Cumartesi, Kasım 25, 2006

ISTANBULDA BIR SEMT SULUKULE



Sulukule 'kentli' olacak

Göçebeliği bırakan Romanlar kentleşme çabasında. Kendilerini tarif ederken, "Neşeliyiz, hoşgörülüyüz" diyorlar.

Roman mahalleleri 'Kentsel Tasarım Projesi'yle elden geçirilecek. Öncelik Sulukule'de. Dışlanmaktan şikâyetçi Romanlar kent hayatına adapte olmak istiyor
Radikal'den Ulas Yildiz'in anlatimiyla Sulukule :)


free image hostingİSTANBUL - Göçebe yaşamı bırakarak yerleşik düzene geçen Romanlar, yine de kendilerini şehrin ve toplumun kıyısında görüyor. Romanlar altyapı eksiklikleri ve eğitimsizlik nedeniyle kentli olma bilincine henüz ulaşamadı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Romanların yaşadığı bölgeleri 'Kentsel Tasarım Projesi' kapsamında 2002 ve 2003 Yatırım Programı'na dahil ederek rehabilitasyon çalışmaları başlattı. Proje için ilk etapta 300 milyar lira ayrıldı.
Yaşadıkları bölgelerde çocuk parkları yapılacak, altyapı olanakları sağlanacak, binalar elden geçirilecek, eğlence kültürüne zarar vermeksizin genel salonlar yapılacak. Proje kapsamında belediye tarafından yapılan araştırmaya göre, 'esmer vatandaşlar', kendilerine 'Çingene' yerine 'Roman' denmesini tercih ediyor.
Eğlence salonları
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Romanların yaşadığı bölgeleri 'Kentsel Tasarım Projeleri' kapsamında rehabilite etmek için 2002 ve 2003 yatırım programına dahil etti. Proje kapsamında ilk olarak Sulukule rehabilite edilecek. Ardından da Romanların yoğun olarak yaşadığı diğer bölgeler...
Proje kapsamında Romanların altyapı olanaklarından daha fazla faydalanmaları sağlanacak. Mahallelerine çocuk parkları yapılıp yeşil alanlar yerleşim alanına indirilecek, binaları elden geçirilecek.
Bunlar yapılırken Romanların eğlence kültürüne zarar verilmeyecek. Romanlara, eğlencelerini sergileyebilecekleri, sinema ve geleneksel oyunların sergilenebileceği genel toplu salonlar tahsis edilecek.
Bu şekilde evlerde düzenlenen gece eğlencelerinin buralara taşınması sağlanacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırmalar Daire Müdürlüğü de aynı proje kapsamında Romanların sosyoekonomik durumlarını, eğitim durum ve sorunlarını, geleceğe dair beklentilerini, arkadaş çevrelerini ortaya koymak için bir araştırma yaptı.
800 kişiyle görüşüldü
Araştırma Romanların yoğun olarak yaşadığı Taşlıtarla, Pazariçi, Çukurçeşme, Sarıgöl, Yenişehir, Kulaksız, Dolapdere, İplikçi, Hacıahmet, Hacıhüsrev, Tophane, Şişhane, Tarlabaşı, Karagümrük, Sulukule, Sultanmahallesi, Kocamustafapaşa, Gültepe, Kuştepe, Cankurtaran, Ahırkapı, Ortaköy tepeleri, Selamsız ve Çayırbaşı'nda gerçekleştirildi. Bu bölgelerde yaşayan 800 kişiyle yüz yüze görüşmeler yapıldı.
Yüzde 30'u: Ayrım yok
Romanların yüzde 56'sı toplumun kendilerine olumsuz yaklaştığını düşünüyor.
Araştırmaya katılan Romanların yüzde 27.9'u toplumun kendilerini aşağıladığını, yüzde 17.7'si dışladığını, yüzde 10.8'i iş bilmez-yapmaz insanlar olarak gördüklerini belirtirken, yüzde 30'u toplumun kendilerine herkese baktığı gibi baktığı görüşünde.
Toplumun kendilerine hoşgörülü davrandığını söyleyenlerin oranı yüzde 15.7.
Üniversite özlemi
Romanların yüzde 57'si kız çocuklarını ilkokul seviyesine kadar okula gönderirken, erkeklerin oranı ise yüzde 52.7. Ortaokul seviyesine kadar okuyan Roman kızlarının oranın yüzde 9, erkeklerin yüzde 12 olduğu araştırma sonuçlarına göre lise mezunu olan kızların oranı yüzde 3, erkekle-rin ise yüzde 5. İmkânları olsa, kızlarını üniversitede okutmak isteyen Romanların oranı yüzde 23 iken bu oran erkeklerde yüzde 24.5 seviyesinde.
Alkol ve sigara bol
Araştırmada ortaya çıkan bir başka dikkat çekici sonuç ise Romanların alkole ve sigaraya olan düşkünlükleri.
Yüzde 85.5'inin sigara, yüzde 37.7'sinin alkol, yüzde 6.6'sının esrar, yüzde 2.2'sinin uyuşturucu madde kullandığını ortaya koyan araştırmaya göre, sigaraya başlama yaşı 12-15. Alkole başlama yaşı ise 15-20 arası olarak belirlendi.
Yere çöp atanı uyarıyorlar
Belediyenin araştırmasında ortaya çıkan diğer sonuçlar ise şöyle:
Üçte biri, yere tükürenleri, yasak yerde sigara içenleri,
şehrin ortak mallarına zarar verenleri; yarısı ise yere çöp
atanları mutlaka uyarıyor.
En önemli özellikleri olarak, neşeli olmalarını, eğlenmeyi sevmelerini, günlük yaşamalarını, hoşgörülü olmalarını, özgürlüklerine düşkün olmalarını sıralıyorlar.
Romanlar için kız ya da erkek çocuk aynı öneme sahip.

Ünlü Romanlar olarak Kibariye, Güllü ve Sibel Can'ı tanıyorlar.

Yüzde 7'si çeşitli vakıf ya da derneklere üye.

Yüzde 81.7'si doğumlarını hastanede yapıyor.

Ailelerde evlilik kararını yüzde 54 oranında ailelerin büyük erkekleri veriyor.

Çocuklarını Roman olmayan biriyle evlendirebileceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 87.

Kendilerine ait özel bir dilleri olduğunu belirtenlerin
oranı yüzde 65.7.

Yüzde 25.3'ü çoğunlukla kavga, hırsızlık, uyuşturucu-tiner
kullanımı nedeniyle olmak üzere karakola gitmiş.

En çok yakalandıkları hastalık grip ve nezle.

En çok beğendikleri işadamı Sakıp Sabancı.

Boş vakitlerini arabesk müzik dinleyerek, televizyonda eğlence programlarını izleyerek ve kahvede oturarak geçiriyorlar.

Hayatlarındaki en önemli sorunları geçim sıkıntısı, işsizlik ve parasızlık olarak görüyorlar.

Hayatlarında vazgeçemeyeceklerini en önemli şeyin aileleri olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 75.4

Yüzde 84.7'si alışveriş sırasında günaydın, iyi günler, iyi akşamlar , nasılsınız gibi sözler söylüyor.

Yüzde 90.5'i İstanbul'u seviyor.
Saygilarla.

4 yorum:

birisinin yeri dedi ki...

Erdil Baba, şimdi ben Sibel Can' a takmış gibi olmayayım ama, kendisi bir televizyon programında yanılmıyorsam, oralardan ve onlardan olmadığını söylemişti.
Anlamıyorum eğer öyleyse neden inkâr ediyor ?
Yok gerçekten öyle değilse millet niye ona öyle söylüyor ?

ERDIL dedi ki...

Efendim zamani gelmis yumurta catlamis sirinmi sirin bir civciv cikmis sapsari söyle bir bakinmis
kirik yumurtayi görünce ne demis !!!!!
Sevgiler cok yogunsun sihhatin her sey yolunda insallah.Önümüzde ki ay EGITIM'in adini ne koyalim biraz fikir verin.

zeyno dedi ki...

Derler ki,romanlar kapı gıcırtısında bile oynarlarmış.Gözlemlerim bunun doğru olduğunu gösteriyor. Neşeli bir topluluk, kızgın, agresif bir topluluktan çok daha iyidir diye düşünüyorum.

birisinin yeri dedi ki...

@ dost : Aman yoğun olduğumdan bahsetme Erdil Baba.

Sonra bu yoğunluğum ve yorgunluğum mevzuu bahis edilerek hangi yazılara ilham kaynağı olabiliyorum bir bak :

http://tahin.blogspot.com/2006/11/yogunluk.html


çok şükür hiç öyle bir niyetim ve amacım olmadı. Evet belki doktorluk olmadım henüz ancak 3 çeşit vitaminim her daim elimin altında.
Eh, numaradanda hastalandım diyecek halim yok. Neyse bu başka konu..
Civciv hikayesi bilinen önemli bir konu tabii :)