Çarşamba, Haziran 18, 2008

EŞLER AYRILMAYA KARAR VERİRSE...



Bir aile kurmak ne kadar doğal bir durum ise,eğer bu bütünlük yürümediği taktirde dağılmasıda o kadar doğaldır.
Ailenin diğer parçası çocuklar bu durumu nasıl karşılıyorlar.Onlara nasıl izah edebiliriz.
Çiftler ayrılmaya karar verirlerse bu durum onlar için doğru bir çıkış yolu olsada,negatif ağırlığını çocukların çektiği bilinen bir gerçektir.Bu durumu gizli yürütmek,kararları gayet tatlı bir dille izah etmek onların üzerinde vereceği tepkiyi dahada çıkmaza soktuğu yapılan araştırmalarca görülmüşdür.Pisikologlar böyle durumlarda çocuklara anlatımın kısa ve öz olması onların üzerinde yapacağı tepkiyi azalttığı kanısındalar.Çocukların her şeyden önce bu ayrılıkda hiç bir suçlarının olmadığı, bu durum sadece çiftlerin arasındaki uyumsuzlukdan dolayı olduğununa ikna edilmesi gerekmektedir.Hiç bir zaman aralarındaki detayların içine çocuklar çekilmemelidir.
Verilen kararların kelimelere dökülüşü "ben ayrılmaya karar verdim." olarak sert ve son söz olarak geçtiği halde bu durum çocuklara karşı ise gayet yumuşak olarak aktırılmaya çalışılması görülmüşdür.Bir demet çiçek gibi sunulan acı gerçek ise çocuk pisikolosi karşısında onların bu durumu algılaması.Gerçeği kabullenmesi, anne ve babalar kadar kabul görmemektedir.
Pisikologların yapmış olduğu tetkikler sonucunda,çocuklara bu karar bildirilirken anlatımın aktırılmasında kullanılacak kelimelerin kısa ve öz olması gerektiğidir.
Çoklukla anne ve babalar bu durumu çocuklarına aktarmaktansa onları içindeki bulundukları kaosun dışında tutmaya çalışmakta oldukları,aile yapısının değişikliğinin, çocukları için yaratabileceği tepkiden uzak tutmaya çalışmalarıdır.
Gençlik odaları ve aile psikologları bu durumun çocuklar üzerinde yararlı olmadığı yapmış oldukları araştırmalarla görülmüşdür.Bu durumun çocukların üzerinde hafif geçmesi için yaşanan kaosu tam olarak görmeleri gerektigi kanaatindeler.

Yaşadığım ülkede her sene 170,000 kız ve erkek çocuğu istatisliklere, aileleri boşanmış çocuklar olarak geçiyor."çocukların bu durumu kendilerinin yaşam garantilerini tehlikeye attığı"görüşünde olduğu olarak görülmektedir.Bu durumu anne babaların geçimsizliği olarak algılamayıp daha çok kendilerinin yüzünden böyle bir durumun ortaya çıktığı olarak ele alamaya başlıyorlar.
Anne ve babaların yapabileceği tek alternatif çocuklarına her ne kadar ayrı ortamda yaşamlarının devam etmemelerine rağmen.Çocuklarına hala annesi olduğunu veya babası olarak bu durumunda hiç bir zaman değişmiyeceğini, onun anlıyacağı bir dille veya alınacak tıbbi yardımla inandırılması gerektiğidir.Ve bu ayrılıkda hiç bir zaman onların bir suçu olmadığının ikna edilmesi gerekir.
Anne babanın ayrılığı her çocukda ayrı bir reksiyon gösterir.Kücük çocuklarda korku ,ilgisizlik,temizlik konumunda gerileme,şiddet ve ağlama krizleri olarak görülmektedir.
Okul çağı çocuklarda ise bu durum sıkca migde ve baş ağrıları,eğitim yönünde gerilemelere olarak görülmektedir.
Her ayrılık ne kadar dostça olsa bile onların dünyasında bir depreme neden olmaktadır.Bu durum şiddet olarak neticelenmiş ise çocuklar üzerinde çok daha ağır izler bıraktiği gibi, bundan kurtulması bazen ömürleri boyunca bilinç altında sürebilmektedir.
Bu gün istatislikler şunu göstermektedir ki :
Anne ve babaları ayrılan çocuklar büyüdükleri zaman bu durumu algılamaları bir katagori içinde ele alındığında % 30 anne ve babalarının ayrılmasını halen kabullenmedikleri. % 42 sinin aile birleşimi hakkında tererddüte kapıldığı.% 61 ise
yaşamları içinde bu ayrılığın kendine çok kayıplar getirdiği kanısındadırlar.
%45 ebeveynlerin dostça ayrılığına rağmen kendilerini evlerinde yabancı gibi görmeleri.% 19 ise iki ayrı yaşam içine girdiği görülmüşdür.
Beklentileri içersinde ebeveynleri tarafından onlar için hangi yaşam tarzının bu ayrılkla getirdiği doğru ve yanlışlar açıklanmamışdır.Kendi dünyaları içinde bu ağırlığı taşımalarına bırakılmışdır.
Yapılması gerekenler bir çok araştırmacılar tarafından kitaplara dökülmüş.
Özetle; çocukların bu zaman çerçevesi içersinde daha fazla yaşam hakkında bilgilendirilmesi,dikkatlerini daha çok diğer aktivetiler üzerine çekilmesi,spor,kitap,sosyal aktiviteler.
Çocuklarının ailelerin ayrılmasına rağmen onların kendi dünyalarında bir bütün olarak görmelerini, en ufak sıkıntılarında yardım alabileceği kişiler olduklarını
sağlamak, varlıkları onlara, hala şans ve ileriye dönük destek olabileceklerini hissetirmeleridir.
Ayrılmış anne ve babaların her şeyden önce çocuklarına var olduklarını,yaslı bir yaşam yerine pozitif bir yaşama, adım atmalarını sağlamak olacaktır.
Saygılarla

2 yorum:

etki alanı dedi ki...

Aslında bu yazıya çocuklarımın yorum yazmasını isterdim...
En doğru ağızlardan okumuş olurduk Erdil bey...

Çocuklarıma boşanacağımızı söylediğimde,14 yasındaki kızım adeta sevindi,oğlum henüz 5 yaşındaydı,abla sevinince iyi bir şey olduğunu düşündü bilinçsizce...Ama daha sonraki gelişmeler bana göre olumluydu..Belki kızıma göre de olumluydu,ama oğlum babasının birden kaybolmasına henüz ad koyamamıştı..Ne yazık ki,çok seyrek olan ziyaretlerde de sadece benim aleyhimde konuşmalar yapılınca oğlum biraz içine kapanmaya başlamıştı....Çünkü olumsuz konuşmalar bana ulaşınca ister istemez kulis yapıyordum ve sinirimi dışa vurduğumda ne yazık ki oğlumu üzdüğümün farkına varamıyordum...Gittikçe genişlemeye başlayan bu konu,oğlumun telefonu babasının yüzüne kapatmasıyla bende dank ederek son buldu..."bizi seviyorsan ziyaret et baba,annemi kötülemek için değil" diyerek yüzüne kapatıp,odasına koşarak ağlayan oğlum,içimi nasıl kaynatmıştı anlatamam...
Daha sonraki günlerde,yavaş yavaş ,babadan her söz edişte,işi mizaha dökerek güldürme yoluna gittim..Her konu açıldığında"baban şöyle derdi,böyle derdi" diyerek abartılı konuşma tarzlarıyla taklidini yapmaya başladım..
Daha sonraki görüşmelerden geldikten sonra,gülerek yorumlarını dinlerdim..O da aynı hareketlerle hem beni hem de babasını ti'ye alarak anlatmaya başladığında rahatladığını görüyordum...
Babası,çocuklar üzerinde istediği etkiyi bırakamayınca,görüşmeye ara vermeye ve gittikçe yok olmaya başladı...En son oğlum,babasını gördüğünde 5.sınıfa gidiyordu.Şimdi liseye başlıyor....
son görüştüklerinde arkadaşlarının yanında"seni bıraktığımda ufacıktın,şimdi boyuma yaklaşmıssın"demiş..Yorumu size bırakıyorum..Ağlayarak eve geldiğinde,anlattıklarının bu kadarla bitmediğini söylemeliyim...Arkadaşlarına gururla "benim de babam var"demek istemiş ama keşke gelmeseydi dedirtti kendi çocuğuna...

Galiba boşanırken çocuklarını da boşuyor birçok erkek...
Ne dersiniz...?

Çok önemli bir konuyu gündeme taşımışsınız..
Saygılarımla...

ERDIL dedi ki...

Sn.Tütü hanim ictenlikle yaziya verdiginiz yorum icin tesekkür ederim.
Yorumunuzda en can noktasini yakalamissiniz.
"Aslında bu yazıya çocukların yorum yazmasını isterdim..."
Saygilarla.