Pazar, Mart 23, 2008

PAZARIN SOHBETI...

doctus


Doctus çocuk istismarı konulu bir etkinlik başlatmış. Sefika Kardeşim de beni MİM'lemiş. Bir Pazarin Sohbeti adı altında katılıyorum. Teşekkürler Bu konuda emek gösteren bütün kardeşlerime...

Sizlere yarım asırı geçmiş olmasına rağmen silik olarak hatırladığım bir şarkı ile konuya girmek istiyorum.
Kuzguncuk da ahşap iki katlı bir ev, biz alt katı paylaşıyorduk. Üst katımızda bir başka aile oturuyordu.Onların çok cici bir kızları vardı.Müsterek kullandığımız merdivenlere oturduğumuz zaman kulaklarımdan hiç silinmiyen "Çoban Yıldızı" diye bir şarkıyı söylerdi.Aradan bir kaç sene sonra Beylerbey'inde onunla tekrar karşılaştık.Kendisine bu şarkıyı söylemesini istediğim de yüzü biraz kızarak ben mi söylüyordum demişdi...
Kim derdi ki o kız senelerini sanata verecek hala o sanat için çaba veren bir Filim Yıldızı olacakdi.Hülya K.

Çocukluk yaşamı hiç değişmemişdir.Değişen ise sadece oyun araçlarıdır.Bu günün uzakdan kumandalı Otomobil'le bizde oynardık.Aradaki tek fark ise o telden yaptığımız basit iki tekerleği bir direksiyonu olan oyuncakdı.Bu günün akü'lü Cat Car'ı o zamanda vardı tahtadan yaptığımız demir bilyeli arabalardi.Kız çocuklarının bez bebeğini Barbiler almamışmıdır.
Arada tek far ise, her oyuncağın bir zamanı vardı.Tıpkı Uçurtma,topac,Gazoz kapakları ile oynadığımız yılan.Misket.Onlar bir zaman içinde oynanır bir ertesi seneye itina ile saklanırdı.Ya şimdi modası geçmiş bir oyuncak olarak bir kenara atılıyor.Neden ?
Öyle bir sanayi varki medya yolu ile "görsel kanallar vasıtası ile manipüle edilebiliyor.Animasyonlarla ne insan ne de hayvana benziyen.Oyuncaklar yerini alıyor.
İyiler, kötülerle çarpışıyor.Bu duruma bilinç altı istismar diyebilirmiyiz...
Çok çabuk olgunlaştırmaya çalışılan çocukları, katkıda bulunmasını bilerek veya bilmiyerek kullanmıyormuyuz.
Bu gün sizlere Unicef gibi bir çok kurumların istatistikleri verebilirim.Dünya da ne kadar çocuk işçi olduğunu.Harplerde ne kadar çocukların ön safhaya sürüldügünü,seks objeleri olarak kullanıldığını,bağımlılık dünyasında kullanıldığını.ÇOCUK İSTİSMARINA SON sloganını altında sıralıyabilirim.Bir şeyleri değiştirebilirmiyiz.
O da ayrı bir konu hiç olmazsa bu gittikçe kabaran suyun önünde kurulmaya çalışan bendin belki bir tuğlası olabiliriz.Çocuğu önce birey olarak almamalıyız.Benim çocuğum ön planda olmamalı,çocuklarımız olarak ele almalıyız.
Gelelim bizlere yol gösteren cümlelerle ele alalım."Kime uzun ömür verirsek,onu yaratılış olarak tersine çeviririz."Kücüklerine merhamet etmiyen,büyüklerine saygı göstermiyen bizden değildir."
Her çocuk büyüdükden sonra tekrar eski çocukluk günlerine dönüşüm yapmıyacakmı ?
Ayetlerde bile bize anlatılması istenen şey çocuk doğar çocuk olarak ölürüz denmemişdir.
Sohbetimi ufak bir anımla bitirmek istiyorum.
Gençlik yılları arabayla vatana geldim.Nereden baksanız 3 bin km katdetmişdim.5 kişilik bir aile, o günün şartları araba ile gelmenin daha iktisatlı olduğunu gösteriyordu.
Arabamda bu yolculuk esnasında tek arıza sinyal relasinin bozulması oldu.Parçayı acentelarda aramama rağmen bulamadım.
Sanayide tavsiye üzerine bir tamirhaneye gittim.Usta bir sandelyede çayını yudumluyordu.Kendisine izah ettim tek kelime ile yaparız dedi.
Oğlum Cemil;

yaşı en fazla 12 olan bir çocuk arabanın altından kafasını uzatarak

"buyur usta"

oğlum debriyajı bitirdikten sonra şu relaya bir bak çalışmıyormuş.

Aradan yarım saat geçmişdi, 12 yaşında ki çocuk ellerinde ki yağı üstübüye silerek,

debriyaj tamam usta kontrol edebilirsin,

diyerek benim relayı alarak gözden kayboldu.
15 dakika sonra yanımıza geldi;

tamam abi çalışıyor.Ama sen gene bunu yenisinle, gittiğin yerde değiştir.En fazla bir ay dayanır.
Usta dedim; bu çocuk bayağı bi usta.

Eh dedi beş senedir yanımda,

diye cevap verdi.
Demek ki 7 yaşında başlamışdı bu mesleğe 12 sinde usta olmuşdu.Cebimden bir onluk çıkarak cebine sıkıştırdım.Bilerek veya bilmiyerek çıkarlarımı düşünerek bir ÇOCUK İSTİSMARINDA bulunmuşdum.
Cemil çocuk ne oldu dersiniz...
Hiç asgari ücretle orada burada iş bulabilirse çalışmaya çalışıyor.Okul sıralarında eğitim taşlarını bir ustanın yanında kaybetmişdi.O günlerde iyi bir usta idi.Teknoloji ne yazıkki onu tekerlekleri arasında çiğnedi geçti.
Bir ÇOCUĞU böyle İSTİSMAR etmiş olduk.
Hayırlı Pazarlar.


Bende buradan çocukluk yıllarına yavaş yavaş giren bir kişi olarak İki eğitmenimi MİM'leyim Bio Hocam.Ayda hocam "isterseniz bu konuda bloğunuzda, isterseniz e-mail atarak katılırsanız burada yayınlarım"
Saygılarla.

2 yorum:

Şefika dedi ki...

Erdil Bey,
Öncelikle Mim'i kabul ettiğiniz, ricamı kırmadığınız için teşekkür ediyorum. Bu konuyu sizin bu kadar güzel yazacağınızı biliyordum.
Siz çırağa para vererek en güzel davranışta bulunmuşsunuz. İstismar ne kelime!
Her yazınızda ilginç bir anı yazıp bizi hayran bırakıyorsunuz. Bu Hülya K., acaba H. Koçyiğit mi oluyor?
Bu arada şu anda blogunuzda en sevdiğim şarkılardan biri çalıyor: Fikrimin ince gülü. Bu güzel tesadüfe de bayıldım inanın.
Teşekkürlerimle, sevgi ve saygılar.

ERDIL dedi ki...

Sayin Sefika hanim tahminiz dogru
Kocyigit hanimefendi.Babasi Babamin iyi arkadasi idi.Bilmiyerek yardim adi altinda o kadar cocuk istimarinda bulunuyoruz ki.Keske buna neden olabilen unsurlara zaman ayirabilsek.Cocuklarimiza yatirim yapmadigimiz müddetce verim almak ancak rüyalar aleminde olabilir.Onu bile sabah kalktigimiz zaman hatirlamayiz.
Biraz nostalji olsun diyerek Metoroloji Radyosunu koydum.Eskilere dönüsüm yaparsak hatirladigim kadariyla Polis radyosunu da dinlerdik.
Yorumunuz icin tesekkür ederim.Bu günlerde biraz daha edebi yazilarinizi okumak ümüdiyle cünkü günlük yasamda cok karardik.
Saygilar-Sevgiler.