Çarşamba, Ağustos 23, 2006

KARIYER ve AILE...






Toplumsal yapının temel taşlarından olan aile kurumu, tarihteki bütün değişmelere ayak uydurabilmiş ve varlığını korumuş bir müessesedir. Çeşitli kültürler içindeki şekil zenginliği yanında, hepsi için ortak karakter ve fonksiyonlar, çok büyük benzerlik gösterir. Ailenin yerini hiçbir teşkilat tutamamaktadır. Çağayı (çocuğu) yetiştirip terbiye etmede ve topluma kazandırmada en başarılı kurum ailedir. Çeşitli mütehassısların kontrolündeki teşkilat ve kuruluşlar bile bu işi tam manasıyla yerine getirememektedir.Akademik arastirmalar dergisin de Durmus Tatlioglu yazmis oldugu bir yazinin giris bölümünde bu sekilde aile yi tanimlamistir.
MySpace Layouts Bu gün Metropol sehirlerimizde yasiyan toplumumuz icersinde.Akademik kariyer yapan kadinlarimizin aile icersin de cocuk yetistirmesi ve bu durum karsisinda kac yasinda cocuk sahibi olacagi önemli bir yer tutmaktadir.Bu gün Ünüverste senelerini geride birakmis.Kendi is yerlerini kurmaya calisan veya calisma hayatina atilip bir noktalara gelmesi arasinda gecen zaman.Aile planlamasi icersinde düsünülen bir cocuk sahibi olma isteginin diger kesimlerde ki gibi.Cok seneler farkina ugradigi,bu sinirlamalarin cogu zaman bir tek cocukta kaldigi tesbit edilmistir.Bu duruma maruz kalmis kadinlarimiza karsi Devletin ne gibi siyasi bir yatirimi olmaktadir.Bu gün Devlet icersinde bir Aile Bakanligi mevcut ise ve bu bakanligin her kesimde yapacagi incelemeler ve yaptirimlar arasin da.Akademik bir egitimden sonra cocuk sahibi olmak istiyen annelere ne gibi imkanlar sunmaktadir.Bu konu genc Türkiye de pek göze carpmamakla beraber.Egitim seviyesinin ne düzeylere kadar gerilediginin bir aynasi olmaktanda ileri gidememistir.Bu konu Avrupa da en ön safhalar da tartismiya acilmis olup.Ilk nesterler vurulmaya baslamistir.Cok cocuk sahibi olmanin tek sakincilarindan biri , onlara sosyal ve kültürel bir seyler verememis olmamizdir.
Bu durumu tersine cevirecek olursak o zamanda ilerde karsilasacagimiz insan gücünün yeterince olmamasi ve ekonomik gücün zayiflamasi ile karsi karsiya gelebiliriz.Bu yasli Avrupa da kaliteli insan gücünün eksilmesine ve elde mevcut olan bu gücün göc yollari ile eksilmesine neden olmaktadir.Yazimizi özetlemek istersek.Akademik bir egitim sonrasi aile temelleri kurmak istiyen bu aile fertleri ne kadar bir zamana ihtiyaclari vardir? Cocuk yetistirme durumlarinda bu kadin ve erkek olarak ayrilmadan.Maddi kayiplari yasam düzeyleri icersinde ne kadar karsilanabilinir.Bu ileri dönük bir yatirim olarak refah bir yasam seviyesin de bizlere kalite olarak geri dönecektir.Bu konu su anda kendi icerimiz de ürettigimiz bir takim careler icersinde süre gelmekte ve bunun sakincalarini ilerideki zamanlar da gördügümüz de is isten gecmis oldugunun farkina varacagiz.Bu durun ayni zamanda psikolojik yaralarin acilmasinada sebep olmaktadir. Bir diger konu ise yapilan arastirmalar neticesinde:
İstanbul’da 1999 yılında en çok gelir vergisi ödeyen ilk 100 mükellef arasında çok sayıda kadın bulunuyor. Vergi rekortmenlerinin ilk 10 sıralamasında 5, ilk 100 sıralamasında 26 kadın yer alıyor. Bu da, İstanbul’da en çok vergi ödeyen her 4 kişiden birinin kadın olduğunu gösteriyor.Peki bu durum karsisinda calisan kadinlarimiza bu vergi dilimden geriye dönen miktar ne kadar olmaktadir ? Kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukların başında kendilerini ispat edebilmek için erkeklere göre daha fazla çalışmak ve özveride bulunmak zorunda olmaları geliyor.Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunlar, doğum ve doğum sonrası izin, süt emzirme izni ve kreş ve yuva sağlanabilirliğiyle sınırlı bulunuyor. Evlilik ve çocuk sahibi olma, kadınların çalışma yaşamında belirleyici rol oynuyor. Çocuk sayısındaki artışa rağmen kadının çalışmak zorunda olması, annenin fiziksel ve ruhsal olarak yıpranmasına, iş veriminin düşmesine ve iş kazalarına yol açabiliyor. Evlilik ve doğum, kadın işçilerin işten ayrılma nedenlerinin yüzde 70‘ini, işverenin işten çıkarma nedenlerinin de yüzde 20‘sini oluşturuyor.Bu durum akademik kariyere atilmaya kalkan kadinlarimizda ise cocuk sahibi olmaya karar verdikleri taktirde iki misli bir güc ve zaman kaybina neden olabiliyor.
Bu konumu ilerdeki zaman dilimi icersinde tekrar baska yönleri ile ele almaya calisacagim.
Saygilarla.
Ayda …
Genelde nisa tayfası içindir,çocuk ve kariyerin hesaplaşması.Aile kurma,taşıma ve devam etirme sorumluluğu onun üzerinde olduğu içindir çünkü(kendi toplumumuzu kastediyorum)YA birini tercihe zorlanırsınız ya da gerektiğinden fazla güç harcarsınız,önünüze kurulan setlerde cabası.
Fakat ne olursa olsun,kız çocuklarının okuyup ,iyi birer meslek sahibi olmaları ve iş hayatına girmeleri gereklidir ki,bilinçli erkekler yetişsin.
Çalışan kadınlar,bilinçli erkekler hayat daha da güzel olacak
Zeyno Anne…
Kadın da çalışma hayatında huzurlu bir şekilde yerini alabilmeli.Tercih yapmak zorunda kalmamalı aslında..

Hiç yorum yok: