Cumartesi, Aralık 16, 2006

YILBAŞI ve CAM AĞACI


Din İşleri Yüksek Kurulu: Müslümanlar da yeni yılı kutlamalı. Ancak bu kutlama Christmas‘la karıştırılmasın.
Geçen yazımda Nakarat nedir diye sormuştum.Tabii ki bir cevap alamadım kimse ne olduğunu bilmiyor.
Ben biraz Elmalar la Armutlarımı kücücük beynimle ayırmaya çalışayım.:

Önce biraz Yılbaşı ağacının hikayesine değineyim.Hıristiyan dinine simgilenen bu durum esasında çok eskilere dayanır.İncelemeye bakarsak bir çok kültürlerde görebiliriz.

Yaz kış yapraklarını dökmiyen bu yeşil bitkiler Yaşam kuvveti verdiği için her zaman kutsal olarak kabullenmişlerdi.Bunu Romalılar zamanında Defne dalları ile Anadolu ve İrana kadar uzanan Mithras kültür ve inançlarında Güneşin kış mevsimine dönüşüyle; Güneş Tanrısını süslemekte. Kötü ruhları uzaklaştirdiği için cam dallarını evlerine asmakla kutlanırdı.

Orta çağlarda ise Mayıs aylarında ürünün bereketli olması için bu gün hala devam etmekte olan evlerin çatısı kapanmadan önce cam ağaçları tıpkı Yılbaşı ağacı gibi süslenir.Bu durum kutlamaların bir parçası olmuştur.O zamanlarda Yeni yıla girmeden evvel her hangi bir ağaç Elmalar ile süslenir adına Cennet ağaçi denilirdi.Elmalar günahı simgelerdi.

İlk olarak Yılbaşı ağaçi olarak anılması 1419 Senesinde Fırıncılar birliğinin ağacı şeker ,ceviz meyveler le süşlemeleri ile başlar.Yeni yıla girildiği zaman ağaç sallanarak dökülenler çocuklar tarafından toplanırdı.
120 sene sonra 1539 senesinde Strasburg da bu ilk olarak cam ağacının süslenmesi ile Yılbaşı ağacı adını almıştır.1605 senesinde renkli kağıtlar .1611 'de mumlarla ışıklandirilmiştir.1642-46
senelerin de şekerden bebekler; 1800 senelerin de ağacın altında şarkılar söylenmeye başlamıştır.1830 senesinde camdan ufak toplar.Renkli lamel ler"Gelin teli" süşleri yerini almıştır.O gün insanlar birbirine vereceği hediyeleri ağacın altına koymaktadır."Noel Baba efsanesini de bir başka zaman anlatırım".
Bugün bu birazda ekonomik bir durum almıştır.Cam ağaçları özel olarak bu günler için yetiştirilmekte.Bazende bu ağaçlar aslınla ayırt edilemiyecek şekilde plastik ve kağıttan yapılmaktadır.Şehir meydanlarına konulan ağaçların binlerce ampul ve 80 metreye kadar büyüklükte olduğuda görülmüstür.

Gelelim bu kutlamanın Dini yönüne Dinayetin yukarda anlattığı kısmına.Bu kutlama MŞ.336
Yılında Romalılar zamanında İsa peygamberin doğum yılı olarak kutlanmaya başlanmıştır.bu
tarih Katolik ve Protestanlar için 24.Aralik bunu takip eden iki gündür.Bu Tarihler Dini Bayram olarak tatil edilmişdir.Ortodoks Dünyası için ise bu tarih 6 ve 7 Ocaktir.

Bizlerin ve Bütün Dünyanın kutladığı Yılbaşı ise Milad Takvimini kabul eden ülkelerin 31 Aralik gecesi eski yılım bitmesi ve Yeni yılın başlangıcı olarak kutlanır.O günü takip eden gün ise tatildir.Yanlız bu tatil Dünya da Dini tatil olarak geçmeyip Resmii tatil olarak geçerlidir.

Biraz olsun anlatmaya çalıştım.Ölmez sağ kalırsam seneye Diyanet bir açıklamada bulunur bende arşivden bulup gene yayınlarım.
Galiba bu işlem biraz manasını pek çıkaramadığım kelimeye benziyor
."NAKARAT"
Saygılarla.

6 yorum:

birisinin yeri dedi ki...

Tabii başkaları ne amaçla kutluyor bilemem ama, benim için tek kriter, o gece takvimin bir yıl ileri gitmesidir..
2006+1=2007 yani.
O gece yeni yıl dediğimde, 'e hergece yeni bir yıla girmiyor muyuz zaten' diyenler olabiliyor.
Tamam da niye her gece 2006' dan 2007'ye geçmiyoruz !
Hikaye uzun en iyisi hiç girmeyeyim.

zeyno dedi ki...

Ben diyanetin bu tür bir açıklama yapmasını çok anlamlı bulmuyorum. Zaten kutlayan ne için kutladığını biliyor.Benim için de kutlama sebebim tıpkı Baver gibi. Yepyeni bir yıla başlangıç yapıyor olmak. Dileyen de dilediği şekilde kutlasın, öyle değil mi:))
Özünde iyi, güzel düşünceler yok mu,pozitiflik yok mu, gerisi boş....

ERDIL dedi ki...

Sevgili Baver Her gece yeni bir yil dehilde yeni bir güne baslangic diyebiliriz.Yazmamin nedeni Dini inanclar yönünden kutlamanin Tarihleri idi.Bu gün Miladi takvimi kabul etmemis olsaydik yeni yili bir baska tarih de kutliyacak veya Cinli lerin kullandigi takvimi alsaydik bir baska zamanda kutliyacaktik.
Saygilar.

ERDIL dedi ki...

Zeyno Anne bende ayni fikirdeyim her sene ayni aciklama.Hadi aciklamayi Yabanci ülkelerde yasiyanlar icin yapsalar, anlarimda!...
Haberi okumasan aciklama ihtiyaci bile aklima gelmezdi.
Sevg.Sayg.

Adsız dedi ki...

İsteyen istediği gibi yılbaşı kutlasın veya kutlamasın tabii de ben şu çamların yılbaşı için kesilmesi adetini bize de yerleştirmeye çalışanları anlamıyorum. Ne istiyorlar güzelim ağaçlardan?

ERDIL dedi ki...

Sn.Nicomedian en güzel bir noktaya parmak bastiniz.Eger bizlerde bu aliskanliga basliyacak olursak ne olur.Bunu avrupada bir raya oturtulmustur.Orada ormandan bir tek agac kesilmez.Tipki cicek seralari gibi bu camlar hususi olarak yetistirilir.Onlarinda kendine has kanunlari vardir.Eger bu camlar köklü olarak satin alinipda acik alanlara dikildigi zaman .Eger tesbit edildigi taktirde
sökülüp atilir.Nedeni yetistirilen agac kültürünü bozacagi icin.Dayaniklilik derecesi zayif oldugundan dolayi cabuk hastalanirlar bu hastalik diger agac türünü tehlikeye sokabilir.
Peki bu agaclar görevlerini tamamlandiktan sonra ne olmaktadir.
Süslerinden arindiktan sonra Belediyelerin vermis oldugu tarihler arasinda toplanir ve Hayvanat bahcelerine dagitilir.
Tabii bu durum bizde nasil olur anlayis ne olabilir.Iste o zaman tehlikenin boyutlari cok büyüktür.
Inanin Gecen sene Corlu tarafinda cicek fidanlari satan fidanliklari gördüm.Bu dalda Ünüverste bitirmis bahcivanlarla görüstüm.Durum icler acisi teorik olarak bilgi sahipleri fakat pratikte sifir olduklarini gördüm.Bu konuda cok dertliyim.Site acip bir seyler vermeye calistim.Baktim ki ilgi yok birakmak zorunda kaldim.Cünki insana cok daha yakin olan bir canli türüdür.Bir insanin anlanilmadigi yerde bir fidan onu cok daha iyi anliyabilir.Kaprisin en büyügünü.Hüzünün en derinini nesenin en muhtesimini ancak bu canlilarda görebiliriz.
Saygilarla.