Mars'ta Marduk piramitleri var
Rus bilimadamı Sitchin'den SABAH'a özel: Marduklular Dünya'ya gelirken Mars'ı üs olarak kullanıyor.
'NASA, Mars'ta piramit izleri buldu'
12. Gezegen Marduk'un yazarı Zecharia Sitchin, 'Marduklular binlerce yıl önce Mars'ı üs olarak kullandı' diyor ve ekliyor: 'Nitekim NASA da Mars'ta piramit izlerine rastladı'.
Kitaplarıyla, Dünyaya, Marduk gezegenini tanıtan Zecharia Sitchin'in en çarpıcı iddalarından biri de, binlerce yıl evvel dünyayı ziyaret eden Marduklular'ın, Mars gezegenini bir istasyon olarak kullandıkları yönünde. Dünyayı bekleyen tehlikeler hakkında yönelttiğimiz sorulara ilginç cevaplar verdi.
* Biz yaşarken bu felaket yaşanacak mı?
Birçok şey olabilir ve olacak da... Çünkü eski uygarlıkların kaynaklarına göre ve İncil'deki kehanetlere göre gezegeninin geri dönüşü ile o gezegende yaşayanların dünya ile kendi gezegenleri arasındaki yolculukları ayrı noktalar. Sümerler bu astronotları "Nibiru Anunnaki astronotları" olarak adlandırdılar ki bu da cennetten dünyaya gelenler olarak çevrilir. Babiller ise onlara yüce olan anlamına gelen "ILU" adını verdiler. Bu gezegenden gelen astronotlar her 3600 senede, bir kereden fazla kere kendi gezegenleri ve dünya arasında yolculuk yaparlardı, çünkü Mars'ı bir istasyon ya da transfer üssü olarak kullanırlardı.
* Marduklular'ın Mars'ı üs olarak kullandıklarının bir kanıtı var mı?
Mars'ı ve oradaki durumu gösteren eski yazıtların yanı sıra, Rusya'nın St. Petersburg kentindeki Hermitage müzesi silindir şeklinde bir mühür sergiliyor. Bu mührün üzerinde Mars'tan bir astronotun dünyadaki bir astronota tebrik mesajı gönderdiği ve aralarında bir uzay aracı olduğu gösteriliyor. Mars geçmişte ırmaklarıyla, denizleriyle ve atmosferiyle yaşayan bir gezegen olarak bulunmuştu ve şimdi de hala çeşitli bölgelerinde su var. Hatta NASA'nın kendi uzay mekiği 1970'li yıllarda Mars yüzeyinde bina kalıntılarını ve piramitleri fotoğrafladı. Yani orada birileri vardı ve bunu dünyadaki eski uygarlıklar biliyordu. Ben Zodyak'ın balık burcu çağı sona ermeden onların geri geleceğine inanıyorum.
Bundan 24 yil önce Viking 1 uzay aracinin çektigi Mars fotograflarinda, gezegen yüzeyinde bir "insan yüzü"nü andiran tümsek görülmüs, az ilerisinde de Misir piramitlerini çagristiran ve yari yariya kumlar altina gömülmüs olusumlar dikkati çekmisti. NASA yetkilileri bunlarin "isik oyununa bagli algi hatasi" oldugunu ileri sürmüs ve "Mars'ta degil piramit ya da Sfenks, en ilkel halinde bile yasam izi yok" demislerdi. Ama 1996 yilinda, Antarktika'daki çok eski bir Mars meteoritinin üzerinde yapilan incelemelerde bakteri fosillerine rastlanmasi, bu gezegende yüz milyonlarca yil önce yasam olduguna dair reddedilmesi güç veriler koyuyordu ortaya.
Graham Hancock ve onunla ayni kulvarda yürüyen esoterik yazarlar, Mars gezegeni ile dünyanin geçmisi arasinda siki bir bag bulundugunu, ancak buna iliskin izlerin neredeyse bütünüyle silinmis olmasi nedeniyle giz perdesinin aralanamadigini yaziyorlardi yillardir. Hancock'in "Mars Gizemi" adli best-seller yapiti, su Cydonia bölgesindeki "insan yüzü" ile Misir'in Sfenks'i arasindaki sasirtici bagintilara dikkat çekiyordu.
Nostradamus'un dizeleri degil belki ama, i.ö 1200 yillarina dek dayanan eski yazitlardaki ilginç iddia ve kehanetler, belli bir tarihte ortaya çikacak "olaganüstü kosullar"dan söz ediyorlardi israrla. Bunlar arasinda büyük dinlerin kutsal kitaplari da vardi. Sözü edilen dönemin yildiz döngülerine göre tarihlenmesiyse, asagi yukari içinde bulundugumuz yillara, yani 2000 - 2004 arasina rastliyordu. Acaba, birkaç bin yilda bir yasanan olagandisi bir seyler mi vardi ufukta ve biz bilgilendirilmiyorduk?
Zecharia Sitchin'in "Dünya Günceleri" dizisindeki 8 kitapta çerçevesi çizilen teorisine göre binlerce yil önce dünyaya inip Eski sümer uygarligini kuran Nibiru gezegeninin güçlü sakinleri, gezegenlerinin yörüngesi yaklastikça dünyaya iniyorlardi ve bir hesaba göre en son i.ö 1600 dolaylarinda dünyadan ayrilmislar, 3600 yillik yörünge sürecinin tamamlanacagi 2000 yilinda döneceklerini söylemislerdi. ABD, NASA ve çok küçük bir azinlik bunu biliyor ve herkesten gizliyor muydu?
Agustos ayinin ortalarinda, NASA'nin Cassini adli uzay araci, dünya yörüngesinden aldigi hizla Satürn'e dogru yola çikti. Resmi açiklamaya göre Cassini Satürn'ün uydularini, atmosferini ve su ünlü "halkalari"ni inceleyecek. Ancak uzay aracinin 30 kilo plutonyumla yüklü olmasi bilim çevrelerinde saskinlik yaratti: Bu, müthis bir nükleer gücün uzaya dogru yola çikarilmasi demekti. Yüzyilin son günes tutulmasiyla gözü boyanan medyanin dikkatinden kaçti ama ayni günlerde dünyanin degisik ülkelerinden bilim adamlari "Cassini'yi durdurun" sloganiyla protesto gösterileri yaptilar.söyle soruyorlardi: "Uzayda birilerini mi bekliyorsunuz? Niçin bu denli etkili bir nükleer maddeyi uzay aracina yüklediniz?" Ayni günlerde ayni soru, ABD Savunma Bakanligi'na da yöneltiliyordu, çünkü ünlü "Yildiz Savaslari" projesine yeniden start verilmis, üstelik bütçesi çok daha yükseltilmisti. "Bu ilginç silahlari uzaya yerlestirerek kiminle savasmaya hazirlaniyorsunuz?" diye soruyordu bilim adamlari, "Beklediginiz birileri varsa, bunu biz de bilelim!"
Dünya tarihinin oldukça kritik ve siradisi bir dönemine giriyoruz. Bu arada, teknolojinin çok daha geri oldugu dönemlerde bile insansiz uzay araçlarini basariyla yöneten NASA, son üç ay içinde iki gelismis aracini art arda Mars dolaylarinda yitirdi. Hiçbir açiklama yok, sorulara verilen ele tutulur yanitlar yok. Bu araçlara ne oldu? Hiç kimse bilmiyor. Ancak, eger Mayis ayi dolaylarinda Mars yakinlarindan geçip Satürn'e dogru yola devam edecek olan, plutonyum yüklü Cassini'nin de basina bir sey gelirse, isler iyice ilginçlesecege benziyor.
Kaynak :Internet sayfalari.
Saygilarla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder