Asayi oku anlarsin nereye yolculugum!.....
Kars'ta sokak köpeklerine karşı inanılmaz bir vahşet yaşandığı iddia edildi.
Belediye ekipleri, kentte yapılacak Uluslararası Kafkas Kültürleri Festivali’ne hazırlık diye, önceki akşam karanlık çöktükten sonra sokaklarda gördükleri başıboş köpekleri zehirli iğneyle vurmaya başladılar. Daha sonra çöp kamyonuna doldurulan köpek leşleri, teker teker çöp toplama merkezine götürüldü. Asıl vahşet anı ise, tam da burada yaşandı. İddialara göre bazı hayvanların bu sırada kamyona yüklenirken hálá ölmediği ancak yine de canlı canlı preslendiği görüldü. Bazı temizlik işçileri ise, preslenen köpekleri görüntüleyen DHA muhabirini engellemeye çalıştı. Belediye Temizlik İşleri Müdürü Mehmet İşim, canlı canlı presleme iddialarını reddederken, zabıta ekiplerinin kentte itlaf yaptığını doğruladı.
Hürriyet'in Internet sayfasini karistirirken bu haberle karsilastim.Nasil olduysa unutulmiya yüz tutmus bu tip haberler tekrar hatirlanmaya baslamis bende sanmistim ki eh biraz akillandik.
Simdi haberi ben yazmaya kalksam diye düsündüm nasil yazardim diye.
Uluslararasi Kafkas kültürleri senliginin hazirligi icin en önemli ihtiyac zehirli ignedir.Eger varsa bu senlige basliyabilirsiniz.Önce havanin kararmasini bekliyip önünüze gelen her köpegi vuracak
öldüreceksiniz.Yanliz unutmayin bu islem yanliz senlikler baslamadan bir gün öncesi gecerlidir.Yoksa diger günler o köpekler kimseyi rahatsiz etmedikleri icin bir önlem almaniza ihtiyac yoktur.Birde dikkat etmisseniz 'Sehirler arasi yolculuklar arasinda yollara dokülen micir ya sizlerin lastiklerinizle asvalt sekline sokulur; veya hayvanlar ezilerek onlarin cesetleri ile' benim bu dikkatimi cekmemisti burada Türkiye ye gelen bir turist anlatirken duymustum.
Neyse gelelim haberin devamina canli canli preslenme.Haberi yapan gazeteci kardesim.Benim günümü bu kadar altüst etmeye ne hakkin var birak zehirlediler diye yaz sana bu konuda itiraz edenmi var.Vurduklarini zehirlediklerini kabul etmisler illa da preslemelerini yazman sartmi.
Senin hic haberin yokmu Uluslar arasi Kaskas Kültürün den.Köpekler önce vurulur, sonrada preslenir bu adettendir.E napalim her önüne gelen gazeteci olup da.Haber yapmaya kalkarsa böyle olur.Sonra bir de dayak yersin.Sen önce kültürü ögrende ondan sonra haber yap.Hem günümüm icine yaptin hem de Kafkas Kültürünün icine yaptin.
Ha aklima gelmisken söyliyeyim.Burada misafiriz.Birde öteki taraf var.Bakalim orada ne presliyeceksiniz.Oradaki festivalin adini biliyormusunuz.Bilmiyorsaniz.Haberi yapan gazeteciye sorun o size anlatsin.
Biz adam olurmuyuz diye sorsam.Hep bir agizdan oluruz!... Hem de böyle bir adam oluruz deriz.
Saygilarimla.
Bir okurum bu yaziyi okuduktan sonra söyle yazmis:)
Sevgi Gücüm ölen köpeği Cherie için yazmış
Yaşadığı sürece beni ve eşimi hiç kırmadı... Hep sevgi verdi... Hiç şikayet etmedi, istemedi, kızmadı, bağırmadı... Hep yanımızda oldu... Günden güne keyfine, çıkarlarına göre sevgisini değiştirmedi... Küçücük şeylerle mutlu oldu... İsteği olmayınca küsüp kırılmadı... Azla yetindi... Kimseyi yargılamadı, aşağılamadı... Ona yaklaşanlar arasında ayırım yapmadı...
Bir yandan sessiz, kapalı bir kutu gibi ama diğer yandan saflığı ve dürüstlüğüyle de açık bir kitap gibiydi...
İçinde hiçbir kötülük ve art düşünce yoktu...Cherie'den öğreneceğim, örnek alacağım çok şey vardı...Bütün insanlığın bu sevecen, sımsıcacık dostlardan öğreneceği çok şey var. Onları yalnızca izlemek bile ilişkilerimiz ve mutluluğumuz için önemli dersler içerir. Çıkarsız dostlukların, sade arkadaşlıkların, mutlu, uyumlu, huzurlu beraberliklerin gitgide azaldığı, insanların birbirleri ve çevreleriyle barışçı, saygılı ve sevgi dolu ilişkilerinin yitirildiği bu devirde, hayvan dostlarımız bize yol gösterici olabilirler..devamı aşağıda
Cherie'nin iç sezgileriyle yoğurulmuş, fazla sorgulamayan bir bakış açısı ve sade bir yaşamı vardı. Kendini ya da başkasını etkilemek için özel bir çabası yoktu. Yaratılmış olmanın güzelliği ona yeter, eşsiz olduğunu bilirdi. İnsanların iyilik ve sevgi dolu olduklarına inanır, sevmek ve vermekle ilgilenirdi. Kimsenin öfkesine öfkeyle katılmaz, sabır ve sevgiyle yatışmasını beklerdi.
Kin diye bir sorunu yoktu. Kendisi kusurlu olduğu zamanlarda bile sevgiyle yanaşır ve sessizce özür dilerdi. Kıskançlık ve özenme nedir bilmez, nisbet ya da gösteriş yapmaz, kendini başka köpeklerle karşılaştırmaz, yarışa girmez ve kendine olan güvenini hiç kaybetmezdi.Evrendeki birlik ve bütünlüğün farkında, herşeyin ne kadar birbiriyle bağımlı, tek gerçeğin de sevgi olduğunu yaşamıyla göstermek isterdi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder