Cumartesi, Mayıs 26, 2007

Terkedilenler.


Muğla'daki Kurşunlu camii avlusuna bırakılan şüpheli kadın çantası, bomba uzmanlarınca patlatılmak üzereyken çanta içerisinden gelen bebek sesi olası bir faciayı önledi.
Hatırladınız değilmi bu haberi, 1 Nisan 2007 di.O terk edilen bebek bir yerde şanslıydı.Ölümün eşiğinden dönmüştü.Ya bu kadar şanslı olmıyan bebekler.Anneleri tarafından bir köşeye terk edilenler.Soğuktan açlıktan hayatlarını kaybedenler !..
O nasıl bir annedir diye başlarız lanet okuruz.
Kendimizi onun yerine koyar çocuklarımıza bir başka sevgi ile bakariz.Sonra olanları unutup bir başka haberde aynı duygular içinde yaşarız.
Hiç bir zaman anne gözümüzün önüne gelmez.O anne bir tecavüz sonumu o bebeği dünyaya
getirmiştir.Daha kendisi çocukluk yaşında olup da;anne olmuştur.Ailesinden korktuğu içinmi,yoksa pisikolojik bozukluklar içinde kıvranmaktadır.
O tarafı bizi hiç ilgilendirmez.Hain anne "hiç olmazsa Çocuk Esirgemeye bıraksaydın"
suçlarız da suçlarız.
Bir de Sabah programları vardır Tv.lerde, orada sıraya girmiş.Sunucuya yalvaran; şu kadardır zamandan beri çocuğumuz olmuyor.Tedavi için paramız da yok ne olur bize yardımcı olun diyen anne adaylarını görürüz.
Tedavi imkanı olmıyan bir bebek, bir çocuk sahibi olmak için devlet kapılarında mücadele veren aileler.Kanuni olmıyan yollardan çocuk sahibi olmak istiyen aileler.
Gözler önünde ki gerçekler.Unutmadan söyliyeyim bir de terk edilen bebeklerin annelerini bulabilmek için kanuni araştırmalar.
Yaşadığım ülkede bir anne çocuğunu sokağa terk ederse,onu ölüme terk etmiş sayılır ona göre ağır cezalar alır.
Onu cezalandırmak bir bebeğin hayatını kurtarmıyacaktir.Cözüm ise hiç olmıyacaktir.
Yukarıya bir resim koydum ona iyice bakın.
1 nci resimde çalılar arasında duvarda bir kapaklı pencere.Onun arkasını da ikinci resimde görüyorsunuz.Ne şartlar içinde olursa olsun çocuğunu terk etmek zorunda kalan
anne oraya gelir.O kapağı açıp bebeğini oraya bırakır.Sonra kapağı yavaşça kapar.
15 dakika sonra bıraktiği kutuda dışardan duyulmıyacak bir şekilde alarm çalar hemen
hemşireler gelerek o bebeği o kutudan alır.İlk tedavilerini yaparlar.O artık yeni bir dünya'ya , anne baba sevgisi için evlatlık verilmek için hazırlanır.Hiç bir zaman evlatlık olduğunu bilmez.Yeni hayata atılmaya hazırlandığı yerdeki personel de onun hakiki annesini veya babasını hiç araştırmaz.
O minik bebek o gün orada yeni bir yuva için doğmuştur.Kanuni bir tatbikat yapılmaz.
Ortada kanun yapıcısı bir suç görmemektedir.
Tabii bu durum etik midir,tartışılır.
Büyük şehirlerde böyle toplama kutuları 5-10 tanedir.Aşağı yukarı her şehirde bulunur.
Bu yazıyı yazmakla yanlışmı yaptım bilemiyorum.Bu arada ülkemizde ölüme terk edilen bebeklerin de sayısını da vermiyorum.
Saygılarla.

2 yorum:

zeyno dedi ki...

Erdil Baba böyle bir kutunun varlığından hiç haberim yoktu. ne diyebilirim ki, en azından ölüme terketmekten iyi mi dir???
Bir anne çocuğunu neden bırakır? Yüreği hiç sızlamaz mı, o anda neler hisseder? Bu kararı neden vermiştir? Öyle çok soru var ki...
Sonuç ne olursa olsun çok acı geliyor bana...

ERDIL dedi ki...

Zeyno Anne bu kutular bir kac Avrupa ülkesinde de bulunmakta.Yasadigim Sehirde en asagi 10-15 yerde mevcut.Bu da bebeklerin yasamasi demektir.O anneye gelince onun hakkinda bir fikir yürütebilmek icin ancak onun yerinde olmak lazimdir saniyorum.
Burada eger hamile anne anonim olarak dogum dahi yapabilme hakki verilmekte olup.Dogumdan sonra bebegi istedigi taktirde yetkili mercilere verebilmektedir.En önemli olan bebegin yasamasi ve sicak bir yuva icinde büyümesi.
Saygilarla.