Pazar, Mart 04, 2007

MASKENIN ALTINDAKILER..



AKP’li Belediye Başkanı Cuma Bozgeyik, dinleyici topluluğuna aynen şunları anlatıyor:

- Başkan: "Kaymakam Bey, Kuşadası’nda kaymakamlık yaptı. Orada bir efe var, müthiş Atatürk hayranı. Atatürk deyince adam hemen ayağa zıplıyor, selam duruyor. Şöyle oluyor böyle oluyor filan. Şimdi gün oluyor harman oluyor, Atatürk’ün yolu Aydın’a düşüyor. Kuşadası’na. Şimdi efe de, istasyon meydanında çayhanesi var. Atatürk deyince adamın aklına böyle iriyarı, böyle palabıyıklı, ne bileyim üniforması filan, her şeyi ile böyle dev gibi bir adam hayal ediyor. Süslüyor dükkánını. İstasyona iner inmez ona çay kahve ikram edecek. Bekliyorlar. Şimdi tren geliyor, yavaş yavaş yanaşıyor. Bizim efe her şeyi ile hazır vaziyette. Trenden inecek o güçlü, heybetli, cüsseli adamı bekliyor şimdi. İniyor kısa boylu bir adam. Bıyık mıyık da yok.

- Dinleyenler: Ha ha haaa... (Gülüyorlar.)

- Başkan: Efe yıkılıyor bir kere şimdi. Olsun diyor, yüreği büyüktür bizim Ata’nın diyor. Sesi mesi gürdür şimdi filan. Tabii o zamanlarda televizyon melevizyon yok. Sesini filan bilmiyorlar. Konuşuyor. Sesi cılız bir adam. Eyvah, efe bir daha gidiyor.

- Dinleyenler: Ha ha haaaa... (Gülüyorlar.)

- Başkan: Bütün hayaller suya düşüyor yavaş yavaş. Olsun diyor, yüreği şeydir, büyüktür diyor. Geliyor şimdi. Ne içersiniz sayın paşam? Kahve diyor. Nasıl olsun? Şekerli olsun diyor. Yapma be paşam diyor. Böyle yığılıyor herif.

- Dinleyenler: (Gülüşüyorlar...)

- Başkan: Ha ha haaa... Bunu da mı yapacaktın bana diyor. Ha ha haaa... Efendim özür dilerim, o yörede şekerli kahveyi ibneler içermiş... Ve bizim adam orada düşüp bayılıyor... Ha ha haa... Hi hi hiiii..."

TAKKE DÜSTÜ KEL GÖZÜKTÜ.
YORUM :

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.
Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır.
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.
Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.

Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.
Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.
Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

Yorum da anlasilmiyan bir taraf varmidir ? Eger var diyeniz varsa tekrar yazalim.
Bu yaziyi her Türk gencinin görevi olarak size sandik icinde bir oy pusulasi ile gönderelim.
Saygilarla.

2 yorum:

nicomedian dedi ki...

Bugün 18 Mart Çanakkale Şehitleri günü. Türkmax kanalında Çanakkale belgeseli var. Bu belgeseli bir kere izlemek bile insanım diyene yeter. Yazınızda anlattığınız, geçmişi yok sayan bu utanmazlar bu savaşları, bu cumhuriyetin ne acılarla nasıl kurulduğunu hiç bilmiyor veya akıllarına getirmiyorlar mı acaba?

ERDIL dedi ki...

Sn.Nicomedian katarak diye bir hastalik vardir daha cok yaslaninca görülür.Bazilari dogustan katarakli.Üstüne üstelik
bir de sagar.