Pazar, Haziran 03, 2007

PAZARIN SOHBETI "Kargalar"









Karga, kargagiller (Corvidae) familyasından Corvus cinsini oluşturan, iri yapılı, düz gagalı, pençeli, tüyleri çoğunlukla siyah, yüksek ve rahatsız edici sesli kuş türlerinin ortak adı. Daha büyük ve genellikle leş yeyici olanlarına kuzgun adı verilir.

Kargalar tuhaf sesleri, siyah renkleri, parlak cisimlere olan düşkünlükleri ile mitolojiye ve sanata sıklıkla konu olmuşlardır. Kimi öykülerde akılsız tasvir edilmelerine rağmen bazı araştırmalar kuzgunun en zeki kuş olabileceğini göstermektedir. Kuzgunların, köpekgillerden kurt vb. hayvanlarla belki de eşit zekaya sahip olduğu düşünülmektedir .

Corvidae ailesine bağlı olan kargalar tüm kuşların en akıllıları olduklarına inanılır ve yüzyıllar boyunca neden bu kadar saygı gördükleri şaşılacak şeydir.

Bir karganın dişi mi erkek mi olduğunu sadece dış görünüşüne bakarak söyleyemeyiz. Dna kan testi cinsiyeti belirler. Kargaların günlük yaşamlarıyla ilgili çalışmalar, özellikle yuvalama dönemi boyunca, cinsiyete dair bir ipucu verebilir ancak bu çoğu kişinin gözlemleyebileceği bir şey değildir. Kargaların siyah olmasının bir sebebi vardır. Bu onların türünün tanınması içindir. Bir karga diğer bir kargayı,gün içinde, uzaktan rahatlıkla tanır çünkü siyah gün içerisinde oldukça rahat görünür. Doğada kargalar 10 yıl yaşarlar bu +/- 2 hatta 3 de olabilir (Dilling, 1988, Ontario Bird Banding Association Newsletter 22:2-3). Bilinen ikinci en yaşlı olan ise 14 yaşında ve 7 aylıktır (Clapp et. al., 1983, Journal of Field Ornithology, 54(2): 123-137). Kargalar neredeyse herşeyi yer. Kargaları bir fast food restoranının, park yerindeki çöplerden kendisine bir ziyafet çekerken bulabilirsiniz. Onlar böcek, kurt, fare, yumuşak meyve, mısır ve diğer lezzetli şeyleri yerler. Yetişkin bir karga her gün 11 ons gıdaya ihtiyaç duyar.Bir çok insan kargaların tarla mahsüllerine zarar verdiğine inanır. Bu her zaman doğru değildir. Kargalar sık sık zararlı böcekleri yer ve bu da çiftçilere fayda sağlar.

Kargalar doğada oldukça sosyallerdir. Kendi türleriyle etkileşim içinde olmak (ya da birbirlerini etkilemek) onlar için çok önemlidir. Erkek kargalar arzu ettikleri dişiye kur yaparlar. Erkek dişiyi elde etmek için tüylerini kabartır, kasıla kasıla yürür, dişinin yakınında uçar. Bir kez çiftleşti mi, bu ömür boyu devam eder. Kargalar yalnızca kendi ailelerini savunmak ve korumakla kalmaz, ayrıca diğer kargaların da yardıma ihtiyaç duymaları ya da tehlike içinde olmaları durumunda yardıma gelirler. Kargalar işbirlikçi hayvanlardır. Her iki ebeveyn karga da yumurtaların üzerine oturur. Ailenin her üyesi yavruların bakımında yardım eder. Yuvalama dönemi gelince genç kuşlar anne babalarına, yuvalama materyalleri bulmaya yardım ederler. Anne karga yuvalama materyallerini rahat ve yumuşak bir yuvaya dönüştürür. Kuluçkadaki yumurtaların sayısı genellikle 4 ile 6’dır.

Baykuş ve şahinler kargaların iki düşmanıdır. Kargalar bir puhu ya da şahinin saldırması durumunda biraraya gelir ve hayvanın etrafına üşüşerek rahatsız ederler.

Kargalar Yeni Zelanda, Antartika ve Güney Amerika haricinde tüm dünyada bulunurlar. Kargaların var oluşu insan gelişimi ile alışıla gelmiştir. Kargalar şu an insan atıklarının kümelendiği alanlarda bulunmakta ve gelişimleri sürdürmektedirler. Çoğunlukla sabahları çöp atıklarını boşaltmaya gelen konteynerların yanında gezerler. Kargalar dünyanın her ülkesinde ve şehirinde bulunmaktadır. Kargaların neden hızlı bir şekilde ürediğini biri soracak ve suçlayacak olsa, bu alt akademedeki insanların suçudur diyebiliriz. Öte yandan, Kuzgunlar bunun sonucu olarak hızla artan insan populasyonundan ayrı yerlere çekilmişlerdir.

Kargalar, özellikle Kuzgunlar ölümün yanında hastalık ve günahın da sembolü olmuşlarıdır. 'Tanrının planının bir kusuru varsa, o kusur bu kuşlar olmalıdır' denir. Shakespeare Macbeth'de der ki; 'Kuzgun sesiyle kötülüğün kapılarını açar' ve Othello'da 'Kuzgun hastalık dolu evin üzerinde dolanır', ikisinde de kuzgun kötülüğün imzasını bağırır.. Heinrich, 'kuzgun günahkarla eş anlamlıdır' der. İncildeki iddialara rağmen Heinrich'e göre 'kuraklık ve kargaşa zamanları boyunca kutsal keşişleri beslemişlerdir'. Kral 17:6 da, Tanrının mesajı: 'Buradan ayrılın ve doğuya dönün. Cherit nehri boyunca saklanın. Orası Ürdün'ün doğusudur. Dereden su içebilirsiniz. Kuzgunlara sizi orada beslemeleri için emir verdim'.

Bununla birlikte eski dünyanın karanlık egemen düşüncelerine karşın Amerika kıtası yerlileri Kuzguna en azından saygıyla yaklaştılar. Karga ve Kuzgunlara dair birçok hikayeleri vardır. Özellikle Alaska'da bir kuzgunu öldürmek en büyük tabudur ki o saldırgana 'hiçbirşey' ama zarar getirir..

Kur'an-ı Kerîm'de, Allah kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini ona göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Çünkü ilk defa bir ölüm oluyor ve Kâbil gömmeyi düşünemiyordu. Yapacağı işi bir kargadan öğrenince) "Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek konusunda, bu karga kadar olamadım' dedi de ettiğine yananlardan oldu" (el-Mâide 5/27-31).
Hz. Peygamber karga eti yiyenin fâsık olduğunu (İbn Mâce, Sayd. 19), Fâsıkların cehennem ehli olduklarını (Ahmed b. Hanbel, III, 428, 444) bildirmiştir.

St.Lawrence Adası'nda arkeolojik kazıları sırasında 45 değişik kuşun kemikleri bulunmuştur. Ama özellikle Kuzgun kemikleri yoktur. Bu 1100 yıllık Eskimo uygarlığının Kuzgunlara gösterdiği saygıyı akla getirir. Kuzgun herzaman yumuşak huylu olmamasına rağmen bazı bölgelerde kuzgunlar evcil bile sayılırlar.

Kuzgunun, Dünyanın orjinal yaratılışında insan için daha az rahat yaşanır bir yere çevirdiğine inanılır. Böylelikle hayat o kadar da 'kolay' olmayacaktır..

İnsanların karmaşa ile kavgasını seyretmek kuzgunlar için bir eğlence kaynağı olmuştur.. Bununla beraber kargaların ve kuzgunların bu oyunbazlık ünü onların espri anlayışları ve oyuncu olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Hikayeler onların çalı çırpı yakalamaca oynayarak, buzlu kayalardan sırtüstü kayarak, kendilerinden daha büyük hayvanların kuyruklarını çekerek ve dalma yaparak kışkırtmak gibi maskaralıklar yaptıklarının sayısız örnekleriyle doludur. Ben birkaç kez bir çift karganın, insanların üzerine dalarak oyun taktiği yaptıklarını ve bizlerin bu çeşitli provakasyonlara olan tepkimizi ölçtüklerine şahit oldum.
Michio Hoshino’nun kitabından : “ Bazen insanlar yardım dilemek için kuzgunu çağırır. Avlanırken kuzguna söylediğimiz şeylerden biri de şudur ‘Tseek'aal, sits'a nohaaltee'ogh,’ bunun anlamı ‘Büyükbaba bana bir bohça bırak’ tır. Yine kitaptan bir kadının iddiası : “insanlar ormanın derinliklerinde özellikle yalnız olduklarında kuzgunu gördükleri zaman onunla konuşuyorlar. Aynı bizim tanrıya dua ettiğimiz gibi onunla konuşuyorlar.”
Kargaların ve Kuzgunların gizemli kuşlar oldukları şüphe götürmezken, günümüzde onlar üzerindeki ilginin sürmesine rağmen bu yaratıklar üzerindeki bilimsel araştırmalar süpriz şekilde az.
Kuzgunların zor bir araştırma konusu olması anlaşılabilir. Onlar zeki, ketum, çok çeşitli ve tırmanmanın zor olduğu dağlık alanlardalar.
Fakat Onlar heryerdeler...
Ancak bariz önyargılara dayanarak çoğu insan onları karizmatik bir araştırma konusu olarak görmüyor. Fakat, bilimadamları kargaların deneysel potansiyelleri kadar gizemlerinide kabullenmeye başlıyorlar. Bu bilimsel topluluktan kargalar ve kuzgunlar ile ilgili daha birçok araştırmalar ve yazılar çıkıyor. Fakat, bu tür çalışmalar bu hayvanların özelliklerine yönelik bilgiler versede sık sık cevaplardan daha çok yeni sorular ortaya çıkıyor.
Henry Miller’ın sözlerini düşünün : “ Neyi bilmek istediğinizin ya da neye dokunduğunuzun hiç önemi yok, gizem denizinde kaybolacaksınız. Görüyorsunuz, burada başlangıç ve bitiş yok istediğiniz kadar geri ya da istediğiniz kadar ileri gidebilirsiniz. Fakat hiç birşey elde edemeyeceksiniz”.
Kargaların ortalama ömrünün uzun olduðunu duydum. Bunu kargalar nasıl başariyor? Eğer bu doğruysa her yerde karga olmaz mıydı?

Doğada vahşi olarak yaşayan kargalar en fazla 13-14 yıl kadar yaşarlar. esaret altındaysa 40 yıldan fazla yaşayabilirler. Ingiltere’den verilen bir kayda göre kargalardan bir tanesi 80 yıl kadar yaşamış. Bilindiği gibi kuşlar esaret altında iyi bakılırlarsa normal yaşamlarında çok daha fazla yaşayabiliyorlar. Doğada koşullar her zaman daha zordur. Yiyecek bulması, barınması ve yırtıcılardan korunması için devamlı dinç olmak durumunda. Zaten direnci azalmaya başladığından ya yiyecek bulmakta zorlanıyor, olumsuz hava koşullarından kolayca etkilenebiliyor. Bunun sonucunda da doğal seleksiyona uğrayıp yerini başka bireylere bırakiyor.
Pazarınız güzel geçsin.
Cogu cinsleri bu gün tükenmekle karşı karşıyadır.Koruma altındadır.
Saygılarla.

4 yorum:

nicomedian dedi ki...

Tesadüfe bakın ki bizim evde de bugün bir karga muhabbetidir gidiyor. Dün akşam bir haberde kargaların insanlarla ilişkisini/kavgasını izledik. Yavru kargaları eline alan itfaiyenin üstüne saldırdı ana-baba karga. Sabah da oğlumu kargalar uyutmamış. Camın önünde bağırıp durmuşlar. Bu gerçekten zeki hayvanların bir de parlak cisimlere meraklı olan akrabaları -saksağan- vardır değil mi?

ERDIL dedi ki...

Calistigim devrelerde Kargagiller hakkinda bir arkadasimin uzun calismalarina sahit olmustum.Cok enteresan bir kus cinsi evet sizin dediginiz gibi parlak cisimlere düskünler.Türkiye de yasiyan pica pica cinsi (bizdeki saksagan cinsi).Acikta bulduklari her parlak esyalari yuvalarina götürmüslerdir.
Sosyal yasamlari bazen insanlari kiskandiracak sekilde.Eslere sadakatleri,birbirleri ile dayinisma yönleri.Onlardan ögrenecegimiz cok sey var.
Saygilarla.

Oya Kayacan dedi ki...

Seviyorum ve komik buluyorum kargaları. Hani o kırıtarak yürümeleri var ya ciddi ciddi. Çok da yakışıklılar ayrıca. Sahi güzeli yok da hepsi yakışıklı bu hayvanların. Unisex...

ERDIL dedi ki...

Oya kardes vallahi dogru dersin.Herseyi bir arada tasiyorlar.Onlar icin söylenen bazi sözleri her halde kiskanclikdan olsa erek.
Sevgilerle.