Her problemin karsiligin da bir cözüm yolu vardir.Eger o yoksa adi bilmece olur.
- Ister inanciniz cercevesi icinde olun isterseniz size verilen nimetlere saygi icinde olun.Hic bir zaman kötü aliskanliklara kapilarak en büyük olan melikelerinizden kendinizi mahrum etmeyin.Egitim dedigimiz unsur tabii ki yasaminiz da büyük bir rehber olacaktir.Mühim olan sey onu uygulamak.Gelistirmek ve hersey den önce olgunlastirmaktir. Yoksa bu siralarda gecirdiginiz zamanlari yasaminizda ki eksi hanesine yazabilirsiniz.
- Sistem o kadar mükemmel kurulmustur ki onu göz önüne alarak yasaminiza uygulamaya bakin.Bir birey aile kurar aileler toplumu yaratir o toplum kültür ve birlikleri ile Uluslari yaratir.
Bu halkalari yipratacak cok seyler zaman icersinde karsimiza cikabilir.Inac,kültür,ve beraber yasadigimiz topluluga saygi ve deger bu halkalarin en büyük kalkanlaridir.Yasam bir matamatik gibidir onu anliyabilmek icin kurallarini cok iyi anliyabilmemiz lazimdir.Anlatabilmek icin felsefe,edebiyat olarak sürdürebiliriz.
-Tabii biz konumuzun disina cikmadan.Karsilasicagimiz tehlikelerde kalmaya bakalim.
- Toplumda en tehlikeli olan seylerden bir taneside.Insanlarinin zaaflarini ön tarafa sistemli olarak cikarilmasidir.Bunlarin en önemlisi aile bireylerinin daha oturmadan parcalanmasidir.Bu gün kanun yapicilarimizin bile birer bizler gibi birey olduklarini unutmamak lazimdir.Tibki onlarinda zayif ve cikarci yönleri olacaktir.Insan yapisinda diger birey üzerinde üstünlük zaafi vardir.Bu zaaf kontrol icinde kaldigi müddetce yaratici olma yolundadir.Kontrol disina ciktigi zaman yikici olabilmektedir.Bu kontrolü verilen haklar icinde iyi kullanmak zorundayiz.Tipki yetistirdigimiz cocuklarimizi kendi kültürümüzün icerikligi ve zamanin getirdigi yenilikler icinde yetistirmeye calisalim.O zaman kontrol sistemi cok daha hizli calisabilir.
- Bu gün bir cok ülkeler idare sistemin de Diktatörlere ihtiyac duymuslardir.Baslangic da bu kuvveti cikarlar karsisinda menfattleri olan kisiler tarafindan desteklenir.Bu bir noktadan sonra
biter ve onun gidisi ile bir kaos ortaya cikar.Cünki bu yapay sistem hic bir zaman halka bir sey vermemistir.Halkin benimsemedigi bir sistem hic bir zaman kalici degildir.Yanliz gecicidir.Bu gün bireylerin en dikkat edecegi tek nokta kültür ve inaclari icine hic bir zaman yabanci aliskanliklari sokmadigi taktirde sistemine sahip cikar ve yürütebilir.
- Cocuklarim diyordu o sevimli hocamiz.Yeniliklere zamanin önümüze sermis oldugu imkanlara hayir demeyin yanliz bu yenilikler ve özentilerin de hic bir zaman bizlerin ahlak ve inanclarimizin önüne gecmesinide müsade etmeyin.Kendinle bagisikli olan kisi aile bireylerine de saygili ve sevgili olur.O mükemmel kücücük topluluk ise bir ulusu yaratir.Bu sistemin düzenini yürütübilecek hangi siyasi güc gelirse gelsin sevilir saygi görür.Veya arkasina bile bakamadan gider.Cocuklar hadi yarin sohbetimize devam edelim.dedi o sevimli insan
Saygilarla.

BEYNIMIZ III

Bu bölümde cocukluk devresinde beyni tanimaya calisacagiz.


ERDIL
Saygilarla

Cuma, Şubat 16, 2007

ANI DERTERINDEN II..


Bütün sinif heyecanla bos gecicek bir dersimizi bekliyorduk.Baharin ilk sicak günlerinde gene o sevimli hocamizin etrafina toplanmistik.Ortamiza almis oldugumuz o sevimli egitmen hepimizi sööyle bir süzerek e cocuklar nerede kalmistik diye sordu.Bu sorunun altinda belkide derslerine hazirlanip hazirlanmadigimizi imtihan tavri vardi sanki.

- Generasyon farki.Cocuk ve genclerde kalmistik hocam .

- Evet cocuklar ilk önce ailenin bölünmesi gerekir.Araya büyük bir generasyon farki sokulmasi sarttir ki.Onlarin devrinin kapandigi yeni bir kültür yeni bir cag acilmis hissi verilmelidir.Tarihin verdigi saptirilip bir masala dönüstürülmesi gerekir.Tabii bu kolay olacak birsey degildir.Cünki ne olursa olsun bireylerin birbirini cok iyi anladigi bir unsur vardir o da konusulan Dil dir.Iste tam buradan baslanir o dil kirlenmelidir.Öyle bir sistem icinde yapilmalidir ki ilerde gencler dahi birbirlerini anlamakta zorluk cekmeleri gerekir.Tabii her seyden önce yetisen bu piril piril beyinler bloke edilmelidir.Siniflar icersinde bir cok sekiller vardir.En önde geleni bagimliliktir.Bu da kendi icinde bir cok sistemlere aile siniflarina göre ayrilir.

- Beynin yavas yavas tereddütlere düsebilmesi icin toplumun yumusak karni yavas yavas oksanmaya baslanir.Gözler önüne pembe dünyalar serilir buna ulasilabilmesi icin ahlak kurallari düsünülmeksizin maddi gücler cemberleri icine alinir.Bu cemberin icine düsenler cabaladikca cember onlari dar alanlara alacaktir.Bu da saha alanlarini muhafaza edebilmeleri icin kaba kuvvete dönüsür.Bu bir yerde kriminalitelere "adli,poliseye" yol acar.

Bu durum karsisinda hazir olmiyan bir ülke adaleti hukuk icersinde cözmesi gittikce gecikir.Bu da kisisel adalete dönüsmeye baslar ki bu da bir kaos demektir.Bireylerin önüne yeni bir oyuncak atilir buna da silah denir.Bu bilincsiz olarak kisilerin hangi sinifta olursa olsun tutkusu haline gelir.Soruldugu zaman üretilecek yüzlerce kilif vardir.Bu tutku da siyasetcisinden tutunda sokata dogru dürüst bir takim elbisesi olmiyan vatandasin belini süsler.Neden tasindigi hic bir zaman düsünülmez alacaginiz cevap ya korunmak veya da herkezin var ne yapayim denmeye baslar.

Yasam tarzi yavas yavas cikarlarin ön planda oldugu tarza döner, bu da bazi kisilerin gittikce madden cok büyük yükselmesine.Diger kisim ki bu da cogunlugu teskil eder.Aclik sinirlarinda
yasamalarina neden olur.Artik yasam günlük , hatta saatlik bir yasama dönüsür.Ileriye dönük planlar net olarak görünemez.Bunlar siyasiler arasinda bir cok adlar altinda bu topluma sunulur.

Beyinler artik günlük düsünce icersinde toplum aktiviteleri bir kenara iterek bireysel mücadele icersinde düsünmeye baslar.Bu belki bir ülkeyi yikamaz ama bu yarisda.En arka siralara iter.Cünki artik yaristiklarinin bile farkina varamazlar.Onlar icin her uzanan el bir kurtaraci sekline dönüsmüstür.Ilkeler gözler önünde saptirilmaya baslanmistir.Bu arada cikan bir kac sesde o ugultu icersinde susturulur.

- Diger bir bagimlilik ise toplum icersinde aliskanlik hastaliginin yaygin hale getirilmesidir.Örnek olarak vermek istersek.Bir trafik kazasinda ölen bir kisi ile 30 kisi artasinda artik fark kalmaz.Tabii bunu cok daha fazla örneklerle verebiliriz.Diyordu o sevimli insan o kadar güzel anlatiyordu ki saatin nasil gectiginin farkina bile varamiyorduk.Zil sesi bizi evlerimize gidis zamaninin geldigini söylesede bizler onunla kalip anlatacaklarini dinlemeye coktan razi idik.

O bize dönerek cocuklar benim anlatiklarimi da aliskanlik haline getirmeyin ilk önce su konustuklarimizi bir güzel hazim edinki.Diger konularda yerimiz olsun.Evet bu gün burada noktaliyalim bir baska ani defterimizin sayfalarinda devam edebilelim.

Saygilarla.

BEYNIMIZ II..

Bu gün ki görselimiz de Beynin olusum devresini görecegiz.


ERDIL
Yarin bir baska bölümde görüsmek üzere.
Saygilarimla.

Perşembe, Şubat 15, 2007

ANI DEFTERINDEN... I


Bu hafta Beyinden bahs ediyoruz.Bu arada benimde unutamadigim bazi arsive kaldirilmis.Parca böcük anilar geliyor.Bu günde bunlardan bir tanesini hatirlamaya calisacagim.Lise yillari idi;Derslerimiz bos oldugu zaman yasli bir ögretmenimiz.Sinifa gelir bizlerle sohbet ederdi.Bu sohbet hava iyi oldugu zaman Bahce de gecerdi.Böyle sohbetlerden bir tanesini hatirladigim kadar anlatmaya calisacagim:)

O sevimli ögretmenimiz bir gün bize söyle sormustu ?

- Cocuklar bir devleti yipratmak icin ne yapilmalidir ?..

- Onunla savasmak,Binalarini fabrikalarini yok etmek tas üstünde tas birakmamak vs.diye devam etti.Bir ülkeyi istila etmek egemenligini gasp etmek.Onu yikmak icin yeterli olabilirmi ?

- Hepimiz bir cok teori üreterek cevap vermeye calistik.

Sonra devam etti:

- Peki tarihte köklü devletler bu yöntemle yok olabilmislermisydi ?

Hakikaten güzel bir soruydu !..

Peki hocam diye sorduk savasmadan da ülkeler yikilabilirmi ...

- Evet cocuklar dedi .Bir devlet düsünün 1000 lerce senelik kültür ve ananelerine bagli, dünya üzerindeki topluluklarin medeniyet ve kültürüne savassa bile saygi ve hürmet göstermis.O kültürlere bir seyler katmis onlardan bir seyler ögrenmis bir Devlet.Onu hic bir zaman savasla yenemezsiniz.Cünki o evremin bir bozulmaz parcasidir.Yipratabilirsiniz fakat yok edemezsiniz.Her saldiris da karsiniza cok daha bir kuvvetli olarak gelir.Peki hocam diye sorduk bunun bir aciklamasi varmidir.Tabii vardir cocuklar diye devam etti.Ilk once o Devleti cok iyi tanimaniz lazim.Kültürünün degismez noktalarini ögrenmeniz lazim.Her seyden önce onunla mülakatta bulunabilmek icin dilini cok iyi bilmeniz lazimdir.Ekonomik gücünü bilmeniz, herseyden önce halkinin zaaflarini,yumusak karnini bilmeniz gereklidir.Belki uzun zaman dilimi icinde olmasina ragmen % yüz netice alanibilen taktik o milletin cocuklari ve gencligidir.

Aile birliklerinin icersine generasyon farkinin cok büyük bir faktör oldugunu genc beyinlere yerlestirilmesi gerekir.Ögretmenimiz daha cok seyler anlatacakti ki zil caldi bir bos dersimiz de devam etmek üzere devamini yarina birakalim.

Saygilarla.

BEYNIMIZ I

Sitemizde bu konuda defalarca yazmistik.Bu seferde o harikayi görsel olarak sunmaya calisacagim.Kendi kendini kesif etmeye calisan bir harika.Bu görsel diziyi 4 bölümde seyredecegiz giris bebekler ,cocuklar,gencler ve yaslilar.

Saygilarimla.

Çarşamba, Şubat 14, 2007

14 SUBAT

ISINIYORUZ...IV

Bu gün görsel harikanin son kismini seyredelim.Elimizin arasina koyalim basimizi!.
Her sey gibi bir kac gün sonra belki bunu da unutup .Bir kenera kaldirdirip, tozlu yasam dosyalarinin arasina birakacagiz.



ERDIL

Ne yazik ki o Dosyalar o kadar cok birikmeye basladi ki
Saygilarla.

Salı, Şubat 13, 2007

ISINIYORUZ.. III



ERDIL

Insan düsündükce böyle güzelliklerin bir gün yok olmasi.Bizden cok belki cok sonraki nesiller aynen bizlerin Dinasorlar dan bahs ettigimiz gibi onlarda bu yasamdan bahs etmesi/edememesi.
Saygilarimla.

Pazartesi, Şubat 12, 2007

ISINIYORUZ II.



ERDIL

Bu gün de sizlere Buzullarin erime tehlikesi ile kaybolacak olan bir nesli daha görsel olarak tanitmaya calisacagim.
Saygilarla.

Pazar, Şubat 11, 2007

PAZARIN SOHBETI..



ERDIL
Sene 2000 li yılları sırtına yüklediği zamanlardı.Baharın İstanbul'u kucakladığı bir günde Kadıköy tarafında dolaşıyordum.Yeni bir alışveriş merkezi açılmıştı.Hakikaten çok görkemli görünüyordu bir kösesine yapay doğa yı temsil eden bir kısım ilgimi çekti.Bu arada yanıma iki genç geldi gayet kibarca ellerinde ki bir formu uzatarak eğer zamanınız varsa bu formu doldurup dolduramıyacağımı sordular.Çok ilgi çekici bir form idi.Kafeteryanın masasına ilişerek formu doldurmaya başladim.Bir tek soruda takıldım.Söyle yazıyordu: hayatınızda kaç ağaç veya fidan diktiniz.Ne yazabilirdim ? Sordum, acaba soruyu yanlışmı algılamıştım.Hayır soru doğru sorulmuştu.Birazda sıkılırak " içersinde " senelik asgari yazı ile ellibin yazdım.Tabii bu rakkam bazen iki katına ulaşıbiliyordu.Formun altını imzaladıktan sonra gençlere uzattım.Büyük bir ciddiyetle yazdıklarımı gözden geçirdiler, sonra kibarca teşekkür ederek yanımdan ayrıldılar.Bense yapay kuş sesleri arasında kahvemi yudumlamaya devam ediyordum.Aradan 10-15 dakika geçmiştiki şık giyimli bir hanım efendi geldi.Özür diliyerek biraz evvel doldurmuş olduğum formu bana göstererek.Beyfendi burada ki maddeyi biraz açıklarmısınız diye sordu.Tabii onlar için bir istatislik idi.Yazılanların biraz doğruluk taşıması büyük bir önem taşıyordu.Bende bunu kendilerine Mesleki olarak yaptığımı hatta verilen rakkamların iki katı olduğunu ve bunu 30 senedir icra ettiğimi söyledim.Bu tabii 3 milyon kadar bir rakkama ulaşıyordu.Bense bunu 50 bin le sınırlamıştım.Benim Tema ile karşılaştığım ilk anımdı.Bir davet üzerine hoş bir sohbet içersinde bulundum.Bu sohbette tv'lerde yüzünü gördügünüz Babacan kıymetli bir zatla uzun uzun sohbet ettik.Ben kendisine yapmış olduğum ekeoloji bölümlerini anlatırken.O da bana bu günlerde beklenen felaketlerden bahs ediyordu.Bana son olarak Türkiye hakkın da ki fikrimi sordu.Verdiğim cevap üzerine ayağa kalktı iki eli ile ellerimi avucuna alarak gözlerimin içine uzun uzun baktı.Ondan sonra bir daha karşı karşıya gelememiştik.Merak ettiniz sanırım vermiş olduğum cevaba.Sınırlar ve Titil ler yanlız insanlar için geçerlidir.Doğada veya hayvanlar aleminde sınır yoktur.Onlar hür ve birbirlerine dayanışma ile yaşarlar.Ne yazıkki Milyonlarca senelerin geçmesine rağmen, bizlere her şeylerini verdikleri halde bunu öğretemediler.Bu değerin karşılığını, yok etme tehdidi ile cevaplandırdık.Aşağıda son olarak rapordan bir kaç alıntı ile anıma son vermek istiyorum.Kalın sağlıcakla zamanın yettiği kadar bu güzel günleri dolu dolu yaşamaya bakın.Bakın ki ilerde anlatacağınız anılarınız olsun.Çocuklarınıza,torunlarınıza çoğunu onlar göremiyecekler.Suçlu aramaya kalktığımız zaman onu ağaçlara fidanlara havaya suya,o dünya içersinden insan dan başka yaşıyan canlılara sorun.Onlar bizleri hala sevdikleri halde biz onları sevip öğrenemedik.Belki bu yazıyı suçluluk içersinde, ezilen bir fert olarak yazıyorum. Ben suçluyum itiraf ediyorum.Sizler için bir fikir yürütemem o içinizde yaşıyan bir varlıktır.

Saygılarla.
Küresel ısınma raporu korkutucu

Küresel ısınma artık bir komplo teorisi olmaktan çıktı, insanoğlunu tehdit eden ciddi bir tehlike olarak karşımızda duruyor. Bu tehlike artık insanoğlunu somut olarak tehdit etmeye başladı. Tüm dünya iklim değişikliklerinin yarattığı felaketlerle boğuşuyor.
SYK Türk Meteoroloji Mühendisi yetkilileri küresel ısınmanın ilk belirtilerini yaşamaya başladığımıza dikkat çekerek, önümüzdeki yıllardan itibaren artık insanların aşırı sıcak geçen bir günün ardından gelen, aşırı yağışlı hava ve sellere hazır olmaları gerektiğini, önümüzdeki beş yıllık bir dönemde küresel ısınmanın etkilerini daha çok hissetmeye başlayacağımızı belirtiyorlar. Küresel ısınma ile birlikte önümüzdeki 50 yıllık bir dönemde Türkiye'yi daha kurak, daha sıcak, ani yağışların ve sellerin meydana geleceği bir iklimin beklediğini de ekliyorlar.

Küresel ısınmanın meydana getirdiği doğal afetler, sadece can kaybı değil, küresel ekonomiye de öngörülemeyen etkilerde bulunuyor. Britanya Sigortacılar Derneği (ABI) iklim değişiminin sigorta endüstrisi üzerindeki etkileri hakkında bir rapor yayımladı. Raporun sonuç noktası, iklim değişiminin etkilerinin şu anda bile hissediliyor olduğu ve toplumun giderek artan sıcaklık, fırtına ve sel risklerine karşı hazırlıklı olması gerektiğiydi. Doğal afetlerin neden olduğu finansal kayıplar son 40 yıl içinde yedi kat artarken, rapora göre hava felaketleri riski yılda yüzde 2'den yüzde 4'e yükseldi. Bu, küçük bir artış gibi görünebilir, ancak 2050'de Londra'yı vuracak büyük bir kıyı selinde, sadece sigorta tazminat taleplerinde 40 milyar pound fark demektir. ABI raporu, küresel ısınmayı yaz mevsiminin uzaması olarak görüp sevinme eğilimi gösterenlerin keyfini kaçıracak. Bu rapor aynı zamanda sıcaklık stresi, cilt kanseri, gıda zehirlenmesi, sıtma gibi egzotik hastalıklar ve kıtlık anlamına da geliyor.

Terörden Bile Öncelikli

Araştırmada, iklimsel değişikliklerin beklenmeyen çevresel felaketlere neden olabileceği, bu çerçevede küresel ısınmanın doğurduğu sonuçların, terörizmden bile daha öncelikli olarak 21. yüzyılın en önemli güvenlik konusu haline geleceği vurgulanıyor. İklim uzmanlarına göre, küresel ısınma sonucu olarak, geçen 30 yılda artmaya başlayan iklimsel değişiklikler, önümüzdeki yıllarda da hızlı bir artış gösterecek. Deniz seviyesindeki yükselme, buzullardaki erime devam ederken, şiddetli fırtınalar, hortum, sıcak hava dalgaları, sel gibi doğal afetler daha sık hale gelebilecektir.
Sanayi, zararlı ve istenmeyen bir yan ürün olan küresel ısınmaya sebep olmakta, giderek ısınan dünya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve böylece iklim değişiklikleri meydana gelmektedir. Son yıllardaki kasırga, fırtına, tayfun ve hortum gibi felaketler başta Amerika kıtası olmak üzere dünyanın birçok yerinde yıkıcı zarara neden olmuştur. Bunlara ek olarak seller de bazı yerleşim merkezlerinin sular ve çamur altında kalmasına yol açmıştır. Ayrıca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalarının yaptığı büyük tahribatlar da unutulmamıştır. Sonuç olarak, tüm bu afetlerin "büyük şehirlerde" sebep olduğu yıkımlar önemli birer işaret olmuşlardır. 20. yüzyıl için en çok kullanılan tanımlama "felaketler yüzyılı"dır. Gerek depremler, kasırgalar ya da seller gibi doğal afetler, gerek iç savaşlar ve çatışmalar, gerekse de büyük deniz ya da uçak kazaları çok sayıda insanın ölümüne yol açmıştır.

Saygilarla.

ERDILIN BAHCESI

Cumartesi, Şubat 10, 2007

LÜTFEN ...


Biraz evvel haberlerde gördügüm.Kareler beni üzüntü icinde birakti.Simdi bu siteden sesleniyorum her Türk genci genlerinden gelen Vatan sevgisini Vatani göreve basladigi zaman
Yemin ederek and icer.Bu yemini mezara kadar tasir.Bu onun icin en mukaddes bir yasamdir.
Simdi buradan sesleniyorum bir Türk genci olarak sakin ve sakin bu mukaddes konu ile oynamayin.Her Türk bir kere Yemin eder.Her Türk kadini da o eri dünya ya getirir bu böyle biline.
Saygilarimla.

ISINIYORUZ!.. I


Yukardaki seyrettiginiz bu harika, belki bizlerin yaptigi bu Filimlerde ani olarak kalacak Erdil'in Bahcesinde bundan 5 sene evvel yazilmis bir mektubun icerikligini tasiyacak.Sizler icin görsel ve topladigim yazilarla biraz olsun ilerdeki günlerde bizleri bekliyen günleri segilemeye calisacagim.

KÜRESEL ISINMA ?

Son günlerde insanoğlu zamansız hava olayları karşısında şaşkına döndü. Küresel ısınma nedeniyle geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın yarısı aşırı ısınırken, diğer yarısında kar görüldü. İklim açısından en büyük şokuysa Romanya yaşadı. Son bir haftada 22 kişinin aşırı sıcaklar nedeniyle öldüğü ülkede, geçen gün yaşanan dolu fırtınası sonrası, 4 kişi de yıldırım sonucu hayatını kaybetti. Almanya’nın bazı bölgelerinde hava sıcaklığı (–6) dereceye kadar düştü, kar kalınlığı 10 santimetreyi buldu.
Öte yandan hemen güneyde Makedonya’da, aşırı sıcak sebebiyle 15 kişi öldü. Yunanistan, Olimpiyatlar öncesi solunum ve kalp sorunu olanlara evde kalın çağrısı yapıyor. Geçen yıl 15 bin kişinin sıcaklardan öldüğü Fransa da tetikte. Dünyanın diğer ucundaki Çin ise, geçtiğimiz günlerde sağanak yağmurla felç oldu. Son yıllarda kuraklıkla mücadele eden, dünyanın en kalabalık kenti Pekin, iki saat içinde göle döndü, evler çöktü, uçuşlar iptal edildi.
Peru’da aşırı soğuklar Güney Asya’da seller
Peru’da son 30 yılın en soğuk kış mevsimi yaşanırken And Dağları’nda 46 çocuğun donarak öldüğü bildirildi. Peru hükümeti, 158 bin kişinin soğuktan etkilendiğini belirterek bazı bölgelerde olağanüstü durum ilan etti. BM yardım kuruluşları ise bölgeye 745 bin dolar yardım gönderecekler. Yardım kuruluşu yetkilileri bu tür ağır kış koşullarının yaşandığı fakir bölgelere yardım edilmezse durumun daha da kötüleşeceği uyarısında bulunuyorlar. Soğuktan en çok etkilenenler, And Dağları’nda ulaşımı çok zor bölgelerde yaşayan Peru’nun en fakir insanları. Alpaka ve lama yetiştirerek geçimlerini sağlayan bu insanların hayvanları da soğuk yüzünden ölüyor. Dış dünya ile bağlantıları ise şiddetli kar yağışı yüzünden kesildi. Sivil toplum örgütleri bölgeye battaniye, kalın giyecekler ve gıda yardımı ulaştırmaya çalışıyor.
Seller 3 hafta içinde 550’den fazla can aldı
Güney Asya’da son 15 yılın en şiddetli sel felaketi yaşanıyor. Hindistan, Nepal ve Bangladeş’i etkisi altına alan şiddetli muson yağmurları ve seller, son 3 haftada 550’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. Seller ve nehir taşkınları yüzünden milyonlarca kişi evsiz kaldı. Yükselen sular, gıda ve içme suyuna ulaşımı engellediği için bulaşıcı hastalık tehdidi giderek artıyor.
Seller yalnızca Asya’yı değil, Balkanlar’ı da vuruyor. Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki Varna kentinde şiddetli yağmur ve fırtınadan yaşam felç oldu. Elektrik ve haberleşme kesilirken otomobiller yolları basan sulara gömüldü. Bangladeş’te meydana gelen sel felaketinde ölenlerin sayısıysa artmaya devam ediyor. Son olarak 100 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle toplam ölü sayısı 400’e ulaştı. Yetkililer felaketin son zamanlarda yaşananların en büyüğü olduğunu belirtiyorlar. Onbinlerce evi sular altında bırakan sel yüzünden ülkede, boğulma, salgın hastalıklar ve yılan sokmaları sebebiyle hergün birçok insan hayatını kaybediyor.

Ilerdeki günlerde kaldigimiz yerden devam edecegim.Belki okudugunuz zaman sizlere Felekat tellaligi gibi gelecek.Deve kusunu gözümüzün önüne getirelim tehlike aninda kafasini kuma sokup gelen tehlikeyi görmemekle tehlikeninde onu görmiyecegini sanmazmi !..

Ya bizler acaba ne yapiyoruz.

Saygilarla.

Cuma, Şubat 09, 2007

O BENIM ISCIMDI..


Bir gün Telefon geldi, o zamanlar kis bu günler gibi gecmiyordu.Sifir alti 20 leri buldugu zamanlar oluyordu.Kar yagislari, lapa lapa, haftalarca sürüyordu.Iste öyle senelerden bir tanesi.Firmamizin calistigi Sirket bizden yardim istiyordu.Anlastigi firma karla mücadele de yetisemiyormus.Bizlerden kürenen karlarin kamyonlara yüklenerek Sehir disina naklini istiyorlardi.Bende bizim elemanlardan bu isi yapmak isteyip istemediklerini sordum.Tabii ekstra bir prim alacaklarini da ekledim."Meslekleri disinda is yaptirma hakkim olmadigi icin".Tamam dediler.Yanliz bir sartim vardi ya hepiniz veya hic kimse.Kabul ettiler bende onlarla birlikte ise koyuldum.Havanin eksi 20 leri bulmasi nedeniyle bizlere zorlu dakikalar gecirtiyordu.
Bir ara usta basi yanima yanisarak bu arap seninle konusmak istiyor dedi.Bu 25 - 30 yaslari arasinda bir delikanli idi.Usta basiya dönerek ben arap degilim.Ben Palestina'liyim dedi."Filistinli".Kendisine ne istedigini sordugum zaman, sef bize bu gün ekstra ne vereceksin diye sordu.Bende adam basi ikramiye olarak 100._ Mark alacaklarini söyledim.Hemen cebinden 200 Mark cikararak beni azad edin bu parayi arkadaslara dagit ben dayanamiyorum dedi.Tabii bende kendisine bunu bastan kabul etmiyecegini söyledim.Titreye titreye ise devam etti.Ertesi günü Bitkiler üzerine seminerimiz vardi.Kisin calisamadigimiz zaman Doga mühendisimiz.Calisan bu arkadaslara yaptiklari islerin nedenlerini biolojik yapilarini izah ediyordu.Her ne kadar 100% anlasilmasada.Onlarin anliyacagi bir detaya kadar indirilerek.Bir seyler vermeye calisiyorduk.Neyse biz konumuza gelelim.O dün benden gitmek icin af dileyen iscimi bir kenara cekerek.Bu gün nasilsin diye hatirini sordum.Kafasini önüne egerek mahcup bir sekilde iyiyim diyebildi.Biraz Türkce biliyordu.Almacasi yok denecek kadar azdi kac yasinda oldugunu sordugumda 27 dedi.Ne kadardir Almanya'dasin diye sordum 3 sene olmus ilticaci olarak gelmis.Memleket de ne is yaptigini sordum.Kafasini kaldirdi gözleri bonbostu.Yutkundu söyliyecek bir kelime bulamadi.
Aradan bir iki ay gecmisti bir gün yanima geldi.Sef dedi bana bir sey sormustun.Icime batti soruna cevap veremedigim icin.Ilk olarak 7 yasimda tepemize düsen bir bomba ile o meslegi ögrendim.Bir yanda Nenem bir yanda Babam yatiyordu parca parca.Kafasi önüne düstü bilirmisin ne zamandir.Bu harp sürüyor dedi.Almanya'ya gelene kadar benim meslegim bu idi.Kan barut,parcalanmis insanlar elimizde silahlar.Baska bir meslek ögretmediler bize 6 ay dir.
Cali ile agacin ne ise yaradigini görüyorum burada.Hayretle bir seyler ögrenmeye calisiyorum.Kafam her ne kadar almasada.Devam etti burada ki agacin canindan hastaligindan yasamasindan bahs ediliyor.Birde geride biraktigim kardeslerimi düsününce aklim ermiyor.Sef sen akilli bir adamsin gel sen koy benim meslegimin adini.1 sene kadar calisti bir gün kagitlarini alip adi hala konulmamis ülkesine gitti.Bilemem acaba bir agac dikmesini ögrenebilmismiydi.
Eger bir cocuk dogarsa yasadigi yerde yanliz kan ve barut olursa o cocugun meslegi ne olabilirki.
Eger onun adi terör ise meslegi ise Terörüst olurdu.Eger eline bir agac veya cali tutusturulsaydi meslegi bahcivan olurdu.Ani defterinden bir kac satiri paylasmak istedim.

Saygilarla.

SOBELENMISIM...


Zeyno Anne tarafindan sobelenmisim.Verilen söz tutulur.Bakalim neler yazabilecegim.
1. Istanbul Beylerbey'in de dogdum.5 generasyon orali oldugumuzu tesbit etmistim.Ilkokulu kismen orada sonrada Kurtulus Ilk okulunda bitirdim.Ordan sonra Yatili olarak Italyan Ticaret Lisesi.Yüksek tahsil icin Italya.2 sene sonra yarim birakarak Türkiye'ye dönüs.Askerlik dönemi. 1,5 sene kadar Devlet memurlugu.Tekrar Yurt disina Almanya.Cevre cilik egitimi.12 sene kadar bir firmada calistim.12 senenin sonunda firmayi satin aldim.18 sene kadar Isveren olarak calistim.5 defa kalp krizi nedeni ile erken emekli olmak zorunda kaldim.
2.Iki kizim bir oglum var.3 tanede Torun.Torunlari en büyügü 15 en kücügü 5 yasinda.Emeklilik döneminde Sosyal islerde sihhatin müsade ettigi kadar aktif calisiyorum.Tabii maddi karsilik görmeden.
3.Hayatta af edemedigim tek sey bilerek yapilan hatalar.Bilhassa kendimin yaptiklari asla affetmem.Konusmaktansa dinlemeyi tercih ederim.En nefret ettigim sey bos konusanlardir.Hemen kacarim.Bilgec kisilere hürmetim sonsuzdur isterse ufacik bir cocuk dahi olsa bas üstünde tutarim.Dinime ve inaclarima cok bagliyimdir.Elimden geldigi kadar bütün vecibeleri yerine getirmeye calisirim.Yobazlardan da nefret ederim.
4.Cocuklarim bana cok disiplinli oldugumu söylerler hatta bazen Disiplin yüzünden Despotlasirmisim bile.Ögrenmenin sonsuz olduguna inananlardanim.Insanlari cok severim.Hayvanlara karsi büyük bir respek duyarim.Bitki dünyasi birazda meslegimle ilgili oldugu icin hayran oldugum bir yasamdir.Cocuklugumdan beri tek tutkum Motorsiklet olmustur.13 yasimdan beri hep bana eslik etmistir.Yaz kis her gün ona binerek dogaya acilirim.
5.Fazla romantik, gözleri cabuk dolan.Tam aksine cok soguk kanli olabilen bir insanim.Yeni yetisen generasyona hayranim.Bizlerin onlara biraktigi agar yükün altindan kalkabileceklerini inanlardanim.Atatürk ve o Cumhuriyeti kuranlarin hayraniyim.Allahin isine karismak dogru olmaz ama uzun bir zaman daha aranizda kalacagima inanmiyorum.Ama bu güne kadar yasadigim hayati tekrar Dünya ya gelsem aynini yasamak isterdim.Dolu dolu bir yasam.Son cümlelerle bitirmek gerekirse sizlere bir sirrimi vereyim.Mutlu olmak istiyorsaniz.Insanlari cok sevin.Hayvanlari respekteyin.Bitkilere hayranliginizi hic bir zaman eksik etmeyin.Eh adet geregi bende Nicomedian kardesimi sobeliyeyim.
Saygilarimla.

Perşembe, Şubat 08, 2007

KALBIMIZ..



ERDIL

Saygilar.

Çarşamba, Şubat 07, 2007

BIZIM COCUKLARIMIZ...



Eger senelerin tecrübeli Gazetecesi de aglarsa!...
Biliyorum o göz yaslari bunca sene verdigin emeklerin mücadelenin hala bir seylerin degismediginin kanisidir.
Unutma sevgili Dost seninle ayni göz yaslarini icine döken milyomlarin var olduguna kefilim.
Saygilarla.

Salı, Şubat 06, 2007

FIKRA GIBI !..




Galiba yavas yavas bir seyler yapmaya basladik.Biraz garip de olsa enerji tasarrufuna gecebilecegiz.Nasil mi olacak bu is, gayet basit.Nasilsa milletce unutkaniz, her seyi carcabuk unutuyoruz.Tedas'in dedigi gibi elektrik parasini yatirmayi o gün unuttukmu hemen aninda elektrikleri kesecekmis.Dedim ya oldukca unutkan bir millet oldugumuza göre.Eh kesilen elektrik aninda acilamiyacagina göre.Sööyle bir hesap yapsak kac bin kilowat ceryan harcanmamis olacak bunun dönüsümünü üretimdeki havaya salinan sera gazi ile orantilarsak.
Demekki bu unutkanlik bize veya cocuklarimiza,torunlarimiza dogayi küresel isinma da ki koruma payimiz yönünden büyük faydalari olacaktir.Yanliz bu kadarla kalmiyor diyelim ki 100 bin kisi o gün unutmus.Eh bu elektrikler Merkez den dügmeye basilip kesilmiyor.Yeni personeller alinacak.Issizlik katkisi da cabasi.Hani diyorum ki Tedas zorlaniyor kamunun borclarini tahsil etmekte onu vatandasa paylastirmaya falan filan.Gel bu iside söyle yapalim biraz adaletli olsun sen gene parasini ödemiyen kamunun elektrigini kes.Kapiya bir kumbara yap isi olan atsin bir iki lira hemen attigi para kadar elektrik gelsin.Isi olan tipki telefon kulubesinde konusur gibi attigi para kadar isini görsün.Borclarin tahsili hic olmazsa adaletli olur.sizlerin akliniza gelen daha dahiyane fikirler varsa yazin bakalim.
Hani birisi yolun kenarina cali dikmis.Gelen gecen sürülerden takilan yünleri toplamis kazak yapip zengin olmus gibi .Haydi bree Tedas iyi basarilar.

Saygilarla.

Pazartesi, Şubat 05, 2007

BIRINCI OLMUSUZ !...


Dün Gazeteleri karistirir iken bu yaziyi gördüm.Esasinda Haftaya baslarken yazim Italya'da ki Spor Haberi ile bir yazi olacakti.Sonra vaz gectim.Kopyalayip buraya yapistirdim.O yaziyla kendi kendimi kandirmamak icin. Buyrun belki gözünüz den kacmis olabilecek /olabilen bir yazi.:


Eğitim alarm veriyor



Eğitim açısından OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye'nin durumu:


Eğitimli nüfusu istihdam etmede son sırada

Okul süresi açısından sondan üçüncü

15 yaşındakiler OECD'de 5. derece, Türkiye'dekiler ise 1. seviye bilgi ve beceriye sahip.

Türk Eğitim-Sen'in, eğitim alanında Türkiye ile OECD ülkelerini karşılaştırdığı araştırmaya göre, OECD ülkelerinde kızlar erkeklere göre 0.8 yıl daha fazla eğitim görürken, Türkiye'de erkekler kızlara göre 2.1 yıl daha fazla eğitim alıyor.

OECD ülkelerinin yarısında 3-4 yaşlarındaki çocukların yüzde 70'inden fazlası okula (kreş/ana sınıfı) giderken, Türkiye'de bu oran yüzde 2.6.

Türkiye, okul süresi açısından OECD ülkeleri arasında sondan üçüncü sırada bulunuyor.

OECD ülkelerinde 15 yaş grubundakilerin ortalama yüzde 10.6'sı matematikte hipotezler oluşturmayı, uzmanlık bilgilerinden yararlanmayı, kavramlar kullanmayı içeren 5. seviye bilgi becerilerine sahip.

Bu oran Hollanda'da yüzde 18.2, Belçika'da yüzde 17.5, Finlandiya ve Kore'de yüzde 16.7, Japonya'da yüzde 16.1, İsviçre'de yüzde 14.2 iken, Türkiye'de yüzde 3.1.

Türkiye ve Meksika'da 15 yaşındaki öğrenciler en temel 1. seviye bilgi becerilerini kazanabiliyor. Araştırmaya göre, OECD ülkelerinde yüksek öğretimi bitirenlerin oranı ise Türkiye'nin ortalama 3 katı.

EĞİTİMLİ NÜFUSUN İSTİHDAMI
OECD ülkelerinin bir çoğunda istihdam oranları eğitim düzeyi ile birlikte artıyor. Türkiye, eğitimli nüfusu istihdam etmede son sırada.

Eğitimli nüfusunu istihdam etmede en başarılı ülke yüzde 91 ile İsviçre olurken bu ülkeyi yüzde 87 ile İzlanda, yüzde 80 ile Norveç, yüzde 79 ile Danimarka, yüzde 75 ile Japonya ve Hollanda izliyor. Türkiye'de ise bu oran yüzde 54.

İstihdam oranlarındaki cinsiyet farklılığına bakıldığında; OECD ülkelerinde eğitimin tüm kademelerini tamamlamış olanların istihdam oranı erkeklerde yüzde 82, kızlarda yüzde 63. Türkiye'de ise yüksek öğretimi tamamlayanların istihdam oranı erkeklerde yüzde 78, kızlarda yüzde 26.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, araştırmayla ilgili olarak, ortaya çıkan rakamların, Türkiye'nin eğitim alanında büyük bir yapısal dönüşüm geçirmesi gerekliliğine işaret ettiğini kaydetti. Özcan, şu değerlendirmede bulundu:

''Ülkemizin eğitimde kendisini kanıtlayabilmesi ve AB ülkelerinin düzeyine erişebilmesi için eğitim sistemi baştan aşağı yenilenmelidir. Aksi taktirde Türkiye eğitim alanında son sıraları hiçbir ülkeye kaptırmayacaktır ve uluslararası alanda rekabet edemeyecektir.''
Kaynak Star Gazetesi.
Saygilarla.

Pazar, Şubat 04, 2007

PAZARIN SOHBETI..



Dolu dolu bir haftayı daha arkada bıraktik.Soracaksınız alıştık artık hangi haftamız dolu geçmiyor ki? Haklısınız belki bazı şeylere o kadar alıştık ki.Görmesek, duymasak,okumasak içimiz de bir boşluk hissedeceğiz.Sizleri bilemem ama ben hala alışamadığım, anlıyamadığım bir çok şeyler var.Mesela diye başlıyabilirim.Uzun ince yolda yürürken sağ da solda gördügüm pislikler.Onları hepimiz gördügü halde beni şaşırtan şeyler pislikten bahs edilmeyip de üzerin de uçuşan sineklerin konuşulması; Bakın buna bir türlü alışamadım.Etrafımızda uçuşan bu sinekler pislikler olamasa olurmuydu !..
Alışamadım koro halinde söylenen şarkılara neden mi diye soracaksınız şimdi.Koro olarak söylenen şarkıyı bir bireye söyletmeye kalktığınız zaman daha ilk kıtasını bile bilmiyor.Dedim ya alışamadın hala bazı şeylere.
Alışamadım görüp de algıladığımız şeyleri, sanki ilk görüyormuşuz gibi.Geriye bakmadan o anı yaşamaya.Yorumlar yapıp yeni bir keşfin mucidi gibi uzun uzun anlatmaya.
Alışamadım arşiv kelimesine varlığını bildiğimiz halde devamlı olarak araştırsak da baktığımız zaman hep yarım olarak beyinlere eksik yazıldığına.
Yaşlanmış vücudum uyum sağlamaya çalıştığı halde.Mevsimlerin bile şaşırdığı bu günlere alışamadım.Kaç daha okumuştum bir zamanlar mevsimlerin geçmişte bu günler gibi geçeceğini.
Okuyorum beni bekliyen daha nelerin bekliyeceğini.Benmi değiştim yoksa o ince yolda yürüyenler gibi her şeyi günlük yaşamaya mı alıştım / Alışamadım.
Alışamadım yeniliklere kapımın önüne bırakılan pisliklere.Alışamadım o pisliği nasıl temizlemem için elime tutuşturulan araç ve gereçlere,tarif ve önergelere.
Dedim ya okudukça şaşırır oldum.Şaşırdıkça okuyamaz oldum. Bu pazar da taktim klavyemin tuşlarına bu kelimeyi ALIŞAMADIM ya sizler Alışabildinizmi ??..
Hayırlı Pazarlar..
Saygılarla.

Cumartesi, Şubat 03, 2007

ANNEM..



ERDIL

Bedirhan Gökce'nin okudugu bu Azeri siiri bir klip olarak Annelerimize adiyorum. Onlarin kiymetlerini bilelim.Bizler onlarin en büyük hazineleriyiz.Tipki bir gün cocuklarimizin hazinesi olacagimiz gibi.Onlar bizleri her zaman anlamislardi.Zaman gecmeden bizde onlari anliyalim ki.Bu Bayrak yarisini aksatmadan yürütebilelim.Bu günkü kizlarimiz yarinin anneleri olacagi gibi.
Kalin saglicakla.
Saygilarla.

Cuma, Şubat 02, 2007

BARIS MANCO ve SEHRAZAT



Saygilarla.
Pelin's kizima.

Perşembe, Şubat 01, 2007

KELEBEKLER...



ERDIL
Saygilarla.