Salı, Aralık 19, 2006

BİTKİLER

Uzun bir zamandir Bahcemizin yok olmasi ile Bitkiler dünyasindan uzak kalmistik.Bu gün bir kac bitkinin kendine has özelliklerinden örnekler vermeye calisacagim.

Arum zambağı

Arum zambağı döllenmeye hazır hale gelince keskin kokulu bir amonyak gazı (NH3) yaymaya başlar. Çiçeğin son derece ilginç bir yapısı vardır. Polenlerinin bulunduğu bölüm, beyaz yapraklı yapının içinde dip taraftadır ve dışarıdan görünmez. Bu yüzden sadece koku yaymak böceklerin dikkatini çekmek için yeterli değildir. Polenler döllenmeye hazır olduğunda zambak saldığı kokuyla birlikte çiçeğinin dışta kalan bölümünü de ısıtır. İşte bu yalnızca aydınlık saatlerde ve bir gün içerisinde gerçekleşen ısınma ve koku böcekler için çok çekicidir. Bu ısı ve koku nasıl ortaya çıkıyor sorusunu cevabını bulmaya çalışan bilim adamları bitkinin metabolizmasında gerçekleşen hızlanma sonucunda ortaya özel bir asit çıktığını bulmuşlardır.
Glutanamik asit denen bu maddenin kimyasal yollarla parçalanması sonucunda çiçeğin yaydığı ısı ve koku oluşur. Bu sayede böcekler çiçeğe gelirler. Ne var ki böcekler için bu yeterli değildir çünkü arum zambağının polen tozları dipte kapalı torbacıklarda bulunur. Çiçek buna da hazırlıklıdır. Yağlı olan dış yüzeyi sebebiyle gelen böcekler kayarak aşağı çiçeğin içine düşerler ve bir daha da kaygan duvarlardan yukarı tırmanamazlar.Bulundukları bölümde çiçeğin dişi organlarının ürettiği şekerli bir sıvı vardır. Ayrıca gece olunca polenlerin kapalı olduğu torbacıklar da açılır ve böcekler bunlara bulanırlar.
Böcekler çiçeğin içinde bir gece kalırlar. Sabah olunca çiçeğin üzerinde bulunan dikenler bükülerek böceklerin yukarı tırmanması için merdiven işlevi görürler. Merdivenden tırmanan böcekler, özgürlüklerine kavuşur kavuşmaz görevlerini yerine getirmek için dölleyici polen yükleriyle birlikte başka bir zambağa giderler.

Passiflore çiçeği

İlgi çekici bir güzellikte olan Passiflore çiçeği, yaprakları üzerinde yer alan küçük iğneler sayesinde düşmanı olan tırtıllara karşı koyabilmektedir. Bu iğneler, yumurtadan çıkan tırtılların en ufak bir yer değiştirmesi halinde bedenlerine saplanır. Böylece, passiflore çiçeği, bu tırtıllar henüz doğup ona zarar vermeden önlemini almış olur.

Kardelenler


Çevremizdeki güzellikler bazen oldukça etkileyici biçimlerde belirirler. Kışın kar örtüsünün altında donmuş bir şekilde korunan kardelenler, baharda karların erimesi ile birlikte çiçek açarlar. Karların içinden çıkan bu muazzam güzellik ve renk cümbüşü, Allah'ın yaratışındaki kusursuzluğun ve ihtişamın örneklerinden yalnızca bir tanesidir.


Taş kaktüsü

Resimde görülen bu canlı kayalar gerçekte toprağın altında
gizlenmiş olan bir bitkinin etli yapraklarıdır. Çiçek açmadığı zamanlarda bir kayadan farksız olan taş kaktüs bitkisi aslında gerçek bir kaktüs değildir. Kayaya benzeyen görünüşü onun düşmanlarından çok iyi bir şekilde korunmasını sağlar.

Küstüm otu


Küstüm otunun çok ilginç bir savunma sistemi vardır. Bu bitkinin yapraklarına dokunulduğunda birkaç saniye içinde, sapla birlikte yapraklarının gövdeye doğru yaslandığı görülecektir. Eğer bitkiyi rahatsız eden etki devam ederse bu kez küstüm otu aşağıya doğru ikinci bir hareket yaparak gövdesinin üzerindeki sivri dikenleri ortaya çıkarır. Bu da böcekleri kaçırmak için yeterlidir. Bitkideki bu hareketi gerçekleştiren mekanizma elektrik akımlarıyla başlar. Bu akım aynı insan vücudundaki sinirlerden geçen akım gibidir. Bitkinin reaksiyonları bizde olduğu kadar hızlı değildir. Bununla birlikte bitki özünü taşıyan kanallar aracılığıyla iletilen elektrik sinyalleri 30 santimetrelik mesafeyi bir-iki saniye içinde geçer. Isı ne kadar yüksek olursa, reaksiyon o kadar hızlı olur. Her bir yaprağın dibi (yaprağın sapıyla birleştiği yerde), oldukça şişkindir. Buradaki hücreler sıvıyla doludur. Uyarı buraya ulaştığı zaman, yaprağın dibindeki şişkinliğin alt yarısı aniden suyunu boşaltır ve aynı anda diğer üst yarı, bu suyu kendi bünyesine alır. Ve yaprak aşağıya doğru düşer. Böylece uyarı saplar boyunca ilerlerken, yapraklar domino taşları gibi teker teker, ardı ardına kapanır. Bu şekilde bir savunma hareketinden sonra, bitkinin tekrar hücrelerini doldurup, yapraklarını açabilmesi için 20 dakika gereklidir.

Genlisia

Genlisianın tuzağı, hayvan bağırsağına benzer. Toprak altında dallanmış olan yaprakları, içi boş borular şeklindedir. Topraktan çekilen su bu borularda ilerler. Boruların uçlarındaki yarıklarda, bitkinin içine doğru yönelmiş bir akıntı vardır. Bu akıntı, bitkinin içinde su pompalayan tüycüklerden kaynaklanır. Su içindeki böcekler ve diğer organizmalar, akıntı nedeniyle boruların uçlarındaki yarıklardan içeri doğru sürüklenir. Bu sürüklenme boyunca geçtikleri her yer uçları aşağıya bakan kalın ve sert tüylerle kaplıdır. Tüycükler de birer sübap gibi iş görerek, böceği bitkinin içine doğru iten ikinci bir etki meydana getirirler. Kurban içerilere doğru ilerledikçe bir dizi öldürücü sindirim beziyle karşı karşıya gelir. Sonunda da Genlisianın besini olmaktan kurtulamaz.

Saygilarla.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bir minik soru:
Passiflore ışığa göre yön değiştiriyor mu? Saat çiçeği de diyorlar da...

Küstüm otu bana dua çiçeğini hatırlattı.Dua çiçeği de yapraklarını akşamları gövdeye doğru topluyor. Sanırım ışığa hassas.

ERDIL dedi ki...

Sn Nicomedian cok dogru halk arasinda saat cicegi deniyor.
Bütün bitkiler isiga dogru dönüm yaparlar bunlardan bazilarini bariz olarak görebiliriz.Saat ciceginde bunu görmek biraz zordur.Kapali yerde sigara dumanina karsi cok hassastir.Eger uzun bir zaman bu cicege sahip olmak isterseniz.Topraginin humuslu olmasina ve kuruyan yapraklarini temizlemeye yardimci olmaniz lazim.Birde mümkünse tirmanabilmesi icin yardimci olmalisiniz.Dallari cok hassas oldugu icin yön verirken cok dikkatli olunmasi lazimdir.Sicaga isiga dayaniklidir.Küstüm otu veya dua otu aynidir.Yapraklarinin kapanmasi daha cok kendini Korumasi yönündedir.Daha evvel yazdigim gibi
temizlik nedeniyle ciceklerimizin
yerlerini degistirdigimiz zaman bulundugu yere ve saksimiza ufacik bir isaret koyabilirsek temizlik isimiz bittigi zaman gene ayni durumda yasamlarina devam etmesini saglariz.Her posizyon degisimi foto selelerin en az uzun bir zamana yeni durumuna göre ayarlamsi enerjisinden cok sey kaybetmesine neden olur.Cicekleriniz ile calistiginiz zaman muhakkak ince bir lastik eldiven giymeyi unutmayin gözle göremiyecegimiz kadar ince dikenler tenimize girerek zehirlenmelere veya alerjilere sebep olmaktadir.Isiniz bittigi zaman eldiveni suyun altinda yikayirak uzun bir zaman kullanabilirsiniz.Bir önemli nokta daha evlerimiz cok sentetik maddelerle doludur devamli olarak elektrik yükleniriz.Eger ciceklerimizle temas haline gecmeden bu elektrik yükünü bosaltmamiz lazimdir.Nasilmi bos toprak dolu saksi ile üzarimizde ki elektrik yükünü ellerimizin uclari ile topraga verebiliriz.Bu iki taraf icinde cok rahatlicidir.
Saygilarla.