Cumartesi, Nisan 07, 2007

Ucu bitmiyen kayıp zaman !..


Her gün duş alın,temizlik yapın,kapıyı acaba kilitledim mi diye kontrol edin vs. Bunların hepsi yaşamımızdan giden enerji ve zaman.

İnanın arta kalan çalışma hayatımız ve özel hayatımıza ayrılan zamansa gittikçe kısalıyor.

Mecburmuş gibi her seferinde evini terkederken kıyı köşede ki tozu temizlemesi; Erkeğin tuvalette günde belki de 30 defa ellerini yıkaması, çoğunlukta tam iş yerine gelmişken,
acaba ocağın altını veya buna benzer gereçlerin altını kapadınmı diye geri dönmesi gibi.
Bu döngü bizleri dar bir korse içinde kalmış nefes alamıyan bir insana döndürüyor.

Normal bir çalışma saatleri içinde bu tip benzeri zaman kaybı bir gün arkadaş veya ailemize ayrılacak zamanı, ayıramıyacak duruma sokacak.

Kafamızda yaratmış olduğumuz bu zoraki hastalıklarla, ilerde bizleri çok daha zor durumlarla karşı karşıya kalacağımızı söylüyor pisikologlar.

Tabii ki duşunu alıp, çay ve kahvesini içerek işine gitmesi normal karşılansa da bazen bu durumu abartarak günlük dengelerimizi zora sokabiliyoruz.Pisikologlar bu durumu zoraki bir işlev haline getirdiğimiz zaman tehlikenin başladığını işaret ediyor.

Bilinçli olarak yukardaki günlük işlevlerin tam olarak yaşamamız da ne kadar bir zaman harcandığını biliyormuyuz ?

O gün yemek pişirmediğiniz halde neden ocağın kapalı olup olmadığını düşünmek zorunda kalıyorsunuz.Buna benzer alışkanlıklarınız için harcanan düşünme zamanı ve harcanan enerji kaybı ne kadar ?

Bu durumun zoraki bir hastalık olduğunu biliyormuyuz.

İki yönden ele alırsak birinin kendimize yaptığımız düşünce baskısı; diğeri ise düşünmeden yapılan alışkanlık altında ki işlemler.Bunlardan en önde gelenlerden bir tanesi abartılı olarak temizlik ve yıkanma.Bu arada buna kapı, pencere, kilitler,elektrikli aletlerlerin şalterleri diye detaylara girmek istemiyorum.

Zamanımızı çalan başka nelerimiz var.Devamlı olarak saymamız.Arabalar.Tasın içinde ki meyveler,kütüphanede ki kitaplar gibi.

Daha neler olabilir titizlik, simetri.Masamızın üzerinde ki gereçlerin dizimi,dolabımızda ki çamaşırların duruşu,masa çevresinde ki sandalyeler.

Bunlardan en tehlikeli olanı bilinç altı yerleşen alışkanlıklarımız.Kapımızdan çıkarken bile hangi adımı atmamız,masada nereye oturmamız,saç taramamıza kadar.Kaşınma dokunma isteklerimiz vs.

Peki beynimizle ne gibi zaman kayıplarımız olabilir.Hayatta yapmıyacak olsa bile bak ben bu adamı/kadını gebertirim.Yoo bu böyle arabayı kullanırsa arkadan bindirir ezer geçerim.daha neler neler.Yukarda verilen örnekler boşa zaman harcadığımız örneklerden binde biri .

Bu kısa değerli yaşamda bu kayıp zamanları denetlemekle, o zamanı daha güzel yerlerde değerlendirebilirmiyiz.

Tabii bu durum müzmin bir hastalık olarak bizi kendine bağlamamış ise.

Peki sizin aklınıza gelen boşa giden zamanlar nedir ?...

Saygılarla.

4 yorum:

zeyno dedi ki...

...Yıkanan çamaşırları asarken ille de her bir çamaşırı aynı yere asmak, başkası astıysa ve yeri orası değilse değiştirmek...

...Mutfaktaki bir bardağın yerinin neredeyse milim kaymadan aynı yerine konması

...Ütünün fişi çekilmişmiydi diye 50 kere o sahneyi hatırlamaya çalışmak..

...Giriş kapısında anahtarı unutup unutmadığımın kontrolü...gibi saçma sayılabilecek, gereksiz işler....

ERDIL dedi ki...

Zeyno Annem cok güzel örnekler vermissin esasinda yazi bana ait degil Alamanya da bir hastanenin raporlarindan aldigim satir baslari idi.10-15 sayfali bir rapor esasinda hepimizde olan bir rahatsizlik ilerdeki günlerde bölüm bölüm biraz acikliyacagim eger bu durum kontrol altinda tutulamadigi taktirde tetikleyebilecegi rahatsizliklar cok korkunc.
Saygilarla.

Dut agaci dedi ki...

-ic camasirlarinin helede coraplarin dahi ütülenmesi,
-kat kat tülleri ayda iki kez yikanmasi,
-yolda yürüken bana bakiyorlar,nasil görünüyorum takintisinin verdigi rahatsizlik,
-arabayi yalayarak temizlemek,ayakkabilara poset gecirerek arabaya binmek!
-tokalastigi insanlara veremli muamelesi yaparak ellerini islak mendille silivermek....

ERDIL dedi ki...

Sn.Rabia hanim.Sinirli kaldigi taktirde kayip zamani hesapladiktan sonra mesele yok.Spiegel 'de bu yazi dizisini okuyunuz ne kadar vahim olabilecegini de görebilirsiniz.
Saygilarimla.