Cumartesi, Kasım 01, 2008

HABERLER - YORUMLAR...


Gazeteleri açtığımız zaman bir köşesinde Hüseyin Üzmez.
Millet ayaklandı, bu iş böyle kapanamaz nidaları havada.
Sanki ortalık toz pembe de tek derdimiz bu.
Biraz mantıklı olalım adam öylede böylede yırttı.
Niyemi diye soracak olursanız? Aşağıdaki söylediklerini alt alta koyun.
Şimdi avukatı bu sözlerini Adli Tip'a sevk ederse orası nasıl bir rapor verir !!!
O rapor neticesi muhakeme düşmezmi ?
Dedim ya öylede böylede adam yırttı.

14 yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla yargılanan ve Adli Tıp Kurumu’nun raporu üzerine tahliye edilen Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, önceki gece Habertürk’te Fatih Altaylı’nın "Teke Tek" programında aynen şu ifadeleri kullandı: "Evet, hovardayım; geçmişte birçok kadın hayatıma girdi. İyi ki girdiler; yoksa fahişe olurlardı. Başlarını örtüp hayatlarını düzelttiler. Bunlardan birisi de şu an İsviçre’de yaşıyor."
Lise talebesi geliyor. Orta yaşlı kadınlar geliyor, beni şapır şupur öpüyor. Ben,’Çıkar cüzdanını 18 yaşında mısın, değil misin?’ diyemem ki"
" Anne o kızı kendisi ile ilişkisi olanlara gönderiyor, onlardan para alıyor. Gönderdiği de hacı değil ya, bir takım kart zamparalardır,"
""Tahliye olduk. Beraatle çıkacağız inşallah. Adalet yerini buldu. Sanki Hac’da gibi yaşadım"
" Üzmez kendisinin en büyük düşmanının şeytan ve nefsi olduğunu ifade etti. Üzmez, "Nefsiniz neden düşmanınız?" sorusuna ise "Bizi kötülüğe sürükleyen kendi nefsimiz değil mi? Nefsine hiç kimse hakim olamaz. Bir ben değilim" yanıtını verdi."
-Siz 76 yaşındasınız ve 14 yaşındaki bir kız çocuğuyla evlenmek istiyorsunuz bu sizce doğru mudur?
- Ben inançlarıma göre konuşurum. Ben inancıma bakarım. Bana göre bir tek hakikat vardır Allah'ın kitabı, resullahın sünneti... Gerisi fasa fiso yalan ayaklarımın altında."
"gazeteci mazeteci dinlemiyorum. Programın başından beri konuşuyorsunuz. Ben vaktiyle gazeteci vurmuş adamım"

* * *

Gelelim Can Dündar'ın son belgeseline önce sponsorla ele alındı "Türkcell" öyle veya böyle,gerçekçi olacak olursak basında çıkan yazılarla en büyük sponsor gene Türkcell oldu.
Belki filmin çekiminde bir katkıda bulunmadı ama reklamında çıkan haberlerle en büyük sposor konumuna girdi.
Daha filmi seyretmedim.
Bizim buralara kadar gelmesi biraz zaman alacak.Onun için bu konuda yorum yapmam abes kaçar.
Yalnız "Siyaset Meydanında" seyrettiğim kadar belge ve mektuplara dayatılarak; bir belgesel film yapılmış.Yalın olarak adına da "Mustafa" denilmiş.
Yorum ve anlatımlar içinden Mustafa'lardan ne kadar büyük önderler çıkabileceği anlatılmaya çalışılmış.
Bir yerde durmak lazım.
Yorum yaparken sakın "Mustafa" yı bu Cumhuriyeti bizlerin yaşam tarzı yapan Atatürk'le bağdaştırmıyalım.
ATATÜRK' ki, bu adı ona bu millet vermişdir.Onu anlatmak, onu yaşamak, onun yolunda yürümek, devrim ve inkılaplarını anlamak çok daha başka bir şeydir.
O bir efsane değildir,o bir yaşam tarzıdır.
Öyle bir yaşam tarzıki uçu bucağı olmıyan bir çizgidir.Onun devrimlerinde, zaman mevfuhumu yoktur."Açıkçası o günler bu günler,yarınlar" diye.
Filmide çekilemez.Öyle bir filmi ancak, saygıyla önünde eğildiği bu millet her gün onun doğrultusunda yaşayıp ortaya koymak mecburiyetindedir.
Saygılarla.

Hiç yorum yok: