Salı, Kasım 28, 2006

REEKARNASYON... II


Serbest gazeteci Pınar Yılmazerler, reenkarnasyona inananlardan. Önceki hayatında ‘ne’ olduğunu nasıl anladığını da, şöyle anlatıyor:
‘Şarlatan olmayan birinin beni uyutmasını, önceki hayatımda ne olduğumu öğrenmek isteyecek kadar reenkarnasyona inanıyorum. Bu konuyla ilgili çok şey okudum. İnsanların reenkarnasyon öyküleri de bana saçma gelmiyor. Ayrıca bedenler çözülse de ruhun hiçbir şekilde yok olmadığını düşünüyorum. Kanımca ruh yüzyıllar boyu başka insanlara aktarılıyor. Ben de yoğun bir şekilde ilk defa bulunduğum yerlerde ‘Buraya daha önce de gelmiştim’ ya da yaşadığım birşeyi ‘Bu anı daha önce de yaşamıştım’ düşüncesini hissediyorum. Ya da hiç tanımadığım bir insandan durup dururken negatif elektrik aldığımı hissediyorum. Önceki hayatımda da bir hayvan olduğumu düşünüyorum. Çünkü acı çeken bir hayvanı gördüğümde acıyı adeta içimde hissediyorum. Bir de bıçaklanmaktan çok korkuyorum. Bıçaklanmanın yeri bile belli. Kalbimden değil karnımdan. Rüyalar da geçmişte yaşadığımızın bir habercisi. Ayrıca çocuk yaşlarda ortaya çıkan resim yapmak, enstrüman çalmak gibi yetenekler, önceki hayatlardan geliyor. Mozart dört yaşında piyano çalmaya başlamış. Niye sen ya da ben değil de henüz o yaştaki dahi çocuk o oluyor?..’
Reenkarnasyon konusunda arastirma yapan pek çok bilim adami solugu Hatay'da aliyor. Çünkü 'tekrar dogdugunu' iddia eden birçok kisi bu ilde yasiyor. Baska bedenlerde yeniden hayat bulanlar, 'geçmis günleri' anlatiyor...

Psikiyatri, önceki yasamlarinin oldugunu söyleyen insanlara 'dissosiyatif bozukluk' (çogul kisilik) hastaligi tanisi koyuyor. Istanbul Üniversitesi Tip Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dali ögretim üyesi Doç. Dr. Ilhan Yargiç da toplumda bu hastaligin görülme sikliginin sanildigindan çok daha fazla olduguna dikkat çekiyor.
Bu konuda yapilan arastirmaya göre; Türkiye'deki nüfusun binde dördünde çogul kisilik bozuklugu var. Örnegin; Istanbul'un nüfusunu 12 milyon olarak kabul edersek sadece Istanbul'da 48 binden fazla kisi bu durumda.
Bu arada basta Avrupa olmak üzere dünyanin birçok ülkesinde geçmis yasam deneyimleri, ölüm ve hastaliklarinin bir sonraki yasama etkileri üzerine arastirmalar sürüyor.

'Beyin kaydediyor'
Çok yeni bir veri olarak; Ingiliz nörolog Prof. Dr. Wilder Penfield, beynin yasam süresi içinde en küçük resimleri dahi kaydedip ani olarak saklandigini söylüyor. Bu da reenkarnasyon ögretisini güçlendiriyor: "Ölüm aninda beyin ile ruh arasindaki enerji bilgilerle beraber ruhsal frekansa geçer. Ruh bu birikimiyle öte âleme gider."
Ayrica baska ülke, zaman ve kisiliklerde yasadiklarini söyleyen, hatiralarini anlatan, mezarinda eski esyalarini buldugunu iddia eden insanlarin sayisi gün geçtikçe artiyor.

Bu ilin sirri ne?
Hatay ili, öldükten sonra dirilenleri inceleyen yabanci arastirmacilar için önemli bir kaynak. Avustralyali Dr. Yurgen Kail reenkarnasyon arastirmalari için Hatay'a gelip yeniden doganlarin öykülerini topluyor. Son 10 yildir kendini reenkarnasyona adayan yeniden dogus arastirmacisi Cevdet Rende'nin yakinda çikacak olan "Tekrar Doganlar" adli kitabindan Hatay bölümündeki öykülerin bazilarini sunlar:
o Ali Kara: Suriye'de ölüp Türkiye'de dogdugunu söylüyor. Hatay Raskiye köyü, 1972 dogumlu. Bir önceki hayatinda adi Cabir Rismen. Bilal ve Rahibe'nin oglu olarak Cennata köyünde dünyaya gelmis. 1947-1960 yillari arasinda yasamis. Kullandigi traktör devrilince ölmüs.
o Mehmet Aslan: 1987 dogumlu. Bir önceki hayatindaki annesi yeni dogan çocugu Mehmet'i rüyasinda görüyor. Arayip buluyor ve çocugu ailesinden istiyor. Mehmet, bir önceki hayatinda Ata Eryilmaz imis. Ata'nin anne babasi Habib ve Raya Eryilmaz'in iki çocugu var. Ata ve Nebil. Nebil 15 günlük iken ölüyor. Ata ise üniversiteyi kazandigi yil Asi Nehri'nde boguluyor.
o Ipek Kart: Hatay Döver köyünde, Besime adinda bir hamile kadin; öldürülüyor. Kocasi cezaevine konuluyor. Besime ise Inci-Sabri Kart çiftinin kizlari olarak Hatay'da dünyaya geliyor. Ilkokula giden Ipek'in güncesinden okuyoruz:
"Bundan önce de hayatim vardi. Döver köyünde, yeni evli, 8 aylik hamile bir kadindim. Adim da Besime Yayar idi. Esimle dügünümde takilan takilar yüzünden hep kavga ederdik. Altinlarimi bozdurup kamyon almak istiyordu. Beni sürekli dövüyordu. Bir gün yine altinlari istedi karsi çiktim dövdü. Evin damindaydik kocam beni itti, dengemi kaybettim asagiya düsüp öldüm. Ama geri döndüm, simdi adim Ipek Kart ve 12 yasimdayim."

'Beni bu topraklara diger hayat getirdi'
Çocuklugundan beri reenkarnasyona inanan piyanist-besteci Anjelika Akbar anlatiyor: "Inaniyorum çünkü, bu evrene kendimizi ve evrenimizi bilmek için geliyoruz. Bu uzun bir süreç ve bunu tek bir hayat içinde gerçeklestirmek mümkün degil. Milyonlarca yil bir ruh geliyor gidiyor ve tecrübe ediyor. Insan her geçmis hayatindan yari yariya tanidiklarini getiriyor. Örnegin annemiz muhakkak bir önceki hayatinizda sizin iliskide oldugunuz biri olabilir. Hiçbir sey tesadüf degil. Ben de ta hayatin baslangicindan beri varim. Önceki hayatlarimda kim oldugumu söylemeyecegim. Nasil ki simdiki özel hayatini anlatmazsiniz bunun gibi bir sey bu. Küçüklügümden beri birçok seyi yasiyorum onun üzerine hem Rusya hem de Hindistan'da yillarca egitim gördüm. Hepimizin binlerce hayati var. Örnegin ben Türkiye ve Anadolu'yu çok seviyorum. Çünkü bu topraklarda ilk defa yasamiyorum. Hayat beni buraya bir daha getirdi. Burada kaç hayatimdan arkadaslar buldum..."
Bir kac örnekten sonra yarin ki Final yazimizda Dinlerin bu konuya bakislarini ele alacagiz.Tabiiki bu günün yazisina sizde katki da bulanabilirsiniz.Böyle seyler sizinde basiniza geldimi.
Saygilarla

Hiç yorum yok: