Çarşamba, Şubat 28, 2007
Pazar, Şubat 25, 2007
PAZARIN SOHBETI..

Bütün bir hafta Küresel Isinma dan bahs ettik yazdik,cizdik.Esasinda attigimiz basliklar da da bir yerde yanlis yapiyoruz.Basligi okudukca aklimiza cok sicak günler geliyor.Her ne kadar dogruluk göstersede bazi yerlerde beklenmedik soguk günler yasanacak bu yasanan kislarin disinda da olabilecek.Onun icin basliklari kullanirken Iklim degisikligi yasanacak demek daha da dogru olacak.Peki bizler bu felaketleri önliyebilmege hazirmiyiz.Esasinda bunu anlamak cok kolay.24 saat elektrik enerjisin den feragat edelim.Tabii bunun icine akü ve pillerimizi de katalim.O gececek 24 saat icinde tahmin ediyorum ki zaman zaman ne kadar aciz kalacagimizi görebiliriz.Bu durum yanliz Iklim degisikliginin getirecegi felaketler karsisinda karsi karsiya kalabilecegimiz unsurlardan bir tanesidir.
Bu gün hala bazi ülkeler, önlemlere karsi antlasmalarin altina imza atma da inat etmektedir.Gündem biz de o kadar hizli degisiyor ki bazi önemli konular gündem disi kaliyor.Bunlardan bir tanesi de Deprem konusu.Istanbul Belediyesinin son aylar icinde verdigi raporlar da su kadar binanin taramadan gectigi ve calismalarin devam ettiginden bahs ederken.Sehrin göbeginde Bina cöküyor akabinde bir kac binaninda
bosaltilmasi yönüne gidiliyor.Bir yerde büyük bir insaatin harfiyati yapilirken diger tarafta bir sokak kaymiya basliyor.Belki oturdugumuz ev saglam olabilir.Fakat o sokakdan gecmiyecegimizi kimse garanti edemez.Son büyük Deprem de gördügümüz veya bilmek istemedigimiz en önemli konum da Kamu dairelerinin ne kadar dayanikli oldugudur.Her ne kadar icimizi kapatan haberleri okusak görsek de yasam devam ediyor.Önümüzde ki günlerde gelen baharla doganin bize verdigi güzellikler karsisinda her seyi unutacagiz.Kalin saglicakla.Hayirli pazarlar.
Cumartesi, Şubat 24, 2007
MAGAZIN..

* * *
Yanliz bizdemi olacak :
* * *

15.nci yüz yillarda Cami mimarlarinin matamatik'de Batidan 500 sene önde olduklari Fizikciler tarafindan itiraf edildi.Bu gizemin altinda yatan sirri cözmeye calisiyorlar.
Geometrik calismalarda bulunan matematikciler 500 senelik desenler üzerindeki geometrik cizimlerini incelerken bunalim icine girmislerdir.Dogu dan cikan bu yolculuk Batinin anlam kargasasi icinde kalmasiyla tekrar doguya dogru yol almistir.
Saygilarla.
HAYDI GENCLER...

Yazilarinizi bekliyoruz.
Saygilarla.
Cuma, Şubat 23, 2007
MIZAH GIBI...

Neden mi ?
- Buyrun :
Yorgun argın işten eve geliyorsunuz.Kapıyı açtığınız an şoktasınız.İkramiye size vurmuş.Hırsız sizi soymuş..
- Şok,
- Sonra öğreniyorsunuz hırsız kapınızı açmamış.
- Burada biraz tebessüm.Kapıyı açan çilingir Polis nezaretinde.
- Şimdi şaşırıyorsunuz.Sizin ziyaretçiniz Haciz Memuru.
- Daha da şaşırıyorsunuz.Nedenmi ? Çünkü sizin hiç bir yere borcunuz yok.
- Araya biraz zaman koyalım "araştırma süresi"
- Çözüm Meğer Haciz memuru kapı numarasını şaşırmış.
- İnsanlık halı olur böyle şeyler.Peki mizah nerde? Bir başkasının böyle yanlışlığına mı gülelim.
- Aşkolsun size biraz olsun beni tanıyorsunuz..
- Ben gülmekten yazamıyorum.Niyemi kadın giden eşyalarını alamıyorda ondan.Alabilmesi için
Mahkemenin neticelenmesi ve bir karara bağlanması lazım...
Şimdi bana hak verdinizmi neden torunlarıma o kitapları okuyamadığımı.Gülmezler,gülemezler artık onlar birebir her gün yaşıyorlar.
Saygılarla.
Perşembe, Şubat 22, 2007
SADECE BAKIYORUZ..

Saygılarla.
Çarşamba, Şubat 21, 2007
BIR TASMI ATTIK !...

Salı, Şubat 20, 2007
KADIN OLMAK...

B..k adam kime derler ?
Dün haberlerde bir suclunun tutuklu olarak davasinin devamina karar veren bir Hanim Hakimimiz suclunun kardesi tarafindan Mahkeme icinde evrile cevrile Hastanelik olana kadar dövülmüs, hastaneye kaldirilimis.Yakalan sucluya "niye dövdünüz" sorusuna.Gitsin evinde cocuk baksin diyen sucluya denir.Cünkü onu anne doguracagi yerde,tuvalette si...mistir.
Baska kimlere denir ???
Oranin bir adalet dagitilan yer oldugunu bilmiyen,orayi bu duruma gelmesine sebep olanlara,
orayi koruyamiyanlara daha saymaya kalkmiyalim is cok daha vahim noktalara kadar gider.
Bu b.k adamin davasini görecek savcinin hakimin belkide barodan verilecek savunma avukatinin bir kadin olmasini isterim.Isterim ki o b.k adam kafasini o cukurdan cikarip etrafini görebilsin.
Netice de bir erkek savci,bir erkek Hakim barodan verilecek savunma erkek avukat.Erkekce savunacak bir karar verilecek Adalet de Erkekce yerini bulacaktir.
Belki bana kizacaksiniz. Bana bu sekilde yazmaya sürükliyen bir kadindi.O da rahmetli Annem.
Saygilarla.
Pazartesi, Şubat 19, 2007
DAMDAKI KEMANCI...
* Türkiye’nin en kapsamlı çocuk pornografisi operasyonlarından olan "Sanal Tuzak 1"de tek tutuklu kalmadı. Aralarında 2 yaşındaki bir bebeğin de bulunduğu onlarca çocuğun porno görüntülerini çektikten sonra, değişik ülkelere sattıkları belirlenen 5 sanık hakkında savcı, 90 yıla kadar hapis cezası istedi; ancak sanıklar 6 ay sonra serbest bırakıldı.
* Caresi varmi ?
- Neden olmasin.Artik Buna bir ders vermenin zamani geldide geciyor.Bir kac kisinin ölümüne neden olmadan...
- Bir Hafta sonu Milletce Maclara gitmeyi boykot edelim.
- Televizyonlarda ki spor yayinlarini bir günlügüne karartalim.
- Spor sayfasi olan Gazeteleri bir günlügüne boykot edelim...
-Bakalim o zamanda bu sekilde yayin terör beyanat verebileceklermi.
Yok biz hayatimizdan memnunuz derseniz.O zaman hic sikayet edip de lak lak etmiyelim.
Saygilarla.
Pazar, Şubat 18, 2007
ANI DEFTERINDEN IV..

BEYNIMIZ IV..
ERDIL
Dört kisimlik bir bölümde sizlere biraz olsun ilkel olarak Beyni tanitmaya calistim.
Bunu yapmamin bir nedeni ise okul cagina baslamis cocuklarimiz da.Anne veya babalari
Bilgisayarlarina oturduklari zaman onlarla bu dökü filmi paylasabilmeleri icindi.Sizlerle gene bir baska belgesel filimde görüsmek üzere.
Bu filmi hazirlarken internet sayfalarinda ve tv kanallarindaki belgeselleri hazirliyanlara tesekkür ederim.
Saygilarla.
Cumartesi, Şubat 17, 2007
ANI DEFTERINDEN III.

-Peki hocam bu anlattiklariniz ile mücadele sansimiz varmi ?
- Tabii olmazmi yavrularim.Ama ilk önce tehlikeleri tanimaniz lazim diyordu.O sirin insan.
-Tipki para denen kagit parcasi gibidir.Onun degeri ancak karsiligi oldugu zaman belli olur.
yoksa eger, onu tasimakla hamallik yapmaktan ileri gecemezsiniz.Ben öyle ülkeler tanirim ki bir ekmek almak icin bir el arabasi kagit tasimislardir..
- Atalarimizin bir sözü vardir Tas oldugu yerde agardir diye.Yer ve mekaninizi dogru secmis iseniz diye bu sözü tamamliyabilirsiniz.
- Her problemin karsiligin da bir cözüm yolu vardir.Eger o yoksa adi bilmece olur.
- Ister inanciniz cercevesi icinde olun isterseniz size verilen nimetlere saygi icinde olun.Hic bir zaman kötü aliskanliklara kapilarak en büyük olan melikelerinizden kendinizi mahrum etmeyin.Egitim dedigimiz unsur tabii ki yasaminiz da büyük bir rehber olacaktir.Mühim olan sey onu uygulamak.Gelistirmek ve hersey den önce olgunlastirmaktir. Yoksa bu siralarda gecirdiginiz zamanlari yasaminizda ki eksi hanesine yazabilirsiniz.
- Sistem o kadar mükemmel kurulmustur ki onu göz önüne alarak yasaminiza uygulamaya bakin.Bir birey aile kurar aileler toplumu yaratir o toplum kültür ve birlikleri ile Uluslari yaratir.
Bu halkalari yipratacak cok seyler zaman icersinde karsimiza cikabilir.Inac,kültür,ve beraber yasadigimiz topluluga saygi ve deger bu halkalarin en büyük kalkanlaridir.Yasam bir matamatik gibidir onu anliyabilmek icin kurallarini cok iyi anliyabilmemiz lazimdir.Anlatabilmek icin felsefe,edebiyat olarak sürdürebiliriz.
-Tabii biz konumuzun disina cikmadan.Karsilasicagimiz tehlikelerde kalmaya bakalim.
- Toplumda en tehlikeli olan seylerden bir taneside.Insanlarinin zaaflarini ön tarafa sistemli olarak cikarilmasidir.Bunlarin en önemlisi aile bireylerinin daha oturmadan parcalanmasidir.Bu gün kanun yapicilarimizin bile birer bizler gibi birey olduklarini unutmamak lazimdir.Tibki onlarinda zayif ve cikarci yönleri olacaktir.Insan yapisinda diger birey üzerinde üstünlük zaafi vardir.Bu zaaf kontrol icinde kaldigi müddetce yaratici olma yolundadir.Kontrol disina ciktigi zaman yikici olabilmektedir.Bu kontrolü verilen haklar icinde iyi kullanmak zorundayiz.Tipki yetistirdigimiz cocuklarimizi kendi kültürümüzün icerikligi ve zamanin getirdigi yenilikler icinde yetistirmeye calisalim.O zaman kontrol sistemi cok daha hizli calisabilir.
- Bu gün bir cok ülkeler idare sistemin de Diktatörlere ihtiyac duymuslardir.Baslangic da bu kuvveti cikarlar karsisinda menfattleri olan kisiler tarafindan desteklenir.Bu bir noktadan sonra
biter ve onun gidisi ile bir kaos ortaya cikar.Cünki bu yapay sistem hic bir zaman halka bir sey vermemistir.Halkin benimsemedigi bir sistem hic bir zaman kalici degildir.Yanliz gecicidir.Bu gün bireylerin en dikkat edecegi tek nokta kültür ve inaclari icine hic bir zaman yabanci aliskanliklari sokmadigi taktirde sistemine sahip cikar ve yürütebilir.
- Cocuklarim diyordu o sevimli hocamiz.Yeniliklere zamanin önümüze sermis oldugu imkanlara hayir demeyin yanliz bu yenilikler ve özentilerin de hic bir zaman bizlerin ahlak ve inanclarimizin önüne gecmesinide müsade etmeyin.Kendinle bagisikli olan kisi aile bireylerine de saygili ve sevgili olur.O mükemmel kücücük topluluk ise bir ulusu yaratir.Bu sistemin düzenini yürütübilecek hangi siyasi güc gelirse gelsin sevilir saygi görür.Veya arkasina bile bakamadan gider.Cocuklar hadi yarin sohbetimize devam edelim.dedi o sevimli insan
Saygilarla.
Cuma, Şubat 16, 2007
ANI DERTERINDEN II..

BEYNIMIZ II..
ERDIL
Yarin bir baska bölümde görüsmek üzere.
Saygilarimla.
Perşembe, Şubat 15, 2007
ANI DEFTERINDEN... I

BEYNIMIZ I
Saygilarimla.
Çarşamba, Şubat 14, 2007
ISINIYORUZ...IV
Her sey gibi bir kac gün sonra belki bunu da unutup .Bir kenera kaldirdirip, tozlu yasam dosyalarinin arasina birakacagiz.
ERDIL
Ne yazik ki o Dosyalar o kadar cok birikmeye basladi ki
Saygilarla.
Salı, Şubat 13, 2007
ISINIYORUZ.. III
ERDIL
Insan düsündükce böyle güzelliklerin bir gün yok olmasi.Bizden cok belki cok sonraki nesiller aynen bizlerin Dinasorlar dan bahs ettigimiz gibi onlarda bu yasamdan bahs etmesi/edememesi.
Saygilarimla.
Pazartesi, Şubat 12, 2007
ISINIYORUZ II.
ERDIL
Bu gün de sizlere Buzullarin erime tehlikesi ile kaybolacak olan bir nesli daha görsel olarak tanitmaya calisacagim.
Saygilarla.
Pazar, Şubat 11, 2007
PAZARIN SOHBETI..
ERDIL
Sene 2000 li yılları sırtına yüklediği zamanlardı.Baharın İstanbul'u kucakladığı bir günde Kadıköy tarafında dolaşıyordum.Yeni bir alışveriş merkezi açılmıştı.Hakikaten çok görkemli görünüyordu bir kösesine yapay doğa yı temsil eden bir kısım ilgimi çekti.Bu arada yanıma iki genç geldi gayet kibarca ellerinde ki bir formu uzatarak eğer zamanınız varsa bu formu doldurup dolduramıyacağımı sordular.Çok ilgi çekici bir form idi.Kafeteryanın masasına ilişerek formu doldurmaya başladim.Bir tek soruda takıldım.Söyle yazıyordu: hayatınızda kaç ağaç veya fidan diktiniz.Ne yazabilirdim ? Sordum, acaba soruyu yanlışmı algılamıştım.Hayır soru doğru sorulmuştu.Birazda sıkılırak " içersinde " senelik asgari yazı ile ellibin yazdım.Tabii bu rakkam bazen iki katına ulaşıbiliyordu.Formun altını imzaladıktan sonra gençlere uzattım.Büyük bir ciddiyetle yazdıklarımı gözden geçirdiler, sonra kibarca teşekkür ederek yanımdan ayrıldılar.Bense yapay kuş sesleri arasında kahvemi yudumlamaya devam ediyordum.Aradan 10-15 dakika geçmiştiki şık giyimli bir hanım efendi geldi.Özür diliyerek biraz evvel doldurmuş olduğum formu bana göstererek.Beyfendi burada ki maddeyi biraz açıklarmısınız diye sordu.Tabii onlar için bir istatislik idi.Yazılanların biraz doğruluk taşıması büyük bir önem taşıyordu.Bende bunu kendilerine Mesleki olarak yaptığımı hatta verilen rakkamların iki katı olduğunu ve bunu 30 senedir icra ettiğimi söyledim.Bu tabii 3 milyon kadar bir rakkama ulaşıyordu.Bense bunu 50 bin le sınırlamıştım.Benim Tema ile karşılaştığım ilk anımdı.Bir davet üzerine hoş bir sohbet içersinde bulundum.Bu sohbette tv'lerde yüzünü gördügünüz Babacan kıymetli bir zatla uzun uzun sohbet ettik.Ben kendisine yapmış olduğum ekeoloji bölümlerini anlatırken.O da bana bu günlerde beklenen felaketlerden bahs ediyordu.Bana son olarak Türkiye hakkın da ki fikrimi sordu.Verdiğim cevap üzerine ayağa kalktı iki eli ile ellerimi avucuna alarak gözlerimin içine uzun uzun baktı.Ondan sonra bir daha karşı karşıya gelememiştik.Merak ettiniz sanırım vermiş olduğum cevaba.Sınırlar ve Titil ler yanlız insanlar için geçerlidir.Doğada veya hayvanlar aleminde sınır yoktur.Onlar hür ve birbirlerine dayanışma ile yaşarlar.Ne yazıkki Milyonlarca senelerin geçmesine rağmen, bizlere her şeylerini verdikleri halde bunu öğretemediler.Bu değerin karşılığını, yok etme tehdidi ile cevaplandırdık.Aşağıda son olarak rapordan bir kaç alıntı ile anıma son vermek istiyorum.Kalın sağlıcakla zamanın yettiği kadar bu güzel günleri dolu dolu yaşamaya bakın.Bakın ki ilerde anlatacağınız anılarınız olsun.Çocuklarınıza,torunlarınıza çoğunu onlar göremiyecekler.Suçlu aramaya kalktığımız zaman onu ağaçlara fidanlara havaya suya,o dünya içersinden insan dan başka yaşıyan canlılara sorun.Onlar bizleri hala sevdikleri halde biz onları sevip öğrenemedik.Belki bu yazıyı suçluluk içersinde, ezilen bir fert olarak yazıyorum. Ben suçluyum itiraf ediyorum.Sizler için bir fikir yürütemem o içinizde yaşıyan bir varlıktır.
Saygılarla.
Küresel ısınma raporu korkutucu
Küresel ısınma artık bir komplo teorisi olmaktan çıktı, insanoğlunu tehdit eden ciddi bir tehlike olarak karşımızda duruyor. Bu tehlike artık insanoğlunu somut olarak tehdit etmeye başladı. Tüm dünya iklim değişikliklerinin yarattığı felaketlerle boğuşuyor.
SYK Türk Meteoroloji Mühendisi yetkilileri küresel ısınmanın ilk belirtilerini yaşamaya başladığımıza dikkat çekerek, önümüzdeki yıllardan itibaren artık insanların aşırı sıcak geçen bir günün ardından gelen, aşırı yağışlı hava ve sellere hazır olmaları gerektiğini, önümüzdeki beş yıllık bir dönemde küresel ısınmanın etkilerini daha çok hissetmeye başlayacağımızı belirtiyorlar. Küresel ısınma ile birlikte önümüzdeki 50 yıllık bir dönemde Türkiye'yi daha kurak, daha sıcak, ani yağışların ve sellerin meydana geleceği bir iklimin beklediğini de ekliyorlar.
Küresel ısınmanın meydana getirdiği doğal afetler, sadece can kaybı değil, küresel ekonomiye de öngörülemeyen etkilerde bulunuyor. Britanya Sigortacılar Derneği (ABI) iklim değişiminin sigorta endüstrisi üzerindeki etkileri hakkında bir rapor yayımladı. Raporun sonuç noktası, iklim değişiminin etkilerinin şu anda bile hissediliyor olduğu ve toplumun giderek artan sıcaklık, fırtına ve sel risklerine karşı hazırlıklı olması gerektiğiydi. Doğal afetlerin neden olduğu finansal kayıplar son 40 yıl içinde yedi kat artarken, rapora göre hava felaketleri riski yılda yüzde 2'den yüzde 4'e yükseldi. Bu, küçük bir artış gibi görünebilir, ancak 2050'de Londra'yı vuracak büyük bir kıyı selinde, sadece sigorta tazminat taleplerinde 40 milyar pound fark demektir. ABI raporu, küresel ısınmayı yaz mevsiminin uzaması olarak görüp sevinme eğilimi gösterenlerin keyfini kaçıracak. Bu rapor aynı zamanda sıcaklık stresi, cilt kanseri, gıda zehirlenmesi, sıtma gibi egzotik hastalıklar ve kıtlık anlamına da geliyor.
Terörden Bile Öncelikli
Araştırmada, iklimsel değişikliklerin beklenmeyen çevresel felaketlere neden olabileceği, bu çerçevede küresel ısınmanın doğurduğu sonuçların, terörizmden bile daha öncelikli olarak 21. yüzyılın en önemli güvenlik konusu haline geleceği vurgulanıyor. İklim uzmanlarına göre, küresel ısınma sonucu olarak, geçen 30 yılda artmaya başlayan iklimsel değişiklikler, önümüzdeki yıllarda da hızlı bir artış gösterecek. Deniz seviyesindeki yükselme, buzullardaki erime devam ederken, şiddetli fırtınalar, hortum, sıcak hava dalgaları, sel gibi doğal afetler daha sık hale gelebilecektir.
Sanayi, zararlı ve istenmeyen bir yan ürün olan küresel ısınmaya sebep olmakta, giderek ısınan dünya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve böylece iklim değişiklikleri meydana gelmektedir. Son yıllardaki kasırga, fırtına, tayfun ve hortum gibi felaketler başta Amerika kıtası olmak üzere dünyanın birçok yerinde yıkıcı zarara neden olmuştur. Bunlara ek olarak seller de bazı yerleşim merkezlerinin sular ve çamur altında kalmasına yol açmıştır. Ayrıca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalarının yaptığı büyük tahribatlar da unutulmamıştır. Sonuç olarak, tüm bu afetlerin "büyük şehirlerde" sebep olduğu yıkımlar önemli birer işaret olmuşlardır. 20. yüzyıl için en çok kullanılan tanımlama "felaketler yüzyılı"dır. Gerek depremler, kasırgalar ya da seller gibi doğal afetler, gerek iç savaşlar ve çatışmalar, gerekse de büyük deniz ya da uçak kazaları çok sayıda insanın ölümüne yol açmıştır.
Saygilarla.
Cumartesi, Şubat 10, 2007
LÜTFEN ...

ISINIYORUZ!.. I
Yukardaki seyrettiginiz bu harika, belki bizlerin yaptigi bu Filimlerde ani olarak kalacak Erdil'in Bahcesinde bundan 5 sene evvel yazilmis bir mektubun icerikligini tasiyacak.Sizler icin görsel ve topladigim yazilarla biraz olsun ilerdeki günlerde bizleri bekliyen günleri segilemeye calisacagim.
KÜRESEL ISINMA ?
Son günlerde insanoğlu zamansız hava olayları karşısında şaşkına döndü. Küresel ısınma nedeniyle geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın yarısı aşırı ısınırken, diğer yarısında kar görüldü. İklim açısından en büyük şokuysa Romanya yaşadı. Son bir haftada 22 kişinin aşırı sıcaklar nedeniyle öldüğü ülkede, geçen gün yaşanan dolu fırtınası sonrası, 4 kişi de yıldırım sonucu hayatını kaybetti. Almanya’nın bazı bölgelerinde hava sıcaklığı (–6) dereceye kadar düştü, kar kalınlığı 10 santimetreyi buldu.
Öte yandan hemen güneyde Makedonya’da, aşırı sıcak sebebiyle 15 kişi öldü. Yunanistan, Olimpiyatlar öncesi solunum ve kalp sorunu olanlara evde kalın çağrısı yapıyor. Geçen yıl 15 bin kişinin sıcaklardan öldüğü Fransa da tetikte. Dünyanın diğer ucundaki Çin ise, geçtiğimiz günlerde sağanak yağmurla felç oldu. Son yıllarda kuraklıkla mücadele eden, dünyanın en kalabalık kenti Pekin, iki saat içinde göle döndü, evler çöktü, uçuşlar iptal edildi.
Peru’da aşırı soğuklar Güney Asya’da seller
Peru’da son 30 yılın en soğuk kış mevsimi yaşanırken And Dağları’nda 46 çocuğun donarak öldüğü bildirildi. Peru hükümeti, 158 bin kişinin soğuktan etkilendiğini belirterek bazı bölgelerde olağanüstü durum ilan etti. BM yardım kuruluşları ise bölgeye 745 bin dolar yardım gönderecekler. Yardım kuruluşu yetkilileri bu tür ağır kış koşullarının yaşandığı fakir bölgelere yardım edilmezse durumun daha da kötüleşeceği uyarısında bulunuyorlar. Soğuktan en çok etkilenenler, And Dağları’nda ulaşımı çok zor bölgelerde yaşayan Peru’nun en fakir insanları. Alpaka ve lama yetiştirerek geçimlerini sağlayan bu insanların hayvanları da soğuk yüzünden ölüyor. Dış dünya ile bağlantıları ise şiddetli kar yağışı yüzünden kesildi. Sivil toplum örgütleri bölgeye battaniye, kalın giyecekler ve gıda yardımı ulaştırmaya çalışıyor.
Seller 3 hafta içinde 550’den fazla can aldı
Güney Asya’da son 15 yılın en şiddetli sel felaketi yaşanıyor. Hindistan, Nepal ve Bangladeş’i etkisi altına alan şiddetli muson yağmurları ve seller, son 3 haftada 550’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. Seller ve nehir taşkınları yüzünden milyonlarca kişi evsiz kaldı. Yükselen sular, gıda ve içme suyuna ulaşımı engellediği için bulaşıcı hastalık tehdidi giderek artıyor.
Seller yalnızca Asya’yı değil, Balkanlar’ı da vuruyor. Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısındaki Varna kentinde şiddetli yağmur ve fırtınadan yaşam felç oldu. Elektrik ve haberleşme kesilirken otomobiller yolları basan sulara gömüldü. Bangladeş’te meydana gelen sel felaketinde ölenlerin sayısıysa artmaya devam ediyor. Son olarak 100 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle toplam ölü sayısı 400’e ulaştı. Yetkililer felaketin son zamanlarda yaşananların en büyüğü olduğunu belirtiyorlar. Onbinlerce evi sular altında bırakan sel yüzünden ülkede, boğulma, salgın hastalıklar ve yılan sokmaları sebebiyle hergün birçok insan hayatını kaybediyor.
Ilerdeki günlerde kaldigimiz yerden devam edecegim.Belki okudugunuz zaman sizlere Felekat tellaligi gibi gelecek.Deve kusunu gözümüzün önüne getirelim tehlike aninda kafasini kuma sokup gelen tehlikeyi görmemekle tehlikeninde onu görmiyecegini sanmazmi !..
Ya bizler acaba ne yapiyoruz.
Saygilarla.
Cuma, Şubat 09, 2007
O BENIM ISCIMDI..

SOBELENMISIM...

Perşembe, Şubat 08, 2007
Çarşamba, Şubat 07, 2007
BIZIM COCUKLARIMIZ...
Eger senelerin tecrübeli Gazetecesi de aglarsa!...
Biliyorum o göz yaslari bunca sene verdigin emeklerin mücadelenin hala bir seylerin degismediginin kanisidir.
Unutma sevgili Dost seninle ayni göz yaslarini icine döken milyomlarin var olduguna kefilim.
Saygilarla.
Salı, Şubat 06, 2007
FIKRA GIBI !..

Demekki bu unutkanlik bize veya cocuklarimiza,torunlarimiza dogayi küresel isinma da ki koruma payimiz yönünden büyük faydalari olacaktir.Yanliz bu kadarla kalmiyor diyelim ki 100 bin kisi o gün unutmus.Eh bu elektrikler Merkez den dügmeye basilip kesilmiyor.Yeni personeller alinacak.Issizlik katkisi da cabasi.Hani diyorum ki Tedas zorlaniyor kamunun borclarini tahsil etmekte onu vatandasa paylastirmaya falan filan.Gel bu iside söyle yapalim biraz adaletli olsun sen gene parasini ödemiyen kamunun elektrigini kes.

Hani birisi yolun kenarina cali dikmis.Gelen gecen sürülerden takilan yünleri toplamis kazak yapip zengin olmus gibi .Haydi bree Tedas iyi basarilar.
Saygilarla.
Pazartesi, Şubat 05, 2007
BIRINCI OLMUSUZ !...

Eğitim açısından OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye'nin durumu:
Eğitimli nüfusu istihdam etmede son sırada
Okul süresi açısından sondan üçüncü
15 yaşındakiler OECD'de 5. derece, Türkiye'dekiler ise 1. seviye bilgi ve beceriye sahip.
Türk Eğitim-Sen'in, eğitim alanında Türkiye ile OECD ülkelerini karşılaştırdığı araştırmaya göre, OECD ülkelerinde kızlar erkeklere göre 0.8 yıl daha fazla eğitim görürken, Türkiye'de erkekler kızlara göre 2.1 yıl daha fazla eğitim alıyor.
OECD ülkelerinin yarısında 3-4 yaşlarındaki çocukların yüzde 70'inden fazlası okula (kreş/ana sınıfı) giderken, Türkiye'de bu oran yüzde 2.6.
Türkiye, okul süresi açısından OECD ülkeleri arasında sondan üçüncü sırada bulunuyor.
OECD ülkelerinde 15 yaş grubundakilerin ortalama yüzde 10.6'sı matematikte hipotezler oluşturmayı, uzmanlık bilgilerinden yararlanmayı, kavramlar kullanmayı içeren 5. seviye bilgi becerilerine sahip.
Bu oran Hollanda'da yüzde 18.2, Belçika'da yüzde 17.5, Finlandiya ve Kore'de yüzde 16.7, Japonya'da yüzde 16.1, İsviçre'de yüzde 14.2 iken, Türkiye'de yüzde 3.1.
Türkiye ve Meksika'da 15 yaşındaki öğrenciler en temel 1. seviye bilgi becerilerini kazanabiliyor. Araştırmaya göre, OECD ülkelerinde yüksek öğretimi bitirenlerin oranı ise Türkiye'nin ortalama 3 katı.
EĞİTİMLİ NÜFUSUN İSTİHDAMI
OECD ülkelerinin bir çoğunda istihdam oranları eğitim düzeyi ile birlikte artıyor. Türkiye, eğitimli nüfusu istihdam etmede son sırada.
Eğitimli nüfusunu istihdam etmede en başarılı ülke yüzde 91 ile İsviçre olurken bu ülkeyi yüzde 87 ile İzlanda, yüzde 80 ile Norveç, yüzde 79 ile Danimarka, yüzde 75 ile Japonya ve Hollanda izliyor. Türkiye'de ise bu oran yüzde 54.
İstihdam oranlarındaki cinsiyet farklılığına bakıldığında; OECD ülkelerinde eğitimin tüm kademelerini tamamlamış olanların istihdam oranı erkeklerde yüzde 82, kızlarda yüzde 63. Türkiye'de ise yüksek öğretimi tamamlayanların istihdam oranı erkeklerde yüzde 78, kızlarda yüzde 26.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, araştırmayla ilgili olarak, ortaya çıkan rakamların, Türkiye'nin eğitim alanında büyük bir yapısal dönüşüm geçirmesi gerekliliğine işaret ettiğini kaydetti. Özcan, şu değerlendirmede bulundu:
''Ülkemizin eğitimde kendisini kanıtlayabilmesi ve AB ülkelerinin düzeyine erişebilmesi için eğitim sistemi baştan aşağı yenilenmelidir. Aksi taktirde Türkiye eğitim alanında son sıraları hiçbir ülkeye kaptırmayacaktır ve uluslararası alanda rekabet edemeyecektir.''
Kaynak Star Gazetesi.
Saygilarla.
Pazar, Şubat 04, 2007
Cumartesi, Şubat 03, 2007
ANNEM..
ERDIL
Bedirhan Gökce'nin okudugu bu Azeri siiri bir klip olarak Annelerimize adiyorum. Onlarin kiymetlerini bilelim.Bizler onlarin en büyük hazineleriyiz.Tipki bir gün cocuklarimizin hazinesi olacagimiz gibi.Onlar bizleri her zaman anlamislardi.Zaman gecmeden bizde onlari anliyalim ki.Bu Bayrak yarisini aksatmadan yürütebilelim.Bu günkü kizlarimiz yarinin anneleri olacagi gibi.
Kalin saglicakla.
Saygilarla.