Çarşamba, Haziran 21, 2006

ILK ASKIM..

Sene 1954 annem beni elimden tutup kendi eksenimde bir tur attirdiktan sonra; her sey mükemmel dedi. Ahsap evimizin bahce kapisindan cikarak.Okul adi verilen yeni yuvamiza dogru yola ciktik. Icimde bir korku vardi, kalbimim yerinden cikacagini saniyordum.Kulaklarim annemin ince topuklu ayakkabisindan cikan seslerle doluydu.Büyük bahce kapisinin önüne geldigim zaman bana tek katli bir binayi göstererek: iyi bak kücük bey bu kapidan girdigin an yeni bir yuvan, yeni bir dünyan olacak.Daha da bir cok seyler anlatti, kalbimin sesi ne dediklerini bastiriyor olacak ki hatirlamiyorum simdi. Beni yanaklarimdan öperek grup grup dizilmis, minicik cocuklarin arasina birakti.Ince uzun boylu bir hanimla bir iki dakika konustuktan sonra, diger anne babalar gibi.Bahce kapisindan cikip gözden kayboldular.
Büyük bir sesizlik vardi o koca bahce de .Sonra bir sismanca hanim bir seyler konustu.
Bize hos geldiniz dercesine.Istiklal marsi ile Bayrak göndere cekildi.Annem bana ögretmisti,
o heyacanla dogru söyleyip söylemedigimi hatirliyamiyorum. Gar'i terk eden kara trenler gibi .
Sirayla o tek katli binaya dogru hareket ettik.Her sira sinif adi verilen arka arka dizilmis masalarin arasinda eriyordu. O uzun boylu kadin kapisi kapali bir odanin önün de durdu.Yavasca acti; burasi bizim sinifimizdi.Ne gariptiki hic ötekilerine benzemiyordu.
Duvarlari resimlerle,Pencerelerinde cicekler tam ortada bir akvaryum etrafini cevrelemis siralar.Bir köse Atatürk'e ayrilmis, diger kösede ise kisin bizi isitacak soba duruyordu.Sag duvarin önünde bordo kadife örtülü bir masa üstünde cicek bulunan vazo bir iki kitap,kalemler
bir de üzerine yazi yazilmis tahta parcasi.Koyu mavi önlügünün önü acikti.Gayet sik bir etek buluz görünüyordu.Annem de ise giderken böyle giyinirdi. Cicek kokularinin yanin da baska bir koku daha vardi bu sinifta, sonra bunu cözdüm; meger o koku ögretmenimden geliyormus. O parfümü cok aradim bulamadim.Belki de o koku ögretmen kokusuydu. Kimbilir?..
Bizlere dönerek , isimlerimizle hitap etmeye basladi.Nerden biliyordu ?Ali diyor bir seyler soruyor, arkadan Ülkü dedigi zaman o kalkiyor, onunla konusuyordu. Bir ara Alev dendigini
duydum etrafima bakindim.Bu bendim bir dakika gecikmeyle; gözgöze geldik, icime saplanan bakislari.. Oldugu yerde yarim dönerek parmagi ile kösede duran büstü gösterdi.Kim oldugunu
biliyormusun: dilim tutulmustu son bir hamle ile Atatürk diye fisildandim. Kaslar catilmisti
arkadaslarima dönerek.Gür bir sesle onun adi Mustafa Kemal Atatürk'dür.O gür ses sinifi ve bizleri bir anda kaplamis, heyacan bulutlarini dagitmisti.Tekrar bana dönerek evet efendim ; Ben de bagira bagira Mustafa Kemal Atatürk dedim.Öyle bagirararak söylemisim ki
arkadaslarimin bütün gözleri üzerimdeydi.O ince uzun boylu kadinin alkis sesi bu bakislari cözdü.O beni alkisliyordu hem de tek basina. Iste o gün bu sik giyimli,güzel kokulu kadina asik oldum.O kadini hic unutmadim. Benim ilk askim. Ögretmenimdi.

Saygilarla.

Hiç yorum yok: