Pazar, Aralık 31, 2006

CANIM KIZIM...





MySpace



Bu gün benim icin dolu dolu bir gün.Bayram,Yeni bir Yil,Herseyden önce yillar evvel evimin isigi
en büyük mutluluga boguldugumuz canim kizimin bize katilmasini kutluyorum.

Friendster

Iyiki dogdun .

Canim Kizim sana ailenle mutlu sihhat dolu yasamin boyunca huzur dolu günler dilerim.



Baban.

Cumartesi, Aralık 30, 2006

BAYRAMINIZ YENI YILINIZ KUTLU OLSUN







DOSTLARIM


TIRMIK IZI

BAVER'IN GÜNLÜGÜ

ZEYNEP'IN GÜNLÜGÜ

KEDILI MUTFAKLAR

IBEKING

AYDASUN

NICOMEDIAN

BIYONIK KEDI

YAZ BITMESIN

VINTAGE

YEMEK ve BIZ

YANGIN

TOPLU IGNE

KOYAANISQATSI

PELIN'S

ASORTIK KREP

KUGU BOYNU

Cuma, Aralık 29, 2006

HORTLIYAN FABRIKALAR...


Genclik yillari idi bir kitap okumustum.Insan Harasi diye.Burada yeni bir irk yetistirme cabasinin en ufak noktalarina kadar gecen bir sürüven idi.
Oysa, insanlık bu filmi bu günlerde tekrar görmeye basladi. 2. Dünya Savaşı, nazizmin ve faşizmin ırkçılığı bu çabayı göstermisdi, insanlık onuru 'insan hara'larında ayaklar altına alındı. Lanetlenen o çaba şimdi başka bir kapıdan, başka bir görüntü içinde, başka bir ad altında hayatlarımıza sızıyor.
Isin aci tarafi Imrenerek baktigimiz Avrupa'nin icersinde.Asagida Mafya adi altinda ismi gecenler beni ilgilendirmiyor.Isin en aci tarafi Talep gelen ülkeler.Degilmi ki bizlere insanlik nutuklari atanlar.
Arnavut ve Rus mafyasının Yunanistan'ın başkenti Atina'da kurduğu "bebek fabrikalarında" genç kadınlara sipariş üzerine doğurtulan bebeklerin İngiltere'de 20 bin sterline (55 bin YTL) satıldığı öne sürüldü.
İngiliz Daily Mail gazetesi, özel hazırlanmış gizli doğumhaneler ve eğitimli ebelerin bulunduğu bu "fabrikalardaki üretim hattına yalnızca güzel kadınların seçildiğini" iddia etti. Mavi gözlü bebeklerin revaçta olduğunu yazan gazete, "Anlatılanlar Hitler Almanya'sını anımsatabilir, ama bu bugünün sanayi dallarından biri haline geldi" ifadesini kullandı.
Sipariş üzerine doğum yapacak kadınların mafya üyeleri tarafından hamile bırakıldıktan sonra, 9 ay boyunca "fabrikada" tutularak bakıldıkları, doğumu da "fazla soru sorulabileceği" gerekçesiyle hastanede değil yine burada yaptıkları belirtildi. Atina'daki "bebek fabrikasına", Avrupa ülkelerinin yanı sıra Amerika'dan da sipariş geldiği kaydedildi.
Saygilarla.

Perşembe, Aralık 28, 2006

ILK KAR


ANADOLU'nun ISTANBUL'a ACILAN KAPISI..


26 Eylül 2006 Senesinde bir yazi okudum.Lütfen Önce burayi okuyun ondan sonra alt yaziyi.

İstanbul için tarihinde ilk defa çevre planı çıkarıldı. Planla birlikte Haydarpaşa Garı tarihe karışıyor ve yat limanı oluyor.
İstanbul için tarihinde ilk defa çevre planı çıkarıldı. Planla birlikte Haydarpaşa Garı tarihe karışıyor ve yat limanı oluyor. Ancak plan çıkar çıkmaz mahkemelik oldu.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 22 Aralık'ta çevre planı çıkaran İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında dava açtı.

Çevre planı, İstanbul'da sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörel gelişmelerin değerlendirildiği, koruma ve kullanma dengesini sağlayacak stratejik bir plan olma özelliği taşıyor.

Ancak mimarlara göre, Belediye'nin hazırladığı çevre planı bu dengeleri gözetmiyor.

Haydarpaşa Garı tarihe karışıyor

Çevre planı ile birlikte Haydarpaşa Garı da tarihe karışıyor. Garın bulunduğu alan planda yat limanı olarak gösterildi. Planın ortasında 'tarihi yarımada'yı da içine alan büyük bir kare var. Zeytinburnu da iş merkezlerinin bulunduğu Taksim-Maslak hattı içine dahil edildi.

Plandaki Zeytinburnu kararını da değerlendiren mimar Yıldız Uysal, "Şimdi Zeytinburnu'nun bir Maslak olmadığını hepimiz biliyoruz. İstanbul'un merkezi iş alanı diyor. Zeytinburnu'ndan başlar Maslak'a gider diyor. Bunu niçin yapıyor. Çünkü bu alan ayrı planlanacak. Özel bir planla planlanacak alt planlarda karar üretilecek. Merkezi iş alanı olduğu için dünya merkezi iş olarak da yer bulacak Zeytinburnu" dedi.

TMMOB'a göre ise Zeytinburnu depreme karşı pilot bölge seçilmişken, master planı bile yapılmadan iş merkezi ilan edilmesi yanlış.K.CNN Aktiv H.

Haydarpasa Garindan bir Tren kalkar anilara dogru.Anadolu'nun Istanbul'a acilan kapisidir orasi.Bir gün Torunlarimiz siyah Beyaz bir filim seyrederlerse; Bedestan da Eski kitap satan tezgahlar da sararmis bir resim.Soracaklar burasi neresi ?..O zaman ben kafami önüme egerek sessiz kalacagim.Tipki bu günlerde sustugum gibi.

Aklima Hoca Nasreddin'nin hepinizin bildigi bir fikrasi geldi.Merak etmeyin tamamini yazmiycagim.Sadece hatirlatacagim." Hocanin gölü yogurt yapmak icin mayalamasi"
Ya.. Nur icinde yatasin hocam.Iyi ki bu devirde yasamamissin yoksa sözlerinin hic biri
nükte niteliginde olmiyacakti.Bu günlerde bir tahta kasikla Marmarayi bile yogurda cevirebilirdin.

Saygilarla

Çarşamba, Aralık 27, 2006

D U Y U R U ....



Bilgi icin burayi tiklayin.

Saygilarla.

BUNUNDA ADI SPOR / FUTBOL



TÜRKİYE 3’ncü Lig 1’nci Grup’ta mücadele eden Ceyhanspor’da kadro dışı bırakılan 2 futbolcu, kulübü basarak Teknik Direktör Orhan Kapucu’yu elinden bıçakla yaraladı.

Futbolda Şiddetin İki Yıllık Bilançosu

Futbol maçlarında geçen yıl Türkiye genelinde 25 bu yıl ise 19 büyük boyut olay meydana geldi. Olaylarda iki kişi öldü, 47 kişi de yaralandı. Hiçbir spor kulübü, yasada yer almasına rağmen, stat girişlerine x-ray cihazı koymadı.

- Son iki yılda futbol maçlarında meydana gelen olayların, ürkütücü boyutlara ulaştığı resmi verilerle kanıtlandı.

Buna göre, Türkiye genelinde geçen yıl 25, bu yıl ise 19 büyük boyutlu olay gerçekleşti. Bu olaylarda, iki kişi yaşamını yitirdi, 47 kişi de yaralandı.

Resmi verilere göre, 2003 yılında stat içinde ve dışında büyük boyutlu 25 olay meydana geldi. Bu olaylarda bir kişi yaşamını yitirdi, ikisi ağır 24 taraftar yaralandı, 74 taraftar da gözaltına alındı.

2004 yılında ise 19 olay meydana geldi. Bu olaylarda bir taraftar öldü, 23 taraftar ise yaralandı. 119 kişi de gözaltına alındı.

Emniyet Genel Müdürlüğü, 2001-2003 yılları arasında, maçlarda olay çıkartan bin 280 fanatiği isim isim belirledi.

Yasa çözüm olmadı

Öte yandan spor müsakabalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair yasada yer almasına rağmen, hiç bir spor kulübünün statlara girişte kapı aramaları için elektronik sistem ve x-ray cihazı taktırmadığı belirlendi.
ntvmsnbc

Fenerbahçe: Kulüpler Birliği toplantısına katılmıyoruz...

* Fenerbahçe Kulübü, bugün İstanbul'da yapılacak Kulüpler Birliği Vakfı toplantısına katılmama kararı aldı.
Fenerbahçe Kulübü'nden yapılan açıklamada, "Öncelikle Kulüpler Birliği'ne, birliğin üyesi kulüplere ve futbol ailesinin tüm bireylerine karşı olan sorumluluklarımızın bilincinde olduğumuzu tüm kamuoyu ve spor camiası ile bir kez daha paylaşmak isteriz" denildi.

* Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Galatasaray Kulübü’ne 1 maç seyircisiz oynama ve 30 bin YTL para cezası verdi.
Kurul, Galatasaray’a 16 Aralık 2006 tarihinde oynanan Galatarasay-Kayserispor Fortis Türkiye Kupası müsabakası ve 25 Ekim 2006 tarihinde oynanan Galatasaray-Bursaspor Fortis Türkiye Kupası müsabakasında kulüp taraftarlarının çirkin ve kötü tezahüratta bulunmaları nedeniyle 30 bin YTL para cezası ve aynı sezon içinde bir Fortis Türkiye Kupası müsabakasında daha çirkin ve kötü tezahürat fiilinin 2. kez tekrar edildiğinden dolayı da resmi müsabakayı kendi sahasında 1 maç seyircisiz oynama cezası verdi.

Yorum yapmiyacagim.Baslik da bir yorum sayilabilir.Gazetelerden aldigim haberler den bir kac örnek ; Milyarlarin döküldügü ve Milyonlarca kisinin ekmek kapisinin nasil bir cöküse dogru gittigini gösteriyor.Isin aci tarafi Milyonlarca Avrupa da yasiyan ve yillarca vatanlarina her kosulda madden ve manen yaninda olan insanlarin bir Bakanligi olmamasina ragmen.Spor Bakanligi olan bu teskilatin ne kadar aci bir duruma geldigi her gecen gün gözler önüne seriliyor.Kücüklügümden beri bir sevgi ile bagli oldugum bu spor dalina artik nefretle bakiyorum.Artik hic ilgi duymuyorum.Benim gibi cocuklarimda ilgi duymuyorlar.
Unutulmamasi gerekir ki onlarin cocuklari belkide Futbol'u sözlükler den taniyacaklardir.
Aferin bu koskaca camialari bu duruma düsürenlere.
Saygilarla.

Salı, Aralık 26, 2006

KURBAN BAYRAM...

MySpace Layouts



Yukarda ki basligi okuyunca insana sanki bir kac harf eksigi gibi geliyor.Aksine hayir esasinda iki ayri bir kelime.Bizlere ayri anlamlar vermek istiyor.Bu iki kelimenin ne manaya geldigini hepimiz biliyoruz.Benim anlatmak istedigim ise bizler icin büyük manevi deger tasiyan günler olan Bayramlari acili günlere cevirme gayreti.O mutlu günlere kendimizi Kurban vermemiz .Bir yakinimiz, bir arkadasimiz.Icimizin sizladigi herhangi bir kisi.Iste hakiki Kurban kelimesini o anda taniyor, yasiyoruz.Neseler o ulvi anlarimiz bir anda sönüyor.Asagida göreceginiz.Bilanco hakikatleri ,bizlerin gözleri önüne seriyor.Aci ama gercek.Kelimenin kelimeye üstünlügü BAYRAM veya KURBAN ; Nese ve mutlugun aciya ve yasa dönüsü.Peki bunu önlemek elimizdemi?..Saniyorum evet, belki tamamen önliyemesek bile en düsük seviyelere, rakkamlara düsürebiliriz.Biraz kendimizi tanimak biraz fizik kanunlarina uymak.Biraz hos görü.Kurallarin anlayisi.Herseyden önce bilincimizin "Direksiyon basinda Alkollü olmamak"acik olmasi.


Uzun tatillerde kaza bilançosu ağır
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 9 yıllık istatistikleri, uzun bayram tatillerinde trafik kazalarındaki ölüm ve yaralanma oranlarının yaklaşık 2 kat arttığını ortaya koydu.
1998 yılından bugüne geçen 9 yılda kurban bayramı tatillerinde meydana gelen 853 trafik kazasında bin 191 kişi yaşamını yitirirken 2 bin 51 kişi yaralandı. 9 günlük bayram tatillerinde günde ortalama 21 kişi hayatını kaybetti, 31 kişi yaralandı.
Acaba bunu okudugumuz zaman her hangi bir istatislik olarak mi görüyoruz.Yoksa bu rakkamlarin icinde olabilirdik diyebiliyormuyuz.
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığının resmi internet sitesinde, son 9 yılda kutlanan 68 günlük Kurban Bayramı tatillerinde meydana gelen trafik kazalarına dair istatistiklere yer verildi. Buna göre, 9 gün olarak ilan edilen kurban bayramlarında meydana gelen trafik kazaları ile kazalardaki ölüm ve yaralanma sayılarının, 4-5 gün olarak kutlanan bayram tatillerine oranla ortalama iki kat arttığı dikkat çekti. Söz konusu döneme ait istatistiklere göre, uzun bayram tatillerinde günde ortalama 21 kişi yaşamını yitirirken, 31 kişi de yaralandı.
Bu durumda cok enteresan acaba neden diye düsünmemiz gerekiyormu ?...
Geçen Kurban Bayramı tatilinde meydana gelen trafik kazalarının, en son 9 gün olarak ilan edilen 2003’teki Kurban Bayramı tatili kazaları ile mukayese edildiği istatistiklere göre, ölümlü kaza sayısında yüzde 3.6, ölü sayısında yüzde 4.4, yaralı sayısında ise yüzde 29 oranında azalma meydana geldi. İstatistiklere göre, kazalarda meydana gelen ölüm ve yaralanma olayları, şehirler arası yollarda daha fazla.

41-45 YAŞ GRUBU DAHA FAZLA KAZA YAPTI
Geçen Kurban Bayramında gerçekleşen kazaların sebeplerini, oluş zamanlarını, kaza türlerini ve sürücülerin durumlarını da inceleyen emniyet yetkilileri, 07-15 Ocak 2006 tarihleri arasında meydana gelen 80 kazada 109 kişinin öldüğünü, 179 kişinin de yaralandığını ifade ettiler.

Yerleşim yerinde gerçekleşen 44 ölümlü kazada 47 kişinin öldüğünü, yerleşim yeri dışında meydana gelen 36 kazada ise 62 kişinin yaşamını yitirdiğini belirten yetkililer, 9 günlük tatilin başlangıç gününe denk gelen ikinci gününde 29, birinci günüde 18, altıncı gününde 15 ve arefe gününde de 13 kişinin hayatını kaybettiğini vurguladılar.

E ve B sınıfı ehliyetleri bulunan sürücülerin daha fazla kazaya karıştığı da belirtilirken, kazaya karışan sürücülerin yaş durumunu da değerlendiren yetkililer, 41-45 arası yaş grubunun 22, 31-35 arası yaş grubunun 17, 18-25 arası yaş grubunun ise 14 kazaya karıştığını kaydettiler.

“POLİS NE YAPSIN?”
Kurban Bayramı öncesinde alınacak güvenlik önlemleri ile ilgili trafik sorununun çözüm yollarını değerlendiren trafikten sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü ise öncelikle trafik sorununun önemli ölçüde azaltılabilmesi için yolcu ve eşya taşımacılığında kara yolunun yanı sıra deniz ve hava yolları ile raylı sistemlerin kullanılması gerektiğini vurguladı.

Trafik güvenliğini sağlamanın, sadece polisin görevi olmaması gerektiğini ve kazaların sadece denetimlerle engellenemeyeceğini ifade eden Gülcü, trafik sorununun çözümünde polisin rolünün denetimden ibaret olduğunu ve denetim yüzde 100 sağlansa dahi kazaların ancak yüzde 15’inin engellenebileceğini kaydetti. Gülcü, “Zira denetim, daha ziyade sonuçtur. Halbuki sebepler eğitim, mühendislik sağlık ve motorlu araç teknolojisi yerinde duruyorsa, neticeyi etkileyebilmek bir hayli kısıtlıdır.” diye konuştu. Denetimlerin, “özü itibariyle insan ilişkisi” olduğunu ifade eden Gülcü, bu ilişkide “kararlılığın kabalık, nezaketin ise ihlalin görmezden gelinmesi” anlamını taşımayacağını, denetimin, bir yönüyle de uygulamalı bir eğitim olduğunu söyledi.

“Giden can, yaralanan sakatlanan insan bizim insanımız, ortaya çıkan zarar milli servetimizdir. Sabırla, kararlılıkla, nezaketle anlatmaya devam edeceğiz” diyen Gülcü, Kurban bayramı ve yılbaşı tatilinde kendisi ile birlikte tüm rütbeli personelin görevi başında olacağını kaydetti.

“TRAFİK DENİNCE HERKES KONUŞUYOR”
Trafik konusunda çeşitli kurumların fikir belirttiğini de hatırlatan Gülcü, “Trafik denilince herkes konuşuyor, biliyorum. Ama sokağa gelince polisten başkası da gözükmüyor. İşin zorluğu, yorgunluğu, stresi, açıkça ortada... Trafik güvenliğini sağlarken hayatını kaybeden meslektaşlarımızı da hatırlıyoruz. Bütün bunların karşısında bir kişinin bile hayatı kurtulursa yapılanlar hedefine ulaşmış olacaktır.” dedi.

Trafik polislerini de uyaran Gülcü, denetimlerin sürücünün aracında tamamlanmasını ve kesinlikle sürücünün ekip otosuna davet edilmemesini istedi.

Kurban Bayramının yılbaşı tatili ile birlikte kutlanacağını da hatırlatan Gülcü, sürücülerin alkollü olarak araç kullanmaması ve aşırı hız yapmaması gerektiğini söyledi. Gülcü, vatandaşların araçları yerine toplu taşıma araçlarını da tercih etmelerinin, kaza sayılarını azaltacağını belirtti.
Sevgili dostlarim Bayrami Kurban'a cevirip cevirmemek gene bizlerin elinde.Bu güzel
günleri huzur ve mutluluk icinde gecirmege hazirlandigimiz bu günlerde; bir noktadan bir noktaya yapacagimiz yolculuklarda bilincli ve müsterek hareket edersek rakkamlari
en ufak sayilarda kalmasini sagliyacagimiza inaniyorum.Trafik Canavari yoktur.Bir düzenin adi vardir.Ulasim adi altinda ona Trafik deriz.O düzene kaos getiren gene bizler, yaptigimiz her hatada ya Canavar ya da Kurban oluruz.
Yola cikacaginiz zaman Hayatin ne kadar güzel oldugunu unutmayin.Bir an icin bir ömürü yok etmeyin.Yola cikacak olan bütün Dostlarima hayirli yolculuklar.
Saygilarla.

Pazartesi, Aralık 25, 2006

BEN HAYVANLARI HIC SEVMEM !..



Yazima baslamadan önce pesinen söyliyeyim.Ben hayvanlari sevmem.Sevenleride sevmem.Onlar bir garipdirler bana benzemezler.Simdi bana soracaksiniz neden sevmedigimi.
Allah askina su yukardaki resme bir bakin ne görüyorsunuz? Iki ayri cinsten birer canli birine
Köpek diyoruz, digerine kedi.Hani birbiriyle didisen iki insani gördügümüz zaman sunlara bak kedi köpek gibiler demezmiyiz.Peki bu resimdekiler ne yapiyorlar utanmadan bana nispet yaparcasina yanyana poz veriyorlar.Onunla kalsa gene iyi Aksam ben yatagima cekilirken onlarda beraberce bir sepetin icine girip yatiyorlar esasinda bu bir ahlaksizlik Tabiat düzenine
daha dogrusu bizim anliyisimiza karsi degilmi ? Hadi benimle ayni evi paylasiyorsunuz.Birde ikinize ayri yataklar (sepet) almisken bu bana yapilirmi ? Onun icin ben hic hayvanlari sevmem hele hele onlari müdafa edenleri hic sevmem.Gecenlerde X televizyonunda iki haber seyrettim.
Bir tanesi söyle idi :)

‘Getir köpeği, al 5 YTL’yi’ kampanyası

Turgay İPEK/ERZURUM, (DHA)

ERZURUM'un Ilıca İlçesi'nde, belediye sokak köpeklerinin toplanması amacıyla ‘Getir köpeği, al 5 YTL'yi’ kampanyası başlattı. Kampanyada bir ayda 225 sokak köpeği toplandı. İşsiz gençlerin geçim kaynağı haline gelen köpekler, Büyükşehir Belediyesi’ne ait Köpek Barınma Merkezi'ne götürülüyor.
Haber'in icerikligi öyle.Is güzar televizyoncu bu bosta gezen issizlerin köpekleri tekme tokat cuvala sokup Damperli kamyonlara nasil firlatildiklarini cekmis.
Kamyom bu birde Damperli nereden bilsin, kaldirmis kasayi yükünü paldir küldür bosaltmis.
Kardesim ne cekiyorsun bu kareleri !
Bir sürü insanin icini hoplatiyorsun.Birak cekme o gencler ilerde is sahibi olacaklar.Böyük sehirlere gelecekler.Böyük Magzalarin Güvenlik bölümünde calisacaklar... Sonra hirsiz diye hani kamyona firlattiklari kücücük köpekler vardiya tecrübe sahibi olmuslardi ya ! Aynen ögrendikleri seyi Böyük sehirde
Böyük magzanin, Böyük odasinda tatbik edecekler.Arada ki farki soracak olursan.
Birisi vurma amcacigim diye bagiracak digeri ise ciyak ciyak ses getirecek.
Insan bunlari görünce!.. Biraz olsun beni anlamissinizdir neden hayvanlari sevmedigimi.yukarda ki resimde benimle ayni evi paylasan bu iki canli düzeni bozup utanmadan bizlere birseyler anlatmaya calisiyorlar.
BEN HAYVANLARI SEVMEM SEVENLERIDE HIC SEVMEM.
Devam edin, devam edin Bumaran nasil olsa gene bizi vuracak. Ister öyle isterse böyle
Kalin saglicakla.
Saygilar.

Pazar, Aralık 24, 2006

PAZARIN SOHBETI...



Yedi gün sonra pesimize takip, daha dogrusu sirtimiza yükleyip de tasidigimiz bir seneyi.Istedigi noktaya kadar ulastiriyoruz.Bu uzun yolda onunla birlikte aci göz yasi,Sevinc mutluluklar yasadik.Artik o görevini tamamlamis, biz ise yeni bir yili sirtimiza yükleyip yolumuza devam edecegiz.Bu yolda yanliz degiliz bizim gibi bu yolculaga katilan milyonlar milyarlar var.Bu yol uzun oldugu kadar cetefelli bir yol, zaman zaman bizimle olanlar bu yolculugu yarim birakabilecegi gibi bir bakmisiz ki bi yenileri onlarin biraktigi yükü sirtlanacaktir.

MySpace

Bu yedi günün bitimi bazi canlilarin da son günü olacaktir.Onlar icin bizler tarafindan belirlenmis gündür.Tabii bu görüs kimileri icin baska algilanabilir.Degismiyen tek sey bunun gercek oldugudur.Bazi konular tartisilir fikirler yürütülür bir taraf icin hakli nedenler le sonuclanir diger taraf icin kabullenilmez.Bildigim tek sey ise o gün onlar icin son gündür. onlara da hicmi hic sorulmamasidir.
Bu sirtimiza yükleyip tasidigimiz yükü istedigi noktaya tasirken görmek istedigimiz anladigimiz ,anliyamadigimiz bir cok seyleri gördük.Bizimle beraber sirtlarina yükledigi bu yükü tasirken onlarin da anliyamadigi nedenlerle ellerinden bu yüklerini cebren aldik.Onlari tek baslarina bosluga ittik. Bazen bunun adina kurtulus dedik insanlik dedik dedik de dedik onlari aramizda görmek istemedik.Bunu yaparken kadin erkek, cocuk yasli demedik.
Ittik itildik sonunda istedigimiz bir noktaya ulastik.Esasinda degisen veya bizler icin degismesi gereken bir sey yoktu.Bizi bekliyen yeni bir yük oradaydi.Tekrar bir aliskanlikla onu sirtliyip yeni bir yolculaga cikacagiz.Eger simdiye kadar biraz bir tecrübe sahibi olmus ;Bizimle bu yolculugu yapanlari anlamis isek bu gidecegimiz yeni etap'in bizler icin pek de zorlu gecmeyecegi kanisindayim.Nedense cabuk ögrenen,görmüs ve yasadiklarimizi cok cabuk unutan canlilariz.
Tek umudum insanlik ve bizlerle bu yasami paylasan bütün canlilara bu yeni yolculugumuzda hos görü sevgi baglilik icinde gecmemizdir, birbirimizin yükünü hafifletmek her seyden önce mutlu bir yolculuk gecirebilmek.

Sordular ne tasiyorsun
Nasil derdim seneler diye.
Yorgunmusun diye sordular
Döndüm baktim geldigim yola.
Yanimdan agir adimlarla biri gecti
Yükü benden bayagi daha fazlaydi.
Iki sevgili kosar adimlarla onu takip etti.
Hadi dostlar kalkin daha cok yolumuz var.

Huzur dolu bir Pazar günü dilerim.

Saygilarla .