Çarşamba, Ekim 11, 2006

ATOM..../TAS DEVRI !..





EİNSTEİN VE ATOM BOMBASI

Evet. Einstein ve Atom Bombası... Çok az buluşun insanlık üzerindeki etkisi; Einstein'in, daha sonra bize barışçıl nükleer enerjinin kapısını açtığı gibi atom bombası ile hidrojen bombasının kapılarını da açan Özel Görelilik Kuramınınki kadar büyük olmuştur.
Bu, atom bombasının doğuşunun öyküsüdür. İşin tamamlanması, Einstein'in 1905'te Berne parklarında dolaşırken kuramın ilk ışıklarını görmesinden 1945'teki New Mexico şafağını paramparça eden patlamaya dek 40 yılı bulmuştur. Özel Görelilik Kuramının bir çok yönü vardır, fakat bizi burada ilgilendiren Einstein'in, Güneşin çekirdeğinde bulunabilecek kadar yüksek ısılarda maddenin nasıl enerjiye dönüşeceğini gösteren ünlü E=mc² denklemidir. Burada, denklemde geçen c saniyede 186.282 mil (yaklaşık 300.000 km) gibi inanılmaz bir hız olan ışığı göstermektedir. Dolayısıyla, çok küçük miktardaki bir maddenin (Uranyumun ya da Plütonyumun) dev miktarda bir enerji açığa çıkaracağı görülecektir.1905'te Einstein'in kendisi bile, insanlığın bunu patlatabileceğine hiç inanmıyordu, ama bu, atom enerjisinin ilkesidir.Radyasyon, uzayda saniyede 200.000 km. gibi çok yüksek bir hızda hareket eden, Gama ışınları, nötronlar, elektronlar ve benzeri birkaç tip atom-altı parçacıktan oluşur..Bu parçacıklar, insan vücuduna kolaylıkla nüfuz edebilir ve vücudu oluşturan hürelere hasar verebilirler. Bu hasar da ölümcül bir kanserin ortaya çıkmasına neden olabilir ya da üreme hücrelerine hasar verebilirler.Bu hasar da gelecek kuşakları etkileyecek genetik bozukluklara yol açabilir. Hiroşima ve Nagasaki ' de, II. Dünya Savaşı ' nda atılan atom bombaları, atomun içinde ne kadar büyük bir güç saklı olduğunu tüm dünyanın gözleri önüne sermiştir. Atılan her iki bomba da, yüzbinlerce insanın hayatlarını kaybetmesine, kalanların birçoğunda da hayatları boyunca düzelmeyecek fiziksel zararlara yol açmıştır. Birkaç saniye içerisinde yüzbinlerce insanın ölmesine yol açan atomun içindeki bu muazzam gücün, saniyesi saniyesine nasıl ortaya çıktığını ele alıp inceleyelim: Patlama Anı... Bir atom bombasının tıpkı Hiroşima ve Nagasaki ' de olduğu gibi 2.000 m. yükseklikte patladığını varsayalım. Patlayıcı kütleye fırlatılan ve ilk çekirdeği parçalayan nötron, kütle içerisinde zincirleme tepkimeler oluşturur. Yani ilk parçalanan çekirdekten dışarı fırlayan nötronlar, başka çekirdeklere çarpar ve bu yeni çekirdekleri de parçalar. Böylece hızla bütün çekirdekler zincirleme olarak parçalanır ve çok kısa bir zaman aralığında büyük patlama gerçekleşir. Nötronlar öyle hızlı hareket etmektedirler ki, saniyenin milyonda biri kadar bir zamanda bomba yaklaşık 1.000 milyar kilokalorilik bir enerji açığa çıkarır. Bombanın çevrildiği gaz kütlesinin sıcaklığı, bir anda birkaç milyon dereceye ve gaz basıncı da bir milyon atmosfere çıkar. Patlamadan Saniyenin Binde Biri Kadar Sonra... Patlamış olan gaz kütlesinin çapı büyür ve etrafa çeşitli ışınlar yayılır. Bu ışınlar patlamanın "başlangıç parlaması"nı oluşturur. Bu parlama onlarca kilometre çapında bir alanda bulunabilecek herhangi bir kişide tam körlüğe neden olabilir. Öyle ki bu parlak ışık (yüzey birimi başına), Güneş yüzeyinden yayılandan yüzlerce kat daha büyüktür. Patlama anından başlayarak geçen zaman öylesine kısadır ki, patlamanın yakınında bulunan bir kişi gözlerini kapayabilecek zaman bile bulamamıştır. Şokun basınç cephesi kapalı kapılarda ağır hasarlara yol açar. Buna karşılık elektrik taşıma kuleleri, iki parçadan oluşan köprüler ve cam-çelik yapılı gökdelenler de hasar görürler. Patlamanın yakınlarında da büyük oranda, pudraya benzer ince toz kalkar. Patlamadan 2 Saniye Sonra... Parlayan kütle ve onu çevreleyen hava, bir ateş topu oluşturur. Yüzeyi henüz son derece sıcak ve Güneş'inki kadar, hatta daha parlak olan bu ateş topundan yayılan ısı, 4-5 km çapındaki bir alandaki tüm yanabilir maddeleri tutuşturmaya yeterlidir. Ateş topunun parlaklığı da, görme duyusuna, düzelmeyecek derecede zarar verebilir. Burada ateş topunun çevresinde, çok büyük bir hızla yer değiştiren şok dalgası gelişmiştir. Patlamadan 6 Saniye Sonra... Bu anda şok dalgası yeryüzüne çarpar ve ilk mekanik zararlara neden olur. Dalga, şiddetli bir hava basıncı yaratır ve bu basıncın şiddeti patlama merkezinden uzaklaştıkça azalır. Bu noktadan yaklaşık 1.5 km. uzakta bile, ek basınç, normal atmosfer basıncının yaklaşık iki katı olur. Bu basınçta insanların sağ kalabilme ihtimali %1 ' dir. Patlamadan 13 Saniye Sonra... Şok dalgası yerin yüzeyinde yayılır ve bunu, ateş topunun kovduğu havanın yer değiştirmesi nedeniyle oluşan patlama izler. Bu patlama yer boyunca 300-400 km/saatlik bir hızla yayılır. Bu arada ateş topu soğumuş ve hacmi küçülmüştür. Havadan hafif olduğu için yükselmeye başlar. Yukarıya doğru yönelen bu hareket, yeryüzünde rüzgarın yönünün tersine dönmesine yol açar ve şiddetli bir rüzgar, başlangıçta patlama merkezinden dışarı doğru eserken, şimdi merkeze doğru esmeye koyulur. Patlamadan 30 Saniye Sonra... Ateş topu yükseldikçe, küre biçimindeki şekli bozulur ve tipik bir mantar görünümünü alır. Patlamadan 2 Dakika Sonra... Mantar biçimli bulut şimdi 12.000 metrelik bir yüksekliğe, yani atmosferin stratosfer tabakasının alt sınırına ulaşmıştır. Bu kadar yüksek düzeyde esen rüzgarlar, mantar biçimindeki bulutu azar azar dağıtır ve bulutu oluşturan maddeleri (genel olarak radyoaktif döküntüleri) atmosfere saçar. Söz konusu bu radyoaktif döküntüler, çok küçük tanecikler olduklarından atmosferde daha yüksek katmanlara da çıkabilirler. Bu döküntüler yeryüzüne düşmeden evvel, atmosferin üst tabakalarında esen rüzgarlar tarafından dünyanın çevresinde birkaç kez döndürülebilir. Böylece radyasyon döküntüleri dünyanın dört bir yanına dağılır. Atom patlamalarında ortaya çıkan ışınlar canlılar üzerinde ya doğrudan doğruya ya da patlama sırasında ortaya çıkan parçalanma ürünleri yoluyla etki yapar. Bu parçacık ya da ışınlardan biri madde içinde hızla yol alırken, karşısına çıkan atom ya da moleküllerle çok şiddetli bir şekilde çarpışır. Bu çarpışma, hücrenin hassas yapısı için felaket olabilir. Hücre ölebilir ya da iyileşse bile, içinde belki haftalar, aylar, yıllar sonra kanser dediğimiz kontrol edilemeyen bir büyüme başlar. Tüm bu sayılanlara, gözümüzle bile göremediğimiz atomlar sebep olmaktadır. Atomlar gerektiğinde hayatı oluştururlarken, gerektiğinde de hayatı yok ederler. Yukardaki filimde bunun cok ufak bir deneyin actigi hasari göstermektedir.
Nükleer Ülkeler
* ABD: 5 binden fazla uzun nenzilli (stratejik); 1000'den fazla kısa nenzilli daha az güçlü savaş başlığı var.3 bin başlık ise stokta bekliyor.
* Rusya: Yaklaşık 5 bin stratejik, 3 bin 500 operasyonel taktik savaş başlığına sahip. 11 binden fazla stratejik ve taktik savaş başlığı da stokta.
* Fransa: 350 stratejik savaş başlığı var.
* Çin: 250 stratejik, 150 taktik savaş başlığı bulunuyor.
* İngiltere: 200 stratejik savaş başlığı var.
* Hindistan: 45-95 arası nükleer savaş başlığı var.
* Pakistan: 30-50 arası nükleer savaş başlığı bulunuyor. İlk denenesini 1998'de yaptı.
* İsrail: Nükleer silah kapasitesi hakkında bilgi verniyor. 200 nükleer savaş başlığı olduğu sanılıyor. Nükleer denene yapıp yapmadığı konusunda bilgi bulunmuyor. * Simdi bir de Kuzey Kore katildi bu kervana haydi hayirlisi.
* Bir gün olurda kullanirlarmi ? Evet kullanirlar bir zamanlar kullanmislardi.Gene de kullanirlar.Öyle Ülkeler var ki aralarinda!.. kullanirlar.Peki kullanirlarsa ne olur diye soracak olursaniz.Cok basit TAS DEVRI

Saygilarla.

Hiç yorum yok: