Salı, Ekim 10, 2006

SAYDAM ve BELIRGIN



Yargıtay Başkanlar Kurulu geçen hafta sonu ''oybirliğiyle'' bir açıklama yaptı; medyada yeterince yankı bulmayan bu açıklama laik Türkiye Cumhuriyeti açısından çok önemlidir.
Çağdaş bir devlette üç kuvvet bulunduğu bilinir; yasama, yürütme ve yargı bu üç gücü oluşturur.
Bu yıl adli yılın açılışında Yargıtay Başkanı Sayın Arslan 'ın yaptığı konuşmanın kimi bölümleri tartışmalara yol açınca, Yargıtay Başkanlar Kurulu 'olağanüstü' toplantıya çağrıldı; durumun saydamlaştırılması yolunda genel bir kanıya ulaşıldı.
**
1923 Cumhuriyeti'nin seksen yılı aşkın bir tarihi var.
Tüm İslam dünyasında tek laik devlet olan Türkiye'de son yıllarda yaşanan olaylar toplum katmanlarında yapay bir 'kakofoni' yaratmaya yöneliktir ve 'kast-ı mahsus' la üretilmektedir.
Bu ortamda ''Üçüncü Güç'' Yargı'da tam bir saydamlığın geçerli olması temel koşuldur.
Çünkü ortada binlerce yargı kararı vardır; laiklik ve irtica kavramlarını en iyi bilecek kurum Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısıdır.
İrtica, laik Cumhuriyeti din devletine dönüştürme siyasetidir; bu konuda hukuk devletinin tüm yargıçlarının zihinleri açık, ikirciksiz ve saydam olmalıdır.
**
Yargı yılının açış konuşmasında kimi bölümlerin yanlış anlamalara neden olabileceği kuşkusu, bu alanda duyarlı davranan Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun olağanüstü toplantısına yol açınca, fikirleri saydamlaştırmaya gerek görüldü; yapılan açıklamada yer alan görüş yeterince belirgindir:
''Büyük Önder Atatürk 'ün vazgeçilmez devrimlerinden birisi de hukuk devrimi olup, bununla şer'i hukuktan çağdaş, laik ve modern hukuk sistemine geçilmiştir.
Bu sistemde laiklik ilkesi Cumhuriyetimizin temel unsurunu oluşturmaktadır.
Yargıtay, anayasada, yasalarda, gerek kendi kararlarında, gerek diğer yüksek mahkeme kararlarında ifadesini bulan laiklik ilkesini sapma göstermeden uygulamış ve bundan sonra da özenle uygulamaya devam edecektir.''
**
Laik Türkiye Cumhuriyeti bir dar boğazdan geçmektedir; Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun açıklaması bu ortamda tarihsel bir belge değeri taşıyor.
Cumhuriyet
**
Saydam insanlardan oluşan saydam bir dünyada yaşayabilirsek eğer,dilimizde;özgürlük,demokrasi,laiklik türküleri olmaz.
Yaşantımız içine alırsak tüm çıplaklığıyla haklarımızı karanlıklardan aydınlığa çıkmayı beklemeyiz.
Hep başkalarından beklediğimiz için verilmesi gerekenleri,kabuller dünyamız insiyatiflerden oluşuyor.
Sahip olmak adına rahat evlerimizi,garantili işlerimizi tehlikeye atmaktan korktuğumuz sürece,birileri bizim adımıza karar vermeye devam edecektir.
Saydam kelepçelerimiz ellerimizde,
prangalar ayaklarımızda,biz hala umutla bir kurtarıcı bekliyoruz.Yüzyıllık şans bir daha karşımıza çıkar mı?!
Kıymetini bilene,değerini anlayana çok şeyler verdi zaten.Biz hala uyuyalım....
Ayda

Hiç yorum yok: