Cuma, Temmuz 07, 2006

...




İspanyol Meyhanesinde Seni Aradım
Bu akşam Bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde Sonra akvaryumlu meyhanede balıklara sordum seni Canım kıyasıya sarhoş olmak istiyordu Yokluğun bir karanlık gibiydi içimde Ağır ve dayanılmaz İspanyol meyhanesinde Seni içtim toprak kadehlerden yudum yudum önce bir serinlik sardı kanımı İliklerime kadar üşüdüm Sonra bir orman yangınında eridi dudaklarım Ve bütün sokaklarında İstanbul'un Gece sabahlara dek seni aradım Ne yana baksam karanlıktı Oysa güzel kadınlar vardı masamda Kendinden emin kadınlar İnce uzun parmaklı, beyaz kadınlar vardı. Şarap bir yerde o kadınlar gibiydi İçtikçe başım dönüyordu Şimdi bütün meyhanelerde kadehler Senin için uzanır yıldızlara Bir gitar alaca karanlıkta ilk seranadı Senin için yapar Madrid'te Madrid'te şarap renkli horozlar ötüyordu Seni görür gibi oluyordum Boğazıma bir şeyler düğümleniyordu Üşüyordum, yorgundum üstelik Soğuktu İspanyol Meyhanesi, loştu. Ve şimdi bütün meyhanelerinde İstanbul'un Sevenler sarhoştu. İstanbul meyhanesinde Ne şömine vardı, ne beyaz halılar Ama içtiğim her kadehe kokun sinmişti Başım dönüyordu İstanbul'u yıkmak geliyordu içimden İstanbul meyhanesi şarap şarap kokuyordu Ben gayesizliğin böyle korkunç olduğunu Bilmezdim... Meyhaneye düşmeden önce Bir garson halime bakıp Anladı yıkılmış olduğumu Canım yeşil şarap istedi-sordum; 'Yok' dediler Sonra gözlerin aklıma geldi Oturup ağladım İspanyol meyhanesinde kadehlerde seni yaşadım En güzeli seni sevmekmiş meğer Ölesiye, delice, korkunç Fırınlarda seni aramakmış ekmek diye Seni beklemekmiş en iyisi Ölümü bekleyen hastalara inat Eski bir meyhane şarkısı vardı Bir türlü anımsayamadım Sonra gözlerini düşünüp Kadehlerde yeşil yeşil yandım Biliyorum... Bir gün sende geleceksin İspanyol Meyhanesi'ne Bir gün sen de çılgıncasına sarhoş olacaksın Sevdiğimiz şarkıları söyliyeceksin sabahlara dek Yeşilköy'de bir güneş doğacak Şarapsı gecelerimizden Ama yanımda kadınlar varmış Ama inceymiş, ama beyazmış, üstelik güzelmiş Sen yoksun ya, ellerini tutmuyorum ya! Şarabı aynı kadehten içmiyorum ya! İspanyol Meyhanesinde seninle ölmek varmış Vız gelir dünya! Yorgunum şimdi, bitkinim Beni unut artık Söyle garsonlara Kırılmış bir kadeh gibi bıraksınlar beni Şimdi ispanyol meyhanesinde bir tahta masada kaldı adım Yere dökülmüş şaraplara güneş doğuyordu, Seni unutmadım! ...

Turhan Oğuzbaş

Hiç yorum yok: