Pazar, Haziran 15, 2008

ATATÜRK'ü NASIL GÖRÜYORLARDI..


NOBEL Ödülü Komitesi Başkanlığına
(Oslo-Norveç)



Atina 12 Ocak 1934




Bay Başkan,
Yedi asıra yakın bir süre zarfında Yakın Doğu ve Orta Avrupa'nın büyük bir kısmı kanlı mücadelelere sahne olmuştur.Osmanlı İmparatorluğu ve Sultanların mutlakiyetçi idareleri bunun başlıca amili idi.
Hıristiyan milletlerin İmparatorluğa bağlanmaları ve bundan mütevellit Salibin Hilal'e karşı yaptığı kaçınılmaz mücadeleler,kurtulma emeli ile bu milletlerce yapılan isyanlar Osmanlı İmparatorluğu Sultanların idaresinde kaldığı sürece devamlı tehlike kaynağı eden bir durum husule getiriyordu.
Mustafa Kemal Paşa'nin muhassimlarına karşı yaptığı milli harekatın galibiyetle sonuçlanmasını mütakip 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması bu istikrarsız duruma son verdi.
Bir milletin hayatında bu kadar kısa bir süre içinde böylesine köklü bir değişme nadir vuku bulmuştur.
Teokratik bir rejim içinde yaşıyan,din ile hukuk kavramlarının birbirine karıştığı cökme yolundaki bir imparatorluğun yerini güç ve hayat dolu modern ve milli bir devlet almışdır.
Büyük devrimci Mustafa Kemal Pasa'nın başlattığı hızla mutlakiyetçi Sultanlar rejimi
yıkılmış ve gerçekten laik bir devlet kurulmuştur.Millet tümü ile çağdaş uygarlıkların önünde yer almak için şevk ile ilerleme yolunda bir atılım yapmıştır.
Barışı takviye harekatı yeni ve seçkin Türk Devletine bu günkü görüntüsünü veren iç reform hareketleri ile birlikte yürümüştür.
Türkiye yabancı unsurlarla meskun vilayetlerini terketmek hususunda tereddüt etmemiş ve Anlaşmalarda da belirtildiği üzere kendi milli sınırları ile samimi şekilde iktifa ederek Yakın Doğuda barışın gerçek savunucusu olmuştur.
Kanlı mücadeleler nedeni ile uzun yıllar Türkiye ile düşman durumunda kalan biz Yunanlılar Osmanlı İmparataorluğunun yerini alan bu ülkede vuku bulan bu köklü değişikliğin etkilerini duyan ilk kimseler olduk.
Anadolu faciasının hemen akabinde kendini yenileyen Türkiye'ye bir anlaşma fırsatı görerek elimizi uzattık.O bu uzanan eli samimiyetle kabul etti.
Ciddi anlaşmazlıklarla ayrılmış olan milletlere samimi bir barış örneği veren bu yakınlaşmadan iki ülke için olduğu kadar Yakın Doğu barışı için de yararlı sonuçlar doğmuştur.
Barışın medyun olduğu bu kıymetli katkının sahibi kişi Türkiye Cumhurbaşkanı Musta Kemal Pasa'dır.Bu nedenle 1930 yılında Yunan Hükümet Başkanı sıfatı ile ben Türk Yunan Paktının imzası ile Yakın Doğuda barışa doğru yeni bir devir başlarken Mustafa Kemal Pasa'yı Yüksek Nobel Barış Ödülü için aday göstermekle şeref kazanırım.
İhtıramatı falıkamın kabulünü rica ederim Bay Başkan.



E.K.Venesilos
İmza

Kaynak Atatürk'ün Milli dış Politikası-K.B. Atatürk dizisı.Cilt 2 Sayfa :241-245.

Saygılarla.

4 yorum:

reality dedi ki...

Eski, devlet adamı sorumluluğundan
güzel bir örnek...Bu ara da babalar
gününüzü kutlarım.
Sevgiler

birisinin yeri dedi ki...

Erdil Baba, siteni bayağı güzelleştirmişsin. İtiraf edeyim kıskandım:) Zaten biliyorsun, bütün teknik desteğimi hep senden almışımdır. Ve tabi ki Babalar Günün kutlu olsun diyor saygılarımı sunuyorum. Görüşmek dileğiyle.

ERDIL dedi ki...

Sunny kardesim yazilarinin takipcisiyim.Temannin icin tesekkür ederim.
Yazi serisine devam .
Sevgilerle.

ERDIL dedi ki...

Sevgili Baver kardesim biliyorum zorlu günleri nihayet arkada biraktin.Senin isinde zor/zevkli her sene ayni heyacani yasiyorsun.
Temennin icin tesekkürler.
Sizler gibi piril piril gencleri tanidigim icin gurur duyuyorum.
Sevgilerle.