Pazar, Şubat 11, 2007

PAZARIN SOHBETI..



ERDIL
Sene 2000 li yılları sırtına yüklediği zamanlardı.Baharın İstanbul'u kucakladığı bir günde Kadıköy tarafında dolaşıyordum.Yeni bir alışveriş merkezi açılmıştı.Hakikaten çok görkemli görünüyordu bir kösesine yapay doğa yı temsil eden bir kısım ilgimi çekti.Bu arada yanıma iki genç geldi gayet kibarca ellerinde ki bir formu uzatarak eğer zamanınız varsa bu formu doldurup dolduramıyacağımı sordular.Çok ilgi çekici bir form idi.Kafeteryanın masasına ilişerek formu doldurmaya başladim.Bir tek soruda takıldım.Söyle yazıyordu: hayatınızda kaç ağaç veya fidan diktiniz.Ne yazabilirdim ? Sordum, acaba soruyu yanlışmı algılamıştım.Hayır soru doğru sorulmuştu.Birazda sıkılırak " içersinde " senelik asgari yazı ile ellibin yazdım.Tabii bu rakkam bazen iki katına ulaşıbiliyordu.Formun altını imzaladıktan sonra gençlere uzattım.Büyük bir ciddiyetle yazdıklarımı gözden geçirdiler, sonra kibarca teşekkür ederek yanımdan ayrıldılar.Bense yapay kuş sesleri arasında kahvemi yudumlamaya devam ediyordum.Aradan 10-15 dakika geçmiştiki şık giyimli bir hanım efendi geldi.Özür diliyerek biraz evvel doldurmuş olduğum formu bana göstererek.Beyfendi burada ki maddeyi biraz açıklarmısınız diye sordu.Tabii onlar için bir istatislik idi.Yazılanların biraz doğruluk taşıması büyük bir önem taşıyordu.Bende bunu kendilerine Mesleki olarak yaptığımı hatta verilen rakkamların iki katı olduğunu ve bunu 30 senedir icra ettiğimi söyledim.Bu tabii 3 milyon kadar bir rakkama ulaşıyordu.Bense bunu 50 bin le sınırlamıştım.Benim Tema ile karşılaştığım ilk anımdı.Bir davet üzerine hoş bir sohbet içersinde bulundum.Bu sohbette tv'lerde yüzünü gördügünüz Babacan kıymetli bir zatla uzun uzun sohbet ettik.Ben kendisine yapmış olduğum ekeoloji bölümlerini anlatırken.O da bana bu günlerde beklenen felaketlerden bahs ediyordu.Bana son olarak Türkiye hakkın da ki fikrimi sordu.Verdiğim cevap üzerine ayağa kalktı iki eli ile ellerimi avucuna alarak gözlerimin içine uzun uzun baktı.Ondan sonra bir daha karşı karşıya gelememiştik.Merak ettiniz sanırım vermiş olduğum cevaba.Sınırlar ve Titil ler yanlız insanlar için geçerlidir.Doğada veya hayvanlar aleminde sınır yoktur.Onlar hür ve birbirlerine dayanışma ile yaşarlar.Ne yazıkki Milyonlarca senelerin geçmesine rağmen, bizlere her şeylerini verdikleri halde bunu öğretemediler.Bu değerin karşılığını, yok etme tehdidi ile cevaplandırdık.Aşağıda son olarak rapordan bir kaç alıntı ile anıma son vermek istiyorum.Kalın sağlıcakla zamanın yettiği kadar bu güzel günleri dolu dolu yaşamaya bakın.Bakın ki ilerde anlatacağınız anılarınız olsun.Çocuklarınıza,torunlarınıza çoğunu onlar göremiyecekler.Suçlu aramaya kalktığımız zaman onu ağaçlara fidanlara havaya suya,o dünya içersinden insan dan başka yaşıyan canlılara sorun.Onlar bizleri hala sevdikleri halde biz onları sevip öğrenemedik.Belki bu yazıyı suçluluk içersinde, ezilen bir fert olarak yazıyorum. Ben suçluyum itiraf ediyorum.Sizler için bir fikir yürütemem o içinizde yaşıyan bir varlıktır.

Saygılarla.
Küresel ısınma raporu korkutucu

Küresel ısınma artık bir komplo teorisi olmaktan çıktı, insanoğlunu tehdit eden ciddi bir tehlike olarak karşımızda duruyor. Bu tehlike artık insanoğlunu somut olarak tehdit etmeye başladı. Tüm dünya iklim değişikliklerinin yarattığı felaketlerle boğuşuyor.
SYK Türk Meteoroloji Mühendisi yetkilileri küresel ısınmanın ilk belirtilerini yaşamaya başladığımıza dikkat çekerek, önümüzdeki yıllardan itibaren artık insanların aşırı sıcak geçen bir günün ardından gelen, aşırı yağışlı hava ve sellere hazır olmaları gerektiğini, önümüzdeki beş yıllık bir dönemde küresel ısınmanın etkilerini daha çok hissetmeye başlayacağımızı belirtiyorlar. Küresel ısınma ile birlikte önümüzdeki 50 yıllık bir dönemde Türkiye'yi daha kurak, daha sıcak, ani yağışların ve sellerin meydana geleceği bir iklimin beklediğini de ekliyorlar.

Küresel ısınmanın meydana getirdiği doğal afetler, sadece can kaybı değil, küresel ekonomiye de öngörülemeyen etkilerde bulunuyor. Britanya Sigortacılar Derneği (ABI) iklim değişiminin sigorta endüstrisi üzerindeki etkileri hakkında bir rapor yayımladı. Raporun sonuç noktası, iklim değişiminin etkilerinin şu anda bile hissediliyor olduğu ve toplumun giderek artan sıcaklık, fırtına ve sel risklerine karşı hazırlıklı olması gerektiğiydi. Doğal afetlerin neden olduğu finansal kayıplar son 40 yıl içinde yedi kat artarken, rapora göre hava felaketleri riski yılda yüzde 2'den yüzde 4'e yükseldi. Bu, küçük bir artış gibi görünebilir, ancak 2050'de Londra'yı vuracak büyük bir kıyı selinde, sadece sigorta tazminat taleplerinde 40 milyar pound fark demektir. ABI raporu, küresel ısınmayı yaz mevsiminin uzaması olarak görüp sevinme eğilimi gösterenlerin keyfini kaçıracak. Bu rapor aynı zamanda sıcaklık stresi, cilt kanseri, gıda zehirlenmesi, sıtma gibi egzotik hastalıklar ve kıtlık anlamına da geliyor.

Terörden Bile Öncelikli

Araştırmada, iklimsel değişikliklerin beklenmeyen çevresel felaketlere neden olabileceği, bu çerçevede küresel ısınmanın doğurduğu sonuçların, terörizmden bile daha öncelikli olarak 21. yüzyılın en önemli güvenlik konusu haline geleceği vurgulanıyor. İklim uzmanlarına göre, küresel ısınma sonucu olarak, geçen 30 yılda artmaya başlayan iklimsel değişiklikler, önümüzdeki yıllarda da hızlı bir artış gösterecek. Deniz seviyesindeki yükselme, buzullardaki erime devam ederken, şiddetli fırtınalar, hortum, sıcak hava dalgaları, sel gibi doğal afetler daha sık hale gelebilecektir.
Sanayi, zararlı ve istenmeyen bir yan ürün olan küresel ısınmaya sebep olmakta, giderek ısınan dünya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve böylece iklim değişiklikleri meydana gelmektedir. Son yıllardaki kasırga, fırtına, tayfun ve hortum gibi felaketler başta Amerika kıtası olmak üzere dünyanın birçok yerinde yıkıcı zarara neden olmuştur. Bunlara ek olarak seller de bazı yerleşim merkezlerinin sular ve çamur altında kalmasına yol açmıştır. Ayrıca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalarının yaptığı büyük tahribatlar da unutulmamıştır. Sonuç olarak, tüm bu afetlerin "büyük şehirlerde" sebep olduğu yıkımlar önemli birer işaret olmuşlardır. 20. yüzyıl için en çok kullanılan tanımlama "felaketler yüzyılı"dır. Gerek depremler, kasırgalar ya da seller gibi doğal afetler, gerek iç savaşlar ve çatışmalar, gerekse de büyük deniz ya da uçak kazaları çok sayıda insanın ölümüne yol açmıştır.

Saygilarla.

ERDILIN BAHCESI

Hiç yorum yok: