Cuma, Ocak 05, 2007

YAZI MI TURA MI ?....



YAZI :)) Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ailelerince okula gönderilmeyen kız çocukları artık kaderlerine boyun eğmeyip okumak için mücadele veriyor.
Cumhurbaşkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, valilik, milli eğitim müdürlükleri, polis ve jandarmaya mektup yazarak ya da telefon açarak ailelerini şikâyet eden yüzlerce kız okullu oldu.

'Başka çaremiz yoktu'
Diyarbakır'da yoksul ailelerin oturduğu ve tamamı gecekondulardan oluşan Fiskaya Mahallesi'ndeki iki odalı evde yaşayan dokuz çocuklu Polat ailesinin kızları 12 yaşındaki Mine, 10 yaşındaki Mekiye ve yedi yaşındaki Atiye, okumak için ailesini ihbar eden kızlardan sadece üçü.
Çok sayıda başvuru var
Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şahin Demirkol, Okula göndermeme nedeni olarak aile yoksulluğu öne sürüyorsa çocuğun tüm kırtasiye, giyim ve diğer ihtiyaçlarını karşılıyoruz."
Cumhurbaşkanı'na mektup
Şırnak'ın Silopi ilçesine bağlı Doruklu Köyü'nde yaşayan 15 yaşındaki Elif Adal ve Seyhan Fındık'la 14 yaşındaki Reyhan Karakan, yaklaşık 10 ay önce ailelerince liseye gönderilmeyince Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e mektup yazarak yardım istemişti. Cumhurbaşkanlığının talimatı üzerine Şırnak Valiliği'nin girişimiyle bu üç kız da Silopi'deki liseye kaydettirilmişti.

TURA :)) Milli Eğitim Bakanlığı'ndan, "Kolejde Uyuşturucu Partisi" başlığıyla basına yansıyan konuyla ilgili olarak, haberin yer aldığı televizyon kanalından okulun isminin alındığını, olayla ilgili inceleme ve soruşturma başlatıldığını bildirildi.

Öğrenciler arasındaki 'ilginç' diyaloglar

Görüntülerde bir öğrenci, "Sana bomba yapayım mı?" diye arkadaşına soruyor. Bir diğer öğrenci ise "Elimi tut", bir başkası ise "Adam kaydı ya" diyor. Giyimleri ve kullandıkları dil, bu öğrencilerin iyi bir eğitim aldıklarını ortaya koyuyor.
İçi uyuşturucu dolu poşet elden ele dolaşmasının sonunda öğrencilerin tümü kendinden geçiyor.
Öğrencilerin aralarında yaptığı konuşmalardan uyuşturucu partisini, ders aralarındaki teneffüste bir araya gelerek düzenledikleri anlaşılıyor. Uyuşturucu partisinin düzenlediği saatlerde diğer kolej öğrencileri ve öğretmenlerin de okulda oldukları sonucu ortaya çıkıyor.

İKİ LİMON FİDANI

Bahçıvanın biri aynı ağacın çekirdeklerinden çıkan ve aynı zamanda aynı ağaçtan aşılanmış iki limon fidesi almış. Birisini bahçeye güneş gören bir açıklığa dikmiş. Diğerini de bir saksıya dikip salona koymuş. Bahçıvan iki limon fidesine de son derece itinayla bakım yapıyormuş. Sularını, gübrelerini zamanında eksiksiz veriyormuş.
Aradan 3 yıl geçmiş bahçedeki fidan büyümüş serpilmiş meyve veren bir ağaç olmuş. Salondaki fidan sağlıklı gibi görünüyormuş ama bodurlaşmış, henüz meyveden de eser yokmuş. Birkaç yıl sonra salondaki fidan da çiçek açmış meyve tutmuş. Meyveler olgunlaştığı zaman bahçıvan iki kardeş fidanın meyvelerini eline almış bahçedeki limon ağacının meyvesi iri, sulu ve az çekirdekliymiş. Salondaki limon fidanının meyvesi ise küçük, susuz ve içi çekirdek doluymuş.Kaynak.Radikal.Milliyet. Amir Akdag

Çocuklarımızın gelişiminde çevresel faktörlerin önemi konusunda yorumlariniz !...

Saygilarla.

4 yorum:

Oya Kayacan dedi ki...

Bir yanda okula gönderilmeyen, diğer yanda da gönderilenlerin hali. Nereden tutacağız bu çocukların sorunlarının ucunu? Hangi birine kim çare olacak? Uyuşturucuyu kullanan çocuklar değil, toplumlar kayıyor Erdil Bey. Biz eğitmeye çocuklardan başlamak istiyoruz. Baştan kokmuş olduğumuzdan haberimiz mi yok?

ERDIL dedi ki...

Anno kardes Abbas'i Yezid gibi görenler oldukca isimiz biraz zor.
Bakalim kemdimizi ne kadar uvutacagiz.Körlerin bile gördügü bu Dünyada hala gözlerimizi daha siki nasil kapariz diye ugrasiyoruz.Bir potre cizmeye kalksam gözleri cizmem artik cünkii........ yaramiyorlar.
Allah'dan arkadasim UMUT var da beni teselli ediyor.
Kalin saglicakla.
Saygilar.

zeyno dedi ki...

Bir ülkenin geleceği çocuklardır.Bizler çocuklarımızı ne kadar iyi yetiştirir, onlara eğitim, sağlık, kültür, sosyal aktivite vs. gibi birçok konuda el uzatmalıyız. Bu konuda gerek aileye, gerek çevreye, gerek devlete herkese görev düşüyor.
Benim ülkem çocuklar konusunda duyarsız ne yazık ki.Duyarlı olan kesim de yeterli olamıyor, biryerden başlanmalı artık, iyice geç olmadan...Çünkü çocuklarımız aslında pırıl pırıl, aile ve çevre iyi de etki yapabiliyor, kötü de...Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, hiçbir çocuk, ya da hiçbir insan bu dünyaya iyi şeylere sahip olmadan gelmemiştir...

ERDIL dedi ki...

Zeyno Anne ne güzel yorumlamissin bir de su "ama" larimiz olmasa.Hele,hele "Aynalar".